İnternette güvenli olmanın yolları

İnternette güvenli olmanın yolları
İnternette yüzde 100 güvenli olmak mümkün olmasa da, alınacak birkaç tedbir sizi bazı tehlikelere karşı koruyacaktır

Genellikle büyük firmaların ya da ünlülerin internet güvenliği açısından kaygı duyması gerektiğini düşünürüz. Ama aslında hepimiz bazı fotoğraf ve mesajları sadece kendimiz için saklamak, kredi kartı bilgilerimizin güvende olduğunu bilmek isteriz. İnternet güvenliği şirketi McAfee ile Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi’nin verilerine göre geçen yıl ABD’de 40 milyon kişinin kişisel bilgileri çalınmış. Türkiye’de ise bu rakam 54 milyona ulaşmış. Güney Kore’de 20 milyon, Almanya’da 16 milyon, Çin’de ise 20 milyon kişinin bilgileri çalınmış. Bilgisayarımızda tuttuğumuz bilgilerin yüzde 100 güvende olduğunu varsaymak ne kadar yanlışsa, e-mail hesaplarımızı ya da bulut teknolojisi kullanarak sakladığımız fotoğrafları daha güvenli kılamayacağımızı düşünmek de o kadar yanlıştır. Bulut hizmetleri yaygınlık kazandıkça akıllı telefon türü cihazların fabrika ayarları, kullanıcı bilgilerinin uzak depolarda saklanmasına göre düzenlenmiştir. Fotoğraflarınızın başkalarının eline geçmesini istemiyorsanız, telefon ayarlarınızı ve ne tür bilgilerin otomatik olarak buluta aktarıldığını kontrol ederek otomatik yüklemeyi devre dışı bırakabilirsiniz. Bulutun yine de ne kadar yararlı olduğunu telefonu kaybolan ya da bozulanlar teyit edecektir. Neyse ki bulutta da güvenliği sağlamanın yolları var. Her şeyden önce güvenli bir şifre belirlemeniz gerekir.

Şifre oluşturma
Bazı bilgisayar uzmanları en önemli etkenin şifre uzunluğu olduğunu söylüyor. Örneğin, 16 karakterden oluşan “arabamiseviyorum” gibi hatırlanabilir bir şifreyi tahmin etmek, 8 karakterli “T9Sey!?q” gibi anlamsız bir şifreden daha zordur. Çünkü 16 karakterde kombinasyon sayısı çok daha fazladır, yani casus programların bu şifreleri çözmek için çok daha uzun süre uğraşması gerekecektir. Bir araştırmada, “etkili” olarak düşünülen sekiz karakterli şifrelerin yüzde 22’sinin 10 milyar denemenin ardından bulunduğu, 16 karakterli şifrelerde ise bu oranın yüzde 12’de kaldığı tespit edildi. “Tahmin Edilemezi Tahmin Etmek” adlı kitabında William Poundstone başka önerilerde de bulunuyor. Örneğin, “I” ya da “i” harflerinin yerine “1” koymak tahmin yürüterek çok kolay bulunacağından ve sahte bir güvenlik hissi yarattığından bundan kaçınılması gerektiğini belirtiyor. Onun yerine, sizin için anlamlı olan bir cümlenin baş harflerini birleştirerek bir şifre yaratmanın daha güvenli olacağını ifade ediyor. 
Peki, e-mail şifrenizi değiştirmek, sizi güvende yapacak mı? Tam olarak değil. Bilmediğiniz bir yerde güvenli olmayan bir wi-fi kullanıyorsanız aynı noktadaki bir dinleyici aygıt sizin internetteki gezintinizi takip edip şifrenizi okuyabilir. Herhangi bir wi-fi’ye girmek için size şifre sorulmuyorsa büyük olasılıkla güvenli olmayan bir ortam söz konusudur. Bu noktalarda internet aktivitenizin e-mail kontrolü ya da buluta veri yükleme gibi işlemleri içermemesine dikkat edin. Bu işlemleri evinizde kendi wi-fi sisteminize bağlanarak, telefonunuzda 3G ya da 4G sembolünü görerek yapmanız tavsiye olunur. Daha güvende olmak için, telefonunuza bir sanal özel ağ (VPN) uygulama programı yükleyip dışardayken herhangi bir wi-fi noktasında bunu aktif hale getirebilirsiniz. Bu program internet aktivitenizdeki e-mail şifreleriniz de dahil bütün verileri karıştırarak casus programlar açısından çözülemez hale getirir. Bu VPN’ler paralıdır.