Irak'ta ödettiğimiz gibi bir bedel mi olacak?

Cumhurbaşkanı, dün AKP Genel Başkanı sıfatıyla, parti grubunda yaptığı konuşmada Suriye'de kimyasal silah kullanıldığı ve yüzlerce sivilin bu yolla katledildiği iddialarıyla ilgili olarak "Kimden gelirse gelsin, bu katliamı yapanlar bunun hesabını, bunun bedelini kesinlikle ağır ödeyeceklerdir" dedi.

Ödesinler tabii.

Yalnız...

Bu sözler, saldırıyı Esad'ın düzenlediği ön kabulüyle mi söylendi yoksa failin ABD olduğu anlaşılırsa da bu ağır bedeller ödetilecek mi?

Biz bu filmi en yakın Irak'ta görmüştük ve Amerikan askerlerinin Irak'ta sivillere karşı kimyasal silah kullandığı "belgelendiği" halde -bildiğim kadarıyla- ABD'ye bizim elimizle ödetilmiş bir bedel yok da o bakımdan soruyorum.

Suriye'deki insanlık dışı saldırıların faillerinin ödediği bedel de;

Irak'ta binlerce kadın, çocuk, bebek, yaşlı sivilin bedenlerini yakan kavuran, parçalayan, cesetlerini eriten kimyasal silahları kullananların,

Irak'ta bugün bile hâlâ yeni doğan birçok bebeğin kimyasallardan kaynaklanan kalıtımsal hastalıklar dolayısıyla ölümle burun buruna oluşunun müsebbiplerinin ödediği gibi bir bedel mi olacak?

***

Siz kendinize yakıştırıyorsanız; bizim için problem yok

Siz eğer...

Daha düne kadar;

 "PKK'nın emri, HDP'nin kirli tebligatı, Kandil'in kanlı ihbarnamesi, İmralı'nın küflü davetiyesiyle toplanan bir avuç ucube..."

"Sakil ve çakıl akıllı..."

"Utanmaz..."

"Türk ve Türkiye düşmanı..."

"Meczup..."

"PKK hafiyesi ve hayranı..."

"HDP ve PKK'ya tercümanlık görevine gönüllü yazılan köksüz aydın..."

"Kıblesiz liberal..."

"Yersiz-yurtsuz yazar ve gazeteci..."

"Kalbi vatan için çarpmayan, vicdanı bu ülkenin geleceğine hizmet etmeyen satılık kalem ve düşünce sefili..."

"Kafası karışık, zihni bulanık, sanat adına, müzik adına, bilim adına ve sözde aydınlık adına bölücülüğe hizmet eden..."

"AKP-PKK ikilisinin dümen suyuna takılan..."

"Artist... Dönek... Bölücü... Terörist stepnesi... Menfaatperest... Fikirsiz... Vicdansız..."

"Erivan hayranı..."

"Erbil yanaşması..."

"Kandil elçisi..."

"Teslimiyet lobisinin temsilcisi..."

"İhanet ittifakı mensubu..."

Dediklerinize, bugün "vatansever, Mehmetçiği bağrına basan, alkışlanacak kişiler" diye kol kanat germeye utanmıyorsanız, biz ne diyebiliriz; siz bilirsiniz!

***

Halide Edip, Yunan açılımı yapmış mıydı?

 Sinemacı, dizi oyuncusu, müzisyen, gazeteci ve yazarlardan oluşan heyetin Mehmetçiği bağrına basmasında ne varmış? "Millî Mücadele yıllarında Halide Edip başta olmak üzere dönemin yazar ve gazetecilerinin çoğunluğu da Mustafa Kemal Paşa'ya ve Ankara hükümetine açıkça destek" vermiş!

Cumhurbaşkanı'ndan sonra MHP Genel Başkanı da bu referansla savundu Oğulpınar Karakolu'na giden grubu...

Yunan, Türk toprağını işgal ederken "savaşmayalım müzakere edelim" de demiş mi peki Halide Edip?

Kahramanlar o bayrak için can verirken; "Türk bayrağı demeyelim" demiş mi?

Yunan'ı denize döktü diye ülkesini, milletini, kurulmasına çalışılan devleti "katil" ilan etmiş mi?

Sakarya'da, Dumlupınar'da, Çanakkale'de, İzmir'de, Antep'te, Maraş'ta can veren askerin, asker gibi çarpışan sivil Türklerin "şehadetini" sorgulamış mı, "şehit değiller" hakaretinde bulunmuş mu?

"Atina yolundayım; mavi-beyaz, mavi-beyaz, mavi-beyaz" diye tezahüratta bulunmuş mu düşmana?

Aynı şey mi; elinizi vicdanınıza koyun arada fark yok mu?

***

GÜNÜN SÖZÜ

"Hayvanların hakları olmadığı ve onlara davranışımızın ahlaken önemsiz olduğu iddiası Batı barbarlığının ve ilkelliğinin mükemmel bir örneğidir. Ahlakın yegane garantisi evrensel merhamettir."

Arthur Schopenhauer

Yazarın Diğer Yazıları