İktidarın cicisi...

İktidarın cicisi...

Meral Akşener, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli için korkulu rüya idi...

Partiden ihraç edildi!

Prof. Dr. Ümit Özdağ, Bahçeli için tehlikeli olabilecek bir Genel Başkan adayıydı...

Kesin ihraç talebiyle Disiplin Kurulu'na verildi.

Eh, geriye kaldı iki Genel Başkan adayı:

Koray Aydın ve Sinan Oğan.

Devlet Bahçeli, Sinan Oğan'ı daha önce MHP'den atmıştı ama o mahkeme kararıyla geri dönmüştü. Bahçeli bir vesileyle Koray Aydın ve Sinan Oğan'ı da partiden ihraç ettirirse karşısında hiç rakip kalmayacak.

 Oh ne güzel!

Sen sağ ben selamet!

 Bahçeli'nin demokrasi anlayışı bu!

 Devlet Bahçeli, Türkiye'de demokrasi, hak, hukuk istermiş gibi görünüyor, herkese demokrasi vaazları veriyor ama kendi partisinde demokrat davranmıyor. Parti içinde özgür düşüncelerini söyleyenler hemen kapı dışarı ediliyor!

Rahmi Turan Sözcü

***

"Uğursuz"a oy mu verecek?

-----

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli "çok sıkıntılı bir süreç içindeyken aniden başkanlık sisteminin gündeme girmesi" nedeniyle medyada, sosyal medyada ve siyasette çok fazla eleştirildi.

En sert eleştiri CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Böke'den geldi.

Böke "Bahçeli AKP'nin koltuk değneği gibi... Adeta onların 'muhalefetten sorumlu genel başkan yardımcısı" dedikten sonra şöyle devam etti: "Teröre şehitler vermeye devam ediyoruz. Dolar almış başını gidiyor. İnsanlar işsiz ve açken Türkiye'de demokrasiyi değil başkanlık konuşuyoruz."

***

Aslına bakarsanız, başkanlık referandumu tartışılmadan önce çok önemli bir konu daha var.

Genelkurmay Eski Başkanı Hilmi Özkök'ün Meclis Darbe Araştırma Komisyonu'nda yaptığı açıklamalar "Balyoz Davası ve çok öncesinden başlayarak 15 Temmuz FETÖ darbe girişimine varan süreçte neler olduğunun, bu dehşet yanlışlara kimlerin sebep olduğunun tam olarak anlaşılmasını" gerektiriyor.

Yani onun söyledikleri "tepeden inme bir başkanlık seçimine gidişi" iyice yanlış kılacak nitelikte.

Bahçeli ise hakkındaki eleştirilere (Özkök konuşmasından sonra) sosyal medya üzerinden uzun bir cevap verdi.

Burada "Sistemin tıkandığından, 'fiili dayatma' olduğundan" söz ediyor, kendisinin "Başkanlık konusu Meclis'e getirilsin" önerisine her kafadan bir ses çıktığını söylüyordu.

***

Cevaptaki en dikkat çekici vurgu "Malum ve meşum bir sorunun demokratik yollarla çözülmesi çağrısında bulundum. Gerekirse halka gidelim diyorum" cümlesinde.

Önce "meşum" sözcüğüne bakalım. Kelime anlamı "uğursuz ve kötü".

Demek ki Bahçeli Türkiye'de başkanlık ısrarını böyle görüyor.

Bu durumda MHP'nin "referandum oylamasında Ak Parti'ye destek vermeyeceği" düşünülür.

Veya Devlet Bahçeli'ye sormak gerekir; "Uğursuz ve kötü dediğiniz bir değişikliği onaylayacak mısınız?"

Güngör Mengi Vatan

***

"Tek adam" her yerde

-----

Elimizde 160 sayfalık bir dergi. Adı; Meclis Bülteni. İki ayda bir TBMM Basın, Yayın ve Halkla İlişkiler Başkanlığı'nca çıkarılır, Meclis Başkanı başta olmak üzere Meclis'i yönetenlerle Meclis'in faaliyetlerini yansıtır.

Elimizdeki bültene bakıyoruz, neredeyse yansıttığı tek şey Meclis Başkanı İsmail Kahraman'ın faaliyetleri; Kahraman falanca heyeti kabul etti... Kahraman filanca toplantıya katıldı... Kahraman feşmekanca açılışı yaptı... Feşmekanca şehri ziyaret etti... Falanca günle ilgili mesaj yayımladı...

Haberlerin neredeyse tamamı İsmail Kahraman'la ilgili de bültende yer verilen fotoğraflarda durum farklı mı? Neredeee... Üşenmedik, tek tek saydık; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun iki, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin üç, Binali Yıldırım'ın dört, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dokuz fotoğrafına yer verilmiş. HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın tek bir fotoğrafı bile gözümüze ilişmezken İsmail Kahraman tam 79 (Yazıyla; yetmiş dokuz) fotoğrafıyla arz-ı endam etmiş.

Adı Meclis Bülteni. Ama sayfalarını karıştırınca, karşınıza resmen "İsmail Kahraman'ın kişisel haber bülteni" ve de fotoğraflarından oluşan "Kişisel albümü" çıkıyor. İçinde Meclis'in yasama ve denetim faaliyetlerine ilişkin ciddi bir haber, araştırma, rapor ara ki bulasın.

Anlaşılıyor ki "tek adam" olma hevesi bu ekibi sarıp sarmalamıştır.

Melih Aşık Milliyet

***

Bahçeli nereye koşuyor

------

'Erken seçimden kaçmak için başkanlığın önünü açtı' deniyordu. En kolay satın alınan senaryo buydu. Güya teşkilatları dağınıktı, MHP iç kargaşa yüzünden seçime hazır değildi. Üstelik anketlerde de baraj sınırında görünüyordu. AK Parti'nin erken genel seçim planladığını görünce derhal başkanlık kartını masaya sürdü. 

 Bahçeli'nin amacı, başkanlığa giden yolu açarak erken seçimin önünü kesmekti. Böylece zaman kazanacaktı... Fakat bu senaryo, Elif Çakır'ın dün Karar gazetesinde yazdığı bir kulisle çöktü.

Referandumdan geçerse başkanlık seçimiyle parlamento seçimlerini bir arada yapmayı tasarlıyormuş Beştepe.

Başkanlık da gelse erken seçimden kurtuluş yok anlayacağınız.

***

Peki Bahçeli bu hamleyi niye yaptı?

En çok rağbet gören ikinci senaryo ise iktidara tuzak kurduğu şeklindeydi. Bahçeli nereye koşuyor?

Yani teklifi Meclis'e getirtecek ama geçirtmeyecekti. Ya da Meclis'ten geçirtecekti, fakat referandumda sandığa gömüleceğini inanıyordu. Bunun için de canla başla hayır kampanyası yürütecekti. Dolayısıyla Bahçeli'nin hesabı, AK Parti'yi boş havuza itmek deniyordu. Elif Çakır'ın Beştepe kulisi bu senaryoyu da kökten çürütüyor. Çünkü anayasa taslağı son şeklini aldığında, Meclis'ten önce Bahçeli'ye sunulacakmış. Beştepe'nin aklında, Bahçeli'yle oturup metni istişare etmek ve önden olurunu almak varmış. Hatta teklifin, AK Parti ve MHP milletvekillerinin ortak imzasıyla verilmesi isteniyormuş.

Bu da MHP'nin hem Meclis'te hem de referandumda arkasında duracağı bir teklifle gelinecek demektir. Doğruysa, yol haritası buysa, ikinci senaryo da gitti mi çöpe..

* * *

Geriye şu sorular kalıyor... Öyleyse parlamenter sistemin ateşli savunucusu Bahçeli neden fikir değiştirdi? Bunu soranlara Twitter'dan patlaması bir sıkışmışlık belirtisi mi? Ve başkanlığa evet mi, hayır mı diyecek sorusunu niye hâlâ boşlukta bırakıyor?..

Akif Beki Hürriyet