İnegöllüye, Dörtyolluya “hain alçak” dedi...
Kim dedi?!..
Selviboylu!..
Hatay’da hızını alamadı, “Benim polisime silah sıkan el, ne derece hainse, alçaksa, vahşiyse, teröristse, kusura bakmayın cam çerçeve indirenler de aynı durumdadır..”
Aynen böyle dedi..
İnegöllü ile Dörtyolluyu, PKK’lı çakallarla aynı kefeye koydu.. İnegöl’ü, Dörtyol’u basan alçakları seyreden kim!.. Kim yönetiyor devleti.. “Seyredenlerin” haline sabrı taşan ahaliye, “haddini aştı” diye kanunun elinin uzanması bir başka gerekli iştir..
O ahaliyi, vatan haini PKK eşkıyası ile aynı kefeye oturtmak ise çok çok düşünülmesi gereken bir sonuçtur..
Bu “Selvi boylu” daha bir süre önce, “Vatandaşın sabrını taşırınca savunma inisiyatifi kaçınılmaz oluyor” diye doğru bir laf etmişti.. Belli ki, onu “dik duruşu” nedeniyle pişman etmişler!.. Şehirleri basan eşkıya sürüsünün de işbirlikçilerinin de izleri yok..
O izleri bulmakla yükümlü “civanım” asli işini bir kenara koymuş “milliyetçi avına” çıkmış durumda.. Efendi Hazretleri, milliyetçi inisiyatifi “alçak-vahşi-terörist” diye PKK ile eşdeğere getirince, kapıkullarına da “saldırı yolu” sonuna kadar açılıyor tabii...
Dört polisi şehit edenler kimlermiş bakın!..
Türk Silahlı Kuvvetleri(Jitem)-MHP-PKK..
Sonra!!? Sonra destekçileri CHP!..
Aynen böyle yazıyorlar, taraftarlarına, cemaatlerine bunu üflüyorlar.. Ne için hangi düzeni korumak için beslendikleri belli matbuat erbabı iş başında.. Asker-MHP-PKK-CHP el ele.. Hatay’da polisleri şehit etti..
Çünkü bunlar derin devlet!.. Çünkü “derin devlet” referandumda “evet” çıkmasını istemiyor!.. Türkiye’de ne kadar karanlık iş, yıkıcı sonuç, istenmeyen sosyal çıkış varsa, iktidarın savunma gerekçesi hazır..
“Karşımızdaki PKK-MHP-CHP-Asker ittifakı derin devlet olarak yolumuza çıkıyor!!”
Selvi boylum, Hatay meydanına taşıttığı kalabalık üzerinden, ekran yolu ile Türkiye’ye diyor ki;
“Bu anayasa değişikliğine CHP karşı çıkıyor, bu Anayasa değişikliğine MHP karşı çıkıyor, bu anayasa değişikliğine BDP karşı çıkıyor, bu anayasa değişikliğine bir kısım medya karşı çıkıyor, karanlık ortamdan medet uman çeteler karşı çıkıyor, vesayet düzeninin devamından yana olan şebekeler karşı çıkıyor. Statükoya sırtını dayamış, vesayete sırtını dayamış tuzu kuru seçkinler ‘evet’e karşı çıkıyor. Bütün bunlarla beraber bir de kim karşı çıkıyor biliyor musunuz? Terör örgütü karşı çıkıyor. Bundan daha açık, net ne olabilir? CHP-MHP-BDP-bir kısım medya, YARSAV, terör örgütü hepsi bir araya toplanmışlar... Kime karşı? Milletin anayasasına evet diyenlere karşı...”
İşte yani bu yüzden, o karşı çıkanlar gidip Dörtyol’da dört polisi şehit etmişler!..
Çünkü, “Bunlar derin devlet..”
İyi de sen nesin!.. Devlet de sen değil misin?.. Devletin bütün köşe başları sende değil mi?.. İtelediğin zaman, ordunun generalinin üniformasının altına giydiği çamaşırın rengini bile tespit etmiyor musun?!.
Devlete rağmen “derin devlet” olur mu?!! Olursa, bir olur, iki olur, bu ne çok “derin devlet”tir böyle, neden tespiti yoktur hâlâ.. Neden “Derin devlet diye” o güne göre kimin tepesine binilecekse o suçlanıyor da, bu “derin tetikçilerin” kulağına yapışılıp sergilenmiyorlar.. Herkesin düştüğü telefon takibine bunlar nasıl oluyor da düşmüyor?!.
Dörtyol MHP yöneticisinin nasıl, kendi çıkarları doğrultusunda sergilenmeye çalışıldığı, Dörtyol’daki istihbarat görevlilerinin, tam da PKK çetesinin istediği biçimde nasıl lime lime edildiğini görüyoruz.. Maksat “evet”e rant çıkarmak ve ötesi..
Hani insanın aklına da gelmiyor değil, “Ne malum bu işte sizin parmağınızın olmadığı!!”
Baksanıza kim kâr sağlamaya çalışıyor!!
Milliyetçileri kim infaz etme peşinde!