İnsansız Hava Araçsız istihbarat niye zor olsun?

Terörle mücadelenin teröristle mücadele sanıldığı dönemlerden günümüze nerdeyse çeyrek asır geçti. Hâlâ doğru dürüst bir mücadele planı ve bu doğrultuda çalışan bir teşkilat kurumlaştırılabilmiş değil. Neyse ki, terörün sosyal, kültürel, ekonomik boyutları bir yana bırakılarak acemi askerleri sahaya sürerek alan hakimiyetinin kurulacağını zannedenlerin sayısı gün geçtikçe azalıyor.
Bir ziyaret sırasında hasbelkader yan yana oturduğumuz apoleti sırmalı komutanın anlattıkları, yıllardır bu köşede savunduğum tezlerde yalnız olmadığımı, cihet-i askeriyede karşılık bulduğunu gösteriyor. Komutan, teröristle mücadele edecek kadronun tamamen muvazzaflardan seçilmesi, jandarma ile polisin tek komuta merkezinde birleştirilmesi ve aciliyet olmadıkça Kara Kuvvetleri birliklerinin operasyona katılmaması gerektiğini söylüyordu. Ben üniformalı askerin ne olursa olsun vatandaşın karşısına çıkartılmamasının önemini vurgulayınca, haklısın anlamında başını salladı. Onun görev sorumluluğu benim meslek ahlakım daha ötesini konuşmamızı engelliyordu.
Evet, asker sınırların dışından, polis ve jandarma ise içerden gelecek tehlikelere karşı konuşlandırılmalıdır. Orduya kolluk gücü muamelesini reva gören güvenlik modelleri vadesini çoktan doldurdu. Aksi bir durum iç savaş görüntüsü oluşturur. Kuzey Afrika ve Orta Doğu’da yaşanan sahnelerden ibret alınmalıdır. Aslında terör örgütünün ve onu başımıza musallat eden yabancı odakların çekmeye heveslendiği kare böyle bir enstantanedir. Terör örgütünü gerilla gücü gibi sunmaya yeltenenlerin ekmeğine yağ sürülmüş olur.
İktidar partisi ile Genelkurmay arasındaki, özellikle Balyoz davası sebebiyle yaşanan gerginlik sorunlara sağduyu ile yaklaşımı engelliyor. Birincisinin  “burnunu sürtmek”  ve ikincisinin “taviz vermemek”  şeklinde algılanan tavırları sorunu çözümsüzlüğe sürüklüyor. Hükümetin, yönetemediği için askıya aldığı açılım süreci dahil, teröre karşı bir mücadele stratejisi hâlâ belirlenmiş değil. 90’lı yılların ilk yarısındaki sert tedbirlerle dağdaki etkinliğini yitiren terör örgütünün üzerine sosyal ve ekonomik tedbirlerle gidilemediği, için o gün ameliyatla alınmaya çalışılan habis ur bugün bütün vücuda yayınlan bir kansere dönüştü. Şimdi kemoterapi benzeri acı ama çok güçlü bir tedavi uygulanmazsa hastayı tamamen kaybedecek aşamaya geldik.
Terörle mücadelede alınacak tedbirlerin elbette siyasi sonuçları olacaktır. Ancak vatandaşın yönetimin samimiyetine inanması gerekir. Güven verirseniz bırakın oy kaybetmeyi aksine kazanabilirsiniz de. Fakat ilerde bir gün suikasta kurban gitmeyeceğinizi kimse garanti edemez. İnançlı bir insan için bunun anlamı şehitliktir ve zaten ecelin zamanı değişmeyeceğine göre, ölümlerin en güzelidir!
Ne yazık ki, terörle mücadelenin olmazsa olmazlarından istihbarat konusunda zayıfız. Dışa bağımlılık sürüyor. İlginçtir ki, Genelkurmay Başkanı ve komutanlar adım adım izlenip dinlenebiliyorken, teröristler dağda olduğu kadar şehirde de elini kolunu sallayıp dolaşabiliyor. Tepedekiler birbirlerini izlemekte gösterdiği mahareti, teröriste karşı da gösterebilse, örgütün içine daha fazla sızabilse sorun birçok boyutuyla halledilmiş olurdu. Hem örgütün eylemlerinden plan safhasında haberdar olunur hem de daha fazla mayolu gerilla fotoğrafları çıkar ve plaj sefaları görüntülenebilirdi. Sanırım bizimkiler, ’önderliklerinden’cinsel taciz yüzünden kaçan kadın militanların ifşaatlarını bile kayda almamıştır.
İnsansız hava araçlarına, yani Heronlara niçin bu kadar bağımlı kaldığımızı anlamak da kolay değil. Oysa uzaya gönderilecek birkaç uydu ile daha sağlam veri toplanabilir ve izleme yapılabilir. Bugün internette ücretsiz sağlanan teknolojiyi geliştirmek o kadar zor olmasa gerek. Uydu masraflı geliyorsa meteorolojinin balonlarına yerleştirilecek kameralarla bile daha verimli sonuçlar alınabilir. Böylece hem İsrail’e bağımlılıktan, hem de çıkardığı yüksek gürültü ile Mehmetçiğin dikkatini dağıtan ve teröriste saklanacak zaman bırakan İHA’ların (İnsansız Hava Aracı) yan etkilerinden kurtulabiliriz. Mevcutlar da, eğer bakım için gönderildiği İsrail’den geri alınabilirse sadece sıcak çatışmalara destek sağlayabilir.

Yazarın Diğer Yazıları