İnce şöyle devam etti: “Biz milyonlarız, biz haklıyız, biz güçlüyüz, çok çalışacağız. Çalmayacağız, korkmayacağız, yılmayacağız. Başımız eğilmeyecek. Unutmayınız ki eğilen baş suya batar. Bizim destanımızda eğilmek yok, geleneğimizde bunlar yok. Biz Aydın’ın inciri, Giresun’un fındığı, trakyanın buğdayı, Adana’nın portakalıyla büyüyenleriz. Biz Karadeniz’de horon tutan, Trakya’da karşılama oynayan, Ege’de zeybek oynayan, Erzurum’da bar tutan, Diyarbakır’da Adiloş bebe diyenleriz. Biz bu ülkede Kürdü, Türkü, Lazı, Çerkezi, Pomağı, Boşnağı, Arabı hepimiz bir milletin parçasıyız. Hepimiz Türk milletinin bir parçasıyız.”
Zulüm var, zindan var
Muharrem İnce, şunları söyledi: “Biz bu oyunu bozacağız. Yeni dünyalar kuracağız, baharları yaşatacağız bu memlekete. Türkiye’yi Kakava şenlikleri gibi mutlu kılacağız hep birlikte. Size söz bu ampül patlayacak, Türkiye bu beladan kurtulacaktır” dedi. İnce, “Zulüm var, zindan var, cop var, gaz var bu ülkede. Unutmayınız ki Hz. Yusuf’u zindana attıkları için binlerce sene sonra da Yusuf bu dünyada kalıcı oldu. Haftalar günleri, aylar haftaları yer. Ama yıllar hep zalimleri yemiştir bunu asla unutmayın. Türkiye bir karanlığa doğru yol alırken, Türkiye demokrasi treninden diktatörlüğe doğru ilerlerken, ormanlarımız, yeşil alanlarımız tahrip, talan edilirken, muhalifler gazla, copla terbiye edilirken, çocuklarımızın umudu karartılırken, 80 yıllık birikimlerimiz babalar gibi satılırken, bağlılık, yağcılık ve sünnete uygun bıyık diyerek, başbakana bağlılık, tarikata yağcılık, sünnete uygun bıyık. Türkiye’nin özeti budur.”
