Sürecin yönetimi İmralı-Kandil’de!

Sürecin yönetimi  İmralı-Kandil’de!
Sürecin yönetimi İmralı-Kandil’de!

AKP’nin müzakere ortağı Öcalan, bir parti lideri havalarına büründü ve BDP aracılığıyla “mesaj” yayımladı: Be

AKP’nin müzakere ortağı Öcalan, bir parti lideri havalarına büründü ve BDP aracılığıyla “mesaj”
yayımladı: Ben bu süreci ilerletmekte kararlıyım.


PKK’nın Kandil kadrosunun lideri Karayılan da ‘demokratik konfederalizm’ talebinin altını çizip
 “3. aşama bitince Öcalan özgür kalacak!” dedi.


AKP, tribünlere çıktı gibi...
İktİdar ve PKK arasındaki müzakerelerle ilgili gelişmeleri sadece terör örgütü kanadından gelen açıklamalarla öğrenebilen kamuoyu, Gezi Parkı olaylarına takılıp kalan ve Cizre’deki ‘fiili özerklik’e bile gıkı çıkmayan AKP’nin inisiyatifi giderek İmralı canisi Öcalan ve Kandil elebaşı Karayılan’a bıraktığına şahit oluyor.

 

İmralı, yeni taleplerini iletmiş
Sürecİn nasıl ilerlediğini, Öcalan’ın BDP ile görüşmesi sonrası yayınladığı mesaj tüm çıplaklığıyla ortaya koydu: Sürecin 2. aşamasına geçtik. Bu aşamanın nasıl işleyeceğine dair önerilerimizi yazılı olarak devlete sundum. Umarım doğru sonuçlara varırlar. Olanaklarım olursa her hafta kamuoyuna bilgilendirme yapmak isterim.

 

3. aşama, Öcalan’a özgürlük
PKK’nın Kandil’deki kadrosunun elebaşı Murat Karayılan da tarihi olarak tanımladığı sürecin 3. aşamasının tamamlanmasıyla birlikte Abdullah Öcalan’ın serbest kalacağını açıkladı. Alman Die Welt gazetesine konuşan Karayılan, “Süreç herkes için özgürlükle sonuçlanacak. Buna liderimiz Abdullah Öcalan da dahil” dedi.

 

Ayrı devlet değil federasyon
Hükümetİn kendini çok önemli gördüğünü ve halkın taleplerine kulak tıkadığını savunan Karayılan, demokratikleşme taleplerinin içeriğini de şöyle açıkladı:  Barış ve demokrasi Kürtler için zafer ama ulusal devlete hayır. ‘Demokratik konfederalizm’ istiyoruz. Her millet ve dinden insanlar kardeş gibi birlikte yaşayabilir...




Sürecin 3. aşaması
Öcalan’a özgürlük!
PKK’nın Kandil
sorumlusu Karayılan, “3. aşama bittiğinde Öcalan özgür kalacak” derken, umudunu yitirmeyen bebek katili “Süreci ilerletmekte kararlıyım” mesajı yolladı.


Gezi Parkı olayları ve Cizre’deki “fiili özerklik”e sesini çıkarmayan AKP, inisiyatifi bebek katili Öcalan ve PKK’nın Kandil temsilcisi Murat Karayılan’a bıraktı. Öcalan, BDP aracılığıyla “Süreci ilerletmekte kararlıyım” derken, Karayılan, “3. aşama bittiğinde Öcalan özgür kalacak” ifadesini kullandı. Alman Die Welt gazetesine konuşan Karayılan, “Süreç herkes için özgürlükle sonuçlanacak. Buna liderimiz Öcalan da dahil. Bu, barış sürecinin nasıl ilerlediğine bağlı. Şimdi önemli olan onun daha aktif rol alabilmesi ve bizim hareketimizle daha rahat irtibata geçebilmesi için cezaevi koşullarının iyileştirilmesidir. Eğer barış sürecinin üçüncü aşaması tamamlanırsa herkes gibi Abdullah Öcalan da özgür olacak” dedi.

Gösteriler etkilemez
Gezi Parkı’yla başlayan gösterilerin barış sürecini etkilemeyeceğini vurgulayan Karayılan, “Gösteriler, Türkiye’nin demokratikleşmesi yönündeki taleplerdir. Bunların barış sürecine olumsuz etkisi olacağına inanmıyorum. Tabii ki göstericiler arasında milliyetçiler ve ırkçılar da var. Eğer onlara karşı bir inisiyatif oluşmazsa o zaman yanlış yöne gidebilir” diye konuştu. Karayılan, “AKP oy kaybedip iktidara CHP ve MHP gelirse barış süreci durur mu” sorusuna şu yanıtı verdi: “Erdoğan yönetimindeki AKP hükümetinin sorunu, kendisini çok önemli görmesidir. Halk ve onun talepleri AKP tarafından ciddiye alınmıyor. Onların bu hatasını CHP ve MHP değerlendirebilir. Türkiye’de gizli güçler var, derin devlet var. Bu gruplar bizde de tedirginlik yaratıyor. Eğer bu oyuna parmaklarını sokarlarsa, o zaman süreç olumsuz etkilenebilir. Bu nedenle AKP, bakışını değiştirmelidir.”

Süreçte ısrarlı
Karayılan, “Bağımsız bir Kürt devleti mi istiyorsunuz” sorusuna da, “Barış, demokrasi ve Kürtler için zafer, ama ulusal devlete hayır. Bu gündemimizde yok. Devlet, şiddetin kaynağıdır ve insanların sorunlarını çözmez. Bunu değiştirmek istiyoruz. ’ Demokratik konfederalizm’ istiyoruz. Her milletten ve dinden insanlar buna katılıp kardeş gibi birlikte yaşayabilir” yanıtını verdi. Öcalan da, BDP heyetiyle önceki gün İmralı’da yaptığı görüşmede, “Bazı güçlerin engellemelerine rağmen ben süreci ilerletmekte kararlıyım, başarılı olacağımıza da inanıyorum. Umarım devlet de ikinci aşamaya dair bu önerilerimizi doğru değerlendirip, doğru sonuçlara varır. Sürecin 2. aşamasına geçtik. Bu aşamanın nasıl işleyeceğine dair önerilerimizi yazılı olarak devlete sundum. Umarım doğru sonuçlara varırlar. Olanaklarım olursa her hafta kamuoyuna bilgilendirme yapmak isterim” mesajını iletti.



BDP: Meclis yazın da çalışsın
kesinti olmadan ilerleyebilelim!
İmralI ve Kandil’in siyasi uzantısı BDP’nin Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak da partisinin grup toplantısında ’süreç’ açıklamaları yaptı: Biz fedakarlıkla süreci kesintiye uğratmadan ilerletme çabası içindeyiz. Bu çabamızın görülmesi ve devletin adım atması gerekiyor.

Önümüzdekİ birkaç ayı doğru değerlendirmek gerekiyor. Kamuoyu karşısına çıkılmalı ve yapılacaklar açıklanmalı. ’Yanlışlar var, düzeltilecek’ denilmeli. Kendi istedikleri yasaları torba içine koyup sabaha kadar çalışıyorlar. Parlamento yazın da çalışıp reformları yapmak zorunda.


BDP’li Gültan Kışanak’tan tehdit gibi sözler
BDP Eş Başkanı Gültan Kışanak, çözüm sürecini sabırla ilerletmeye çalıştıklarını söyledi. Partisinin grup toplantısında konuşan Kışanak, “Öcalan’la görüştük. Fedakarlıkla süreci kesintiye uğratmadan ilerletme çabası içindeyiz. Bu çabamızın görülmesi ve devletin de adım atması gerekiyor. Üç aşamalı çözüm planı var. Hükümet, parlamento üzerinde düzeni yapmazsa halk bu engeli aşmak için de mücadele eder.  Binlerce siyasi tutsak bulunacak, sesini çıkaran herkes terörist ilan edilecek, vekiller cezaevine konulacak. İkinci aşamayı biz nasıl tarif edeceğiz” dedi.

Yanlışları düzelt
İktidarın, yaz tatili geldiği için parlamentoyu kapatma çabası içinde olduğunu söyleyen Kışanak, “Önümüzdeki birkaç ayı doğru değerlendirmek gerekiyor. Kamuoyu karşısına çıkılmalı ve yapılacaklar açıklanmalı. ’Yanlışlar var düzeltilecek’denilmeli. Parlamento çalışarak reformları yapmak zorunda. Gece yarılarına kadar kendi istediği yasaları torba içine koyup sabaha kadar çalışıyorlar. Kalıcı barış için neden çalışılmıyor. Hiçbir engel yoktur. İktidar eğer ikinci aşamayı başarı ile ilerletmek istiyorsa bu parlamento bu yaz çalışmalıdır. Çalışma saatleri düzenlenebilir” diye konuştu.

Başbakan Tayyip Erdoğan’a da yüklenen Kışanak, “Her türlü eleştiriyi, karşı çıkışı demokrasi karşıtlığı olarak adlandıramazsın. Başbakan’a tavsiye ediyoruz, sokaktan, meydanlardan korkmasın. Sokağın sesine kulak assın. Bu yanlışlarını böyle düzeltebilir. Demokrasi sadece seçimden ibaret değildir. ‘Halk istemiyorsa yapmayacağım’ diyeceksin. Demokrasi böyle bir şeydir. Belediye Başkanı, ‘otobüs durağını halka soracağız’ diyor. Haydarpaşa’yı Galataport’u da halka soracak mısın. Parklardaki, açık alanlardaki demokratik sivil muhalefetin güçlendirme çabalarını değerli buluyorum” dedi.


Murat Belge’den“akillik” istifası: Buraya kadar...
GüneydoĞu Anadolu Bölgesi Akil İnsanlar Heyeti Üyesi Murat Belge, görevinden istifa ettiğini açıkladı. Belge, gazetedeki köşesinde “Bir istifaname” başlıklı yazısında, Başbakan’ın “Gezi” üslubunun kendisine de hakaret gibi geldiğini belirterek, “Umarım ikisi bir arada yürümez derken yanılıyorumdur ama benden buraya kadar...” ifadesini kullandı. Sayfa 8


Murat Belge akilliği bıraktı

Güneydoğu Anadolu Bölgesi Akil İnsanlar Heyeti Üyesi Murat Belge, görevinden istifa ettiğini açıkladı. Yazar, akademisyen ve aktivist Belge, Taraf gazetesindeki “Bir istifaname” başlıklı köşe yazısında, “Benden buraya kadar” dedi. Akil İnsanlar’ın yarın Başbakan Erdoğan’la yapacağı görüşme öncesi alınan kararın gerekçesi, hükümetin Gezi Parkı eylemleri karşısındaki tavrı. Belge özetle şöyle yazdı:

“Başbakan’ın Gezi Direnişi’nin tamamını içermek üzere söylediği sözler, seçtiği adlandırmalar, kullandığı dil, bana da, ‘kişisel bir hakaret’ olarak geliyor. Başbakan akil insanları toplantıya çağırdı. Bu yazıyı, sözkonusu toplantıya gidemeyeceğimi söylemek ve neden gidemeyeceğimi açıklamak için yazdım. Gezi olayları hiç olmamış gibi gidip ‘Siirt’te şöyle oldu, Urfa’da böyle oldu’diye konuşmayı anlamsız olduğu kadar imkânsız buluyorum. Ama belirli bir amaç ve programla başlamış bir toplantıda, ‘Şimdi onu bırakın da bunu konuşalım’ demek de olacak bir şey gibi görünmüyor.
Geri kalan 60 kişinin duygu ve düşüncelerin