İnekler ahırlara insanlar meralara

İnekler ahırlara insanlar meralara
Samanın bile ithal edilir olduğu ülkemizde mera, çayır, yayla ve kışlaklar, Tayyip Erdoğan’ın onayladığı torba yasa ile kentsel dönüşüme açıldı.

Özel Haber: Salim Yavaşoğlu

AKP iktidarının, 2004 yılından bugüne kadar 4342 Sayılı Kanun’da çeşitli zamanlarda yaptığı değişiklikler, üreticilerin doğal ortamda hayvanlarını otlattığı mera, yaylak ve kışlakları yok ediyor. Önce otlak alanlarda inşa edilen yapılara af çıkarıldı. Otlak alanlar daha sonra da maden, petrol aramaları ve başta hidroelektrik santralleri olmak üzere çeşitli enerji yatırımlarına açıldı. Arkasından ise turizm tesisleri yapılabilmesi için Turizm Bakanlığı’na yetki verildi. Bu da yetmedi özel yetkilerle TOKİ’ye açıldı. Afet Yasası ile afet riski altında olan yerlerde yaşayanların buralarda yapılacak yeni uydu kentlere taşınmasının yolu açıldı. Son olarak Tayyip Erdoğan’ın onayladığı Torba yasa ile de “Kentsel Dönüşüm” ve hür türlü özel projeye tahsis edilebilir hale getirildi.   

Meralara gökdelen
Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık, Soma faciası sonrasında iş güvenliği ve işçi sağlığını daha iyi duruma getirme iddiası ile hazırlanan 6552 sayılı “İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanunun” Resmi Gazete’nin 11 Eylül 2014 tarihli mükerrer 29116 sayılı nüshasında yayımlanarak yürürlüğe girdiğini belirterek, “Samanın bile yurt dışından ithal edilir olduğu ülkemizde meralarımız kentsel dönüşüme açılıyor. Bu değişiklikle inekler ahırlara hapsedilirken, insanlar ise meralara inşa edilecek gökdelenlere taşınacaklar” dedi.

Anayasal koruma
Ahmet Atalık, özü ile bağdaşmayan birçok maddenin eklenmesiyle torba yasa statüsü kazanan bu yasa vasıtasıyla 4342 sayılı Mera Kanunu‘nun 14. maddesinin birinci fıkrasına bir bent eklendiğini kaydederek, “Buna göre ‘Bakanlar Kurulunca kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı olarak ilan edilen’ yerlerin tahsis amacı değiştirilebilecek (mera amacı dışında kullanılabilecek), kentsel dönüşüm adı altında betonlaşacak, kentleşecek! Maddenin gerekçesi de bir o kadar ilginç; ‘Mevzuata uyum sağlamak’(!) Türkiye Cumhuriyeti Anayasası‘nın ‘Tarım, hayvancılık ve bu üretim dallarında çalışanların korunması’ başlıklı 45. maddesi ile devlete tarım arazileri ile çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önlemek görevi verilmiştir. Anayasa’nın bu hükmüne uygun olarak da 1998 yılında Mera Kanunu yürürlüğe girmiştir” bilgisini verdi.

Kaçak yapılara af 
Atalık, Mera Kanunu’nun 2004 yılına kadar mevcut haliyle muhafaza edildiğini belirterek, “Kanunda 2004 yılında yapılan değişiklik ile ‘Geçici Madde 3’ ilave edilmiştir. Bu madde ile belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde kalan ve 1.1.2003 tarihinden önce kesinleşen imar planları içerisinde yerleşim yeri olarak işgal edilerek mera olarak kullanımı teknik olarak mümkün olmayan yerlerin tahsis amacının değiştirileceği hüküm altına alınmıştır. Kanunun ‘Mera, Yaylak ve Kışlakların Korunması’ başlıklı 19. maddesi ve ‘Yükümlülükleri Yerine Getirmeyenler’ başlıklı 27. maddesi ile gereği yapılacağı yerde, sağlanan imtiyazla düzen tanımazlara af getirilerek kaçak yapılar yasallaştırılmıştır” açıklamasını yaptı. 

Kışlak ve yaylaklar 
Atalık şöyle konuştu: “2005 yılında yapılan değişiklikle ‘Geçici Madde 3’teki imtiyaz daha da genişletilerek tahsis amacı değişikliklerinin ot bedeli dahi alınmaksızın yapılması hükmü getirilmiştir. İşgalciler ve düzen tanımazlar bu yolla daha da ödüllendirilmiştir. Kanunda 2007 yılında yapılan değişiklikle meralar için sağlanan imtiyazlara yaylak ve kışlaklar dahil edilerek imtiyaz alanı genişletilmeye devam edilmiştir.” 
Atalık, kanunda 2008 yılında yapılan değişiklikle de tahsis amacı değişikliği imtiyazı içerisine elektrik faaliyetleri ile jeotermal kaynaklı teknolojik seralar için ihtiyaç duyulan mera, yaylak ve kışlak arazilerin de dahil edildiğini bildirerek şunları söyledi: 

Tehdit unsurları
“Mera alanları üzerindeki baskı sadece bu değişikliklerle sınırlı değildir. AKP hükümetinin 2011 yılında çıkardığı 648 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Bazı Kanun ve KHK’lerde Değişiklik Yapılmasına Dair KHK ile de meralar üzerinde bir takım tehdit unsurları oluşturulmuştur. Söz konusu KHK’nın 23. maddesi ile 3194 sayılı İmar Kanunu’na ‘Ek Madde 4’ eklenmiştir.” 

Yaylaların imara açılmasıyla birlikte özellikle Doğu Karadeniz’de yer alan Kaçkar yaylalarında hızlı bir şekilde inşaatlar yapılmaya başlandı. 

Yabancıya villa izni 
Çıkarılan kanunlarla yabancılara bir anlamda villa yapma izninin verildiğini belirten Ahmet Atalık, “Köylerde inşa edilecek yapılarla ilgili olarak daha önce sadece köy nüfusuna kayıtlı ve köyde sürekli oturanlar için geçerli olan ‘yapı ruhsatı aranmamasına’ yönelik istisna, herkesi kapsayacak şekilde genişletilmiştir. Ayrıca, bu yerlerde inşa edilecek yapılara bodrum hariç 2 kata ve 200 metrekareye kadar da yapı inşaat alanına izin verileceği hükmü getirilmiştir. Neyse ki Anayasa Mahkemesi (AYM) 2012 yılında bu değişikliği iptal etmiştir. Ancak, 2013 yılında çıkarılan 6495 sayılı Bazı Kanun ve KHK‘lerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile bu istisnalar hemen hemen aynı şekilde tekrar getirilmiştir” diye konuştu.


Her şey dahil 2014
Atalık, sözlerini şöyle sürdürdü: “Son olarak da 11 Eylül 2014 tarihli mükerrer Resmi Gazete‘de yayımlanan kanun ile de Bakanlar Kurulu’nca kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı olarak ilan edilen mera, yaylak ve kışlakların tahsis amacı değişikliğinin önü açılmıştır. Yapılış şekli itibarıyla adı “rantsal dönüşüm”  ile özdeşleşen “kentsel dönüşüm” artık meralara kadar girmiştir. Bundan böyle meralarımızda hayvanlarımızın otlatılması yerine binalar yükselecek! Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşunda ülke yüzölçümünün yüzde 56‘sını (44 milyon hektar) oluşturan mera, yaylak ve kışlaklarımızın oranı günümüzde yüzde 19’a (14.6 milyon hektar) kadar gerilemiştir.” 


İthal samana 25 milyon TL
Mera alanlarının azalmasıyla yem ihtiyacı açığının arttığına dikkat çeken Atalık,  “Ülkemizin yıllık kaba yem ihtiyacı 50 milyon tondur. Kaliteli kaba yem açığımız ise 14.3 milyon tondur. Türkiye, 2012 yılında bir ilke imza atmış ve samanı dahi yurt dışından alır olmuştur. Bakanlar Kurulu’nun 8 Nisan 2013 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan kararıyla bir de saman ithalatı için geriye yönelik 25 milyon teşvik verildi. Anayasa Mahkemesi bu olumsuzluğa dur denemezse çocuklarımız meralarda otlayan hayvanları ancak süt kamyonlarının üzerindeki resimlerde görebilecektir. Mera ile bağlantısı kalmayan hayvanların ürünlerinden sağlık beklemek de boş bir ümit olacaktır” vurgusu yaptı.