Irak seçimleri ve mavi bayrak direnişi

Irak'ta 12 Mayıs'ta yapılan seçimlere şaibeler karıştırıldığı gerekçesiyle tartışmalar devam etmekte, tansiyon bir türlü düşmemektedir. Aslında seçimlere hile ve usulsüzlükler karıştığına dair ilk tepki, referandum ve bayrak krizi gibi, Kerkük'te Türkmenlerden geldi ve kısa zaman içerisinde Irak'ın diğer vilayetlerine yayıldı.

Kerkük'te Türkmen oylarının çalınması ve Kürt partilere kaydırılması sebebiyle Türkmenler, 28 gün kesintisiz gece gündüz sürdürdükleri protesto ve oturma eylemlerinin Türk medyası tarafından çok fazla dikkate alınmaması düşündürücüdür.

Türkmenlerin yanı sıra Irak'ın genelinde birçok kuruluş temsilcilerinin yazılı ve sözlü tepkileri kapsamında seçimlerin iptal edilmesi için Irak Meclisi ve başbakanlık makamının duruma müdahil olmaları taleplerinin yanı sıra BM ve uluslararası insan hakları ve Irak mahkemelerine yapılan yüzlerce başvuru Irak genelinde ciddi bir ses getirmiştir.

Türkmenlerin mavi bayrak direnişinden rahatsız olan bazı çevrelerin yönlendirmesi ile Kerkük'te Türkmenlerin yoğunlukta bulundukları 3 mahalleye havanlı saldırılar düzenlenmiş, bunun sonucunda da bir kişinin ölümü ve birkaç kişinin yaralanmasına sebep olmuştur. 

Bu bağlamda Kerkük'teki Arapların temsilcileri de seçimlere hile ve şaibe karıştırılmasının arkasında Peşmerge olduğunu ve siyasi partilere bağlı asayiş silahlı güçlerin Kerkük'e tekrar getirilme oyununun bir parçası olduğunu açıkladılar ve Kerkük'te seçimlerin yeniden yapılmasını talep ettiler.

Seçim sonuçlarıyla ilgili siyasal ve hukuksal yönden tartışmalar devam ederken Irak Meclisi elektronik sistemle sayılan oylara hile karıştırıldığı gerekçesiyle yoğun eleştirilere maruz kalmıştır. 6 Haziran'da yapılan olağanüstü oturumda Meclisin hazır çoğunluğu tarafından alınan karara göre; %10 oranında oyların elle sayılmasında çıkan sonuçlar seçim sonuçlarıyla %25 oranında farklılık gösterdiği takdirde Irak'ın genelinde bütün oylar yeniden elle sayılacaktır.

Oturumda ayrıca yurtdışı seçim sonuçlarının iptal edilmesiyle birlikte Irak bağımsız yüksek seçim komiserliği üyelerinin görevlerinin dondurulmasına ve yerlerine 9 yargıcın atanmasına dair karar verilmesi siyasi ve hukuki tartışmalara yol açmıştır.

                                               ***

Bu gelişmelerle eş zamanlı, Bağdat'ın Rasafa bölgesindeki depolarda bulunan seçim sandıklarının yanması ve Kudüs tümeni komutanı Iranlı Kasım Süleymani ile seçimde ilk sırada yer alan birbiriyle zıt dört Şii grupla görüşmelerde bulunması krizin boyutlarını daha da derinleştirmiştir.

Irak Meclis Başkanı Selim Cuburi ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı İyad Allavi;  Irak halkının iradesini değiştirmek, halkı aldatmak ve oylarda sahtekarlık yaptıkları için yangın çıkışının kasıtlı olduğunu ve seçimlerin yeniden yapılması yönünde çağrıda bulundular.

Bu bağlamda Irak Cumhurbaşkanı Fuad Masum'un da bir Kürt parti başkanı gibi Meclis kararının anayasaya aykırı olduğu yönündeki açıklamaları başta Türkmenler olmak üzere seçimlere karşı çıkanları rahatsız etmiştir. Bilindiği gibi Meclis kararının Irak Anayasası'nın 102. maddesine göre alındığı ortadadır.

                                               ***

Bu gelişmelerin ışığı altında ABD'nin Bağdat temsilcisi Douglas Siliman'ın da Şii grupların yanı sıra Sünni ve Kürt grupları temsilcileriyle yapmış olduğu görüşmeler kapsamında hiçbir şey olmamış gibi yeni hükümetin kurulması, Meclis ve Cumhurbaşkanlarının kimlerden oluşacağı konuları üzerinde durulduğu ileri sürülmektedir.

Irak seçimlerinin galibi Şii lider El Sadr'ın; Hikme ''El Hakim'' ve Ulusal İttifak "Allavi" gruplarıyla bir araya gelmesinin ardından Fetih koalisyonu "Haşdi Şabi" lideri Hadi El Amiri ile ittifak oluşturulması için çalışması çatının genişlemesine yol açmıştır.

Irak'ta yine mezhepsel yönden ittifak arayışlarının ortaya çıkması Irak'ın geleceğiyle ilgili sıkıntıların devam etmesine ve pazarlık süreçlerinin başlamasına yol açacaktır.

Netice itibariyle seçimlerde kazanan ilk dört partinin Meclis kararına karşı çıkmaları, Federal Mahkemenin Meclis Kararı ile ilgili elle sayım sürecinin nasıl ve ne şekilde uygulanacağı ve özellikle 30 Haziran tarihinde Irak Meclisi'nin görevinin dolacağı dikkate alındığında krizin nasıl ve ne şekilde çözüleceğini zaman gösterecektir.

Bu vesile ile değerli okuyucularımın Ramazan Bayramını kutlarım.

Yazarın Diğer Yazıları