ABD Başkan Yardımcısı Biden'in, Bağdat'ta yaptığı Irak'ın parçalanmasıyla ilgili ilginç açıklama, bütün Dünyada yankılar uyandırmaya devam ediyor.

Oysa, Orta Doğu'da günü gününe uymayan gelişmeleri dikkatle izleyenler Irak'ın zaten "fiilen" üçe bölündüğünü kesinlikle biliyor.

Üstelik, Suriye'yi de aynı akıbetin beklediğine inanıyor.

Türkiye açısından bu tür gelişmelerin çok tehlikeli olduğu yolunda "endişe" verici hesaplar ve senaryolar yapılıyor.

***

 ABD Başkan Yardımcısı Biden'ın Bağdat'taki ABD elçiliğinde Irak'ın toprak bütünlüğüne ilişkin 'suni devletler' açıklaması yankı uyandırırken ABD'nin Irak'taki toprak bütünlüğü politikasının değişmediğini yazan New York Times gazetesi, ancak Bağdat'taki BM görevlilerinin Irak'ın bölünmesinin uluslararası toplum tarafından nasıl karşılanacağına dair çalışma yürüttüğünü öne sürmesi, gelişmelerin dehşetini açıklıyor.

Bağdat'tayken ABD Büyükelçiliği'ne de ziyarette bulunan Joe Biden, buradaki askerlere ve diplomatlara yaptığı konuşmada Irak'ın birliği konusunda tartışma yaratacak açıklamaları yaparken," Bugün barışı sağlamaya çalıştığımız tüm yerleri düşünün sizi gönderdiğimiz tüm yerleri. Bunlar tarihte suni sınırlar çizdiğimiz, birbirinden tamamen ayrı etnik, dini, kültürel gruplardan suni devletler yarattığımız, 'Bunu alın. Birlikte yaşayın' dediğimiz yerler" diyerek ABD'nin politikasını açıklaması, parçalamaya adeta resmiyet getiriyor.

 Nitekim, Biden'ın gezisi çerçevesinde New York Times gazetesi, "Irak, kargaşaya saplanmışken bazıları ülkenin bölünmesi çağrısı yapıyor" başlıklı bir haber yayınlayarak bu yöndeki görüşlere yer veriyor.

New York Times, Biden'ın 2006'da Irak'ın Kürtler, Şiiler ve Sünniler arasında ayrılmasını savunduğunu da hatırlatıyor.

 Biden, bu önerisini New York Times 'da çıkan makalesinde gündeme getirmişti.

 Ancak Biden'in, başkan yardımcılığı görevi boyunca ABD'nin Irak'ın bütünlüğünden yana olan resmi politikasını izlediği de hatırlanıyor.

 Gazete, Bağdat'taki BM görevlilerinin de 'uluslararası toplumun Irak'ın bölünmesini nasıl idare edeceğini sessizce çalışmaya başladığını' da iddia ediyor.

***

Öte yandan uzmanlar ve çoğu diplomatlar Irak'ın bölünmesinin Türkiye açısından son derece tedirgin edici gelişmelere yol açabileceğini  belirtiyor.

Bu arada, Bağdat eski büyükelçimiz Ünal Çeviköz de aynı görüşleri paylaşırken "Kim böyle bir mühendislik yapıyorsa bu Türkiye açısından çok tehlikelidir" diyor

 Çeviköz, Irak'ın Kürt, Şii ve Sünni olarak 3'e bölünmesi durumda bunun Irak'la sınırlı kalmayacağını, Suriye'ye de sıçrayacağını belirterek şunları açık açık söylüyor.

"Irak'ta bir Sünni devleti kurulursa bunun Suriye'yle örtüşen kısımları olur, Suriye'nin sınırlarını da etkiler ayrıca Irak içinde Sünni ve Şii devleti gibi bir ayrım olursa o zaman kuzeydeki Kürt yönetiminin bağımsızlığını tutmak çok zor olur. Irak'ın parçalanması Suriye'nin parçalanmasına da gidişi başlatır."

Yıllardan beri ısrarla belirttiğimiz gibi Irak'ın "resmen" bölünmesinin yanı sıra da Suriye'nin de en az üç parçaya ayrılması "kaçınılmaz" görülüyor.

Irak'tan sonra Suriye'nin bölünmesinin bölgede daha da büyük kargaşalara ve karmaşalara neden olacağı kabul ediliyor.

***

Tabii ki Irak ve Suriye'den sonra onlara komşu ülkelerin "tehlike" içinde olacağını da açık açık belirtmek ve özellikle Türkiye'nin şimdiden radikal önlemler alması icap ediyor.

Her ne kadar, bir yandan İslam ordusu kurulması bir yandan da Katar'da üs kurulması ve yakın gelecekte Suudi Arabistan ile müşterek askeri anlaşmalar yapılması gündemde ise de, bu tür girişimlerin Türkiye'nin güvenliğini tam olarak sağlaması beklenmiyor.

Ayrıca, gerek Irak gerek Suriye'de Türkmen kardeşlerimizin yıllardan beri  büyük bir baskı ve ateş altında kalması Türkiye'nin sürekli müdahalesini veya denetimini gerektiriyor.

Özellikle, Tuzhurmatu'da yaşanan gerginliklerde en büyük can ve mal zararını Türkmenlerin gördüğünü de artık ABD'ye kabul etmesi yaraşıyor.

Velhasıl Türkiye'nin, değil dikkatle adım atmak, "nefes" alıp verirken bile özen göstermesi artık "şart" oluyor.