Irak'ta otorite krizi

Iraklıların büyük bir çoğunluğu 12 Mayıs'ta yapılan genel seçimlere hile ve usulsüzlükler karıştırıldığına dair resmi makamlardan bir açıklama yapılmasını dört gözle beklemektedirler.

Irak'ta yeni siyasi bir süreç mi başlayacak yoksa yıllardır devam etmekte olan otorite krizi veya güç belirsizliği mi devam edecektir?

Irak Millet Meclisi Seçimleri Yasasının üçüncü değişikliğinin yapıldığı Meclis'in 6 Haziran'daki olağanüstü oturumunda,  BM ve Irak'taki siyasi temsilcilerin katılımları ile ve yargı denetiminde Irak'ın genelinde oyların elle sayılacağı yönünde karar alınmıştır. Bu bağlamda Irak Federal Anayasa Mahkemesi de aynı yönde karar aldığını ilan etmiştir.

Ancak bu kararlarla ilgili bazı siyasi merkezlerin yönlendirme ve kışkırtmalarıyla hukuksal tartışmalar yaratılmıştır. İleri sürülen eleştirilerin odak noktası seçmen iradesine müdahalenin anayasaya aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Buna ilaveten Irak Bağımsız Yüksek Seçim Komiserliği üyeleri yerine tayin edilen 9 yargıcın gerek Meclis gerekse mahkeme kararlarını uygulamadan imtina etmeleri hukuksal yönden nasıl yorumlanacaktır.

Bu baskılar neticesinde Federal Mahkeme'nin elle sayım işlemlerinin yalnız şikayete maruz kalmış ve maruz kalacak vilayetlerde yapılmasına dair yeni kararı, hem Meclis'in hem de bir önceki kendi kararına aykırı olması otorite krizinin devamı değil midir?

Bu gelişmelerle eş zamanlı olarak Bağdat'ın Rasafa bölgesindeki depolarda bulunan seçim sandıklarının patlatılması ve Kerkük'teki seçim sandıklarının bulunduğu merkeze saldırıların düzenlenmesinin amacının elle sayım işlemlerinin engellenmesidir.

Nihayet özellikle Kerkük'te başlayan elle sayım süreciyle ilgili yargıçlar, sayıları binlerce istasyonlarda bulunan tüm sandıkların elle sayımı yerine 500 istasyonda kısmi sayımın yapılacağını bildirmelerine rağmen yalnız 375 istasyonun sayımı yapılarak ve hiçbir açıklama yapılmadan ve gerekçe gösterilmeden aniden sayım işlemini durdurup Kerkük'ten ayrıldılar.

Irak Anayasası'na göre Yüksek Seçim Komiserliği bağımsız bir kuruluş olarak ifade edilmektedir. Ancak Irak'ta, aynı Anayasaya aykırı olarak, otoritenin mezhepsel ve etnik esaslarına göre paylaşıldığı dikkate alındığında bu kuruluş diğer sözde bağımsız kuruluşlar bağımsız mıdır?

Hali hazırda Irak'ta egemenlik, devlet kimliği, vatandaşlık kimliği gibi bazı kavramların tartışılması yerine otorite kimliğinin tartışılması daha doğru olmaz mı?

Aslında 2003 ABD'nin Irak işgalinin ardından ortaya çıkan otorite krizi yeni değildir. Her ne kadar bu dönemde daha belirgin bir şekilde ortaya çıktığı görülse de 60 yıldır ülkedeki siyasi durum hakkında yapılan sorgulamalar da ortadadır.

Bu ay 1958 yılında Kraliyet döneminin devrilmesinin 60. ve Kerkük Katliamının 59. yıl dönümüdür. Bazılarına göre kraliyetin devrilmesiyle ilgili devrim kavramı kullanılsa da aslında düpedüz kanlı bir askeri darbedir.

1959 yılında Kerkük'te yaşananlar dünya tarihinde benzeri görülmeyen vahşi bir katliamdır. Şehitlerimizin ruhu şad olsun.

1980'lerde tek kişinin kararıyla 1975'te imzalanan Cezayir anlaşmasının iptal edilmesi dört Türkmen lider de olmak üzere yüzlerce Iraklının yargısız infazları, milyonların ölümüne sebep olan ve 8 yıl süren anlamsız Irak-İran savaşı ne şekilde açıklanabilir?

1990'larda Kuveyt işgali senaryosu ardından petrol gelirleri çarçur edildi ve Irak halkı sefaletler içerisinde yaşadı.

Tekrar seçim konusuna dönecek olursak, hile ve usulsüzlüklerin yapıldığı ortaya çıkarsa adalet tecelli edecek ve halen kullanılmakta olan Sainte Lague sisteminin yeniden gözden geçirilmesi gerekli olacaktır.

Irak'ta İslami ve etniksel partilerin ittifakıyla kurulan iktidarlar yerine devlet otoritesi ve ulusal kimlik esasına dayalı  demokratik ve laik bir sivil iktidarın kurulması gereklidir.

2003'ten bu yana iş başına gelen iktidarlar tarafından Saddam rejimine alternatif  bir yönetim sunulamaması mezhepsel ve etniksel çatışmaların, idari ve mali yolsuzlukların meydana gelmesine yol açmıştır.

Geçen hafta Amerikalıların Erbil'de 200 bin metrekare üzerinde dünyada en büyük ABD Başkonsolosluğunun temelini atması ve Altınköprü dahil bölgenin 5 noktasında askeri üslerin kurulacağı yalnız Irak değil tüm bölgede sıkıntı yaratacaktır. Irak'ın otoritesi nerede kaldı.

Yazarın Diğer Yazıları