"İşaret aldığın gün Erdoğan'dan!"

Tayyip Erdoğan, Anayasa'daki "Cumhurbaşkanı tarafsızdır" ilkesi durmasına rağmen AKP Genel Başkanlığı'nı yeniden üstlenirken "a takımı" denilen parti yönetim kadrosunu da düzenledi. Hem partideki tercihlerden hem de Tayyip Bey'in etrafına topladığı gazetecileri, kendisini eleştirenlere saldıranlardan seçmesinden, yeni yönetim anlayışının temel ilkesinin "lidere kayıtsız şartsız itaat ve lideri savunmak" olduğunu söylemek mümkün.

Erdoğan, partide hiçbir aykırı ses istemiyor. Oysa partiler veya kurumlar aykırı sesleri bir arada tutarak güç kazanır. Tek sesli bir kadroda, gelişme durmuş demektir. Tabii kendisi bilir, bizden söylemesi...

Bu durum AKP'nin sorunudur ama iktidar partisi olunca ülkenin sorunu haline geliyor! Üstelik Erdoğan sadece partide değil, ülkede tek seslilik istediği için "Cumhurbaşkanlığı sistemi" diye olağanüstü hal yetkileri gibi bir istinat duvarına dayalı yeni bir yönetim modeli inşa etti!

***

Erdoğan, önümüzdeki altı aylık dönemde partinin il ve ilçe teşkilatlarında gençleştirmeye gideceğini ilân etti. Seçilme yaşını 18'e indirmenin üzerinde de çok duruyor.

Gençler, inandıkları doğrultuda bütün enerjilerini kullanır. Fakat bu enerji, emir komuta zinciri içinde yıkıcılığa da dönüşebilir. Mesela emir-komuta zinciri içinde Hürriyet gazetesini basan gençler gibi! Bunlardan biri bakan yardımcısı yapılmıştı!

Yine Erdoğan, teşkilatlarda, meclis grubunda ve belediyelerde, kendisine ayak uydurmayanları tasfiye edeceğini ilan etti. "Davamıza halel getirenlerin, partimize yük olanların buralarda yeri yoktur"un anlamı budur.

Binali Yıldırım'ın "kumpasları unutmadık" söylemi ise acı bir tebessüme sebep oluyor! Türk ordusuna kumpas kuranlar bunu kimin sayesinde yaptı? 

AKP'nin olağanüstü kongresi, bir "yeniden diriliş" değil, tasfiye kongresidir! Yeniden dirilişten bahsetmek, partinin üzerinde ölü toprağı bulunduğunu kabullenmektir ki AKP teşkilatlarının referandumdaki isteksizliği, gönülsüzlüğü de bunun delilidir.

Yeni dönemin işaretlerinden birini de Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci verdi ve "Vergi dairesi bile özelleştirilmeli. Yapısal reformlar dediğimiz bunlar. Kıdem tazminatı fonu kurulduktan sonra işsizlik fonu kesintisi kaldırılmalı" dedi!

İster misiniz, vergi toplamayı de yabancılara devretsinler!

***

Erdoğan'ın sözlerinde, zımni bir kabul de var! Erdoğan, "Üzerimizdeki spekülasyonları, sandıkta cevabını vererek yine yok edeceğiz" dedi! "Spekülasyon" dediği, referandumun, mühürsüz oy skandalı sebebiyle gayrimeşru ilân edilmiş olmasıdır.

Bunlar dışında, kongre salonunda bir bez afiş dikkatimi çekti. "Yürüyeceksin... Gençler yürüyecek arkandan" deniliyor!

Bu slogan, Erdoğan'ın ne yapmak istediğini gösteriyor. Artık olgun insanlar gidilen yolun yol olmadığını görüyor! İstikbal beklentisi içindeki gençlere paye verilerek bu yol uzatılmak isteniyor.

Hem bu ifade, Arif Nihat Asya'nın "Fetih" şiirinden alınırken neden değiştirildi? Arif Nihat Asya, "Delikanlım, işaret aldığın gün atandan, Türklük yürüyecek arkandan" demişti. Şimdi, "ata" yerine Tayyip Erdoğan, "Türklük" yerine milliyeti unutturulmuş bir "gençlik" konuluyor!

Yani, "İşaret aldığın gün Tayyip Erdoğan'dan, AKP'nin gençliği yürüyecek arkandan!"

***

Bu yürüyüş, Arif Nihat Asya'dan, "Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan" diyen Pir Sultan Abdal'dan veya "Ödleklerle hoş değildir aramız / Teke tek düşmana varmak töremiz" diyen Köroğlu'ndan veya "Benim sadık yarim kara topraktır" diyen Aşık Veysel'den alıntılar yaparak belki biraz daha uzatılabilir ama tarihe olumlu iz bırakanların mesajları hep özgündür. Usta malı söylemekle âşıklık olmaz!

Bütün bu şifreler ve Cumhuriyet, Yeniçağ ve en son Sözcü gazetesine yapılan baskılar da gösteriyor ki yeni dönem çok sert geçecek!

Yazarın Diğer Yazıları