İktidar, çökerttiği Doğu’ya çare arıyor

İktidar, çökerttiği Doğu’ya çare arıyor
Tarıma getirilen kısıtlamalarla halkı yoksullaştıran ve bölgeyi teröre teslim eden AKP, hatasını telafi etmek için şimdi Doğu ve Güneydoğu’ya fabrikalar kurmaya hazırlanıyor

YENİÇAĞ/Salim Yavaşoğlu

AKP iktidarı uyguladığı politikalar nedeniyle önce teröre teslim ettiği Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da şimdi hatalarını telafi etme çabasına girdi. Başbakan Binali Yıldırım, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri’nde yeni cazibe merkezleri oluşturacaklarını, buralarda fabrikaları devletin inşa edeceğini, özel sektörün işleteceği fabrikaların ürünlerini yine devletin alacağını söyledi. Oysa 2002’den bugüne kadar yaşananlara bakarsak, terör olaylarının yatırımları engellediği Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da uygulanan yanlış politikalar nedeniyle yurt çapında olduğu gibi tarım ve hayvancılık da geriledi. TÜİK verilerine göre; en yüksek işsizlik yüzde 15,6 ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde. En düşük istihdam oranı da yüzde 34,8 ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde.

4 milyon vesikalı yoksul

İMF’nin baskılarıyla çıkartılan şeker kanunuyla pancar ekim alanlarına sınırlama getirildi, mısırdan çok daha ucuza elde edilen nişasta bazlı şekerlerin ithaline ve üretilmesine izin verildi. Pancar fiyatları düşük rakamlarda tutuldu, para kazanamayan çiftçi verilen kotalar kadar bile pancar ekmemeye başladı. Haşhaş-pancar-tütün ekiminden ve kazancından mahrum bırakılan köylüler, çiftçiler mecburen ya köylerinden başka şehirlere göç ettiler ya da teröre bulaştılar. Doğu ve Güneydoğu’nun 17 ilinin toplamdaki nüfusu 10,3 milyon ile Türkiye nüfusunun yüzde 13,4’ünü bulurken yoksulları yaklaşık 4 milyon ile Türkiye yoksullarının üçte biri büyüklüğünde. Bu rakam sadece sağlık ve sosyal yardımlardan yararlanmak için Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında tescil edilerek “yoksulluk vesikası” alanları kapsıyor. Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık, yıllar önce Devlet Planlama Teşkilatı’nın bir yayınını okuduğunu belirterek, “2000 yılında Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da bulunan 8 fakültenin Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki sanayi ve tarımsal yatırımlarla ilgili hazırladıkları çok detaylı bir rapor okumuştum. Şimdi bu sanayi ile ilgili kısımda yer alan tespitlerle ilgili hatırladıklarımı size aktarayım. Doğu’da sanayi tesisleri kurulamıyor. Neden kurulamıyor? Bir kere pazar Batı’da. Hammadde Batı’ya geliyor. Doğu’ya sanayi tesisini teşvikle de kursa sanayici hammaddeyi geliyor Batı’dan alıyor Doğu’ya götürüyor. Orada işliyor, üretiyor, tekrar malını satmaya Batı’ya getiriyor. Yollar da düzgün değil. Son derece dağlık yöreler” dedi.

 

Fakirlikten pazar oluşmadı

Atalık, sanayicinin ürettiğini Doğu Anadolu’da da satamadığını belirterek, “Halkın fakirliğinden kaynaklı olarak bu ürünler Doğu’da satılamıyor. Yani pazar oluşamıyor. Dolayısıyla eğer istihdam yaratılmak isteniyorsa, eğer ki üretim yapılmak isteniyorsa buradaki üretimin sadece teşvikle desteklenmesi değil, aynı zamanda da pazarlanması konusunda da yardımcı olunması gerekiyor. Binali Yıldırım’ın açıklaması aslında alanda istihdam yaratılması için son derece güzel bir açıklama. Ancak devlet sanayide istihdama yönelik yaptığı bu yatırımı neden tarımda yapmıyor? Küçük ve orta ölçeklidir bizim çiftçimiz. En büyük problemi tarımsal destek o, bu değil. Ürününü pazarlama kanallarında yaşadığı sorunlar. Aynı yardımı, ürününü pazarlaması konusundaki yardımı neden çiftçiye göstermiyorlar? Buradaki püf noktası o” şeklinde konuştu.

 

Tarım sektörüne pazarlama teşviki

Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık sözlerini şöyle sürdürdü: “Ürünleri pazarlama konusunda yardım göstermediği için tarım arazileri boşalıyor. Tarım arazileri üzerinde kentleşme, sanayileşme, turizmleşme gibi amaç dışı yatırımlar oluyor. Buna karşılık Türkiye yabancı ülkelerden tarım arazisi kiralama, satınalma peşinde koşuyor. yani orada insanların istihdam edilmesi açısından kurulacak sanayi tesislerinin ürününü pazarlamasına yardımcı olunması son derece iyidir. Ama aynı şey daha fazla tarımda yapılmalıdır. Tarım arazilerimizi kaybetmememiz için. Bu bölgelerimizin kırsal nüfusunun, dolayısıyla tarım nüfusunun yüksek olması tarım politikalarından doğrudan etkilenmektedir. Bahsettiğim raporda da bölgeyi kalkındırmanın en önemli yolu olarak tarım sektörü gösterilmektedir.”