İşçi sömürüsü ile adalet ve kalkınma

Cumhuriyet tarihinin en büyük ihalesi olan İstanbul 3. Havalimanı yapımını kazanan ve 22 milyar 152 milyon Avro tutarında yatırımı yapmakta olan 5 Firma var.

Limak/Kolin/Cengiz/Mapa/Kalyon şirketlerin kısa isimleri ki İGA adında bir şirket ile bu yapımın açılışını 29 Ekim 2018 tarihine yani Cumhuriyet Bayramının 95. yılına yetiştirmeye çalışıyorlar.

İlk iniş ve kalkışı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı bu havaalanı inşaatında çalışan işçiler, "şartlar iyileştirilene ve maaşlar ödenene kadar eyleme devam" kararı aldılar.

Protestonun giderek büyümesi ve medyada konuyla ilgili haberlerin çıkmaya başlaması üzerine, eylem yapan işçilere TOMA ve biber gazlı müdahalede bulunuldu. Gece yarısı emniyet güçlerinin düzenlediği operasyonda çok sayıda işçi gözaltına alındı.

İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ümit Beyaz başkanlığındaki heyet konuyu gerek işveren gerekse işçi temsilcileri ile görüşmek hatta çözüm üretebilmek için 3. Havalimanı inşaatına gittiler.

Ancak jandarma müdahalede bulunarak heyetin şantiyeye girişini engellemek istedi.

Havalimanı girişine "valilikten talimat aldık, geçişinize izin veremeyiz" diyen askerler, İYİ Partililerin önünü kesti, askerler ile partililer arasında arbede çıktı.

Önce İstanbul Valisi Vasip Şahin'e şunları söylemeliyim;

*             İş kazaları,

*             Barınma yerlerinin elverişsizliği,

*             Beslenme sorunu,

*             Maaşların asgari ücret dışındaki miktarlarının elden ödenmesi,

*             Servis ve ulaşım sorunları,

*             Hafriyat ve malzeme kamyonlarının karıştığı kazalar,

*             Sigortasız işçiler,

*             SGK'ya çalışan sürelerinin eksik bildirimi gibi birçok iddia var.

Valiliğe düşen görev bu iddiaları araştırmak için İstanbul Emniyet Müdürlüğü ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğü müfettişlerini görevlendirmek değil midir?

Valinin görevi konuyu araştırmak isteyen bir milletvekilinin yolunu Jandarma'ya kestirip itip kakmak mıdır?

Halka küfür eden Cengiz İnşaat'ın sahibi hakkında tek bir kelime yazmayı zül addederim de örneğin Limak'ın sahibi Nihat Özdemir kardeşime ve kurucusu merhum Hacı arkadaşım Hasan Kalyoncu olan Kalyon Grubuna işçi hakları konusunda yukarıdaki iddiaları hiç yakıştıramadım.

İslam dininde, "işçinin alacağını alın teri kurumadan ödeme ve kul hakkı yememe" gibi kutsal hükümler vardır.

Türk halkının gururu sayılacak bu dev yatırımın birinci aşamasının tamamlanması öncesinde bu şikayetlerin tek tek aydınlatılması gerekirken, eylem yapan işçilerle polis ve jandarmayı karşı karşıya getirmek çok yanlıştır.

Kaldı ki bir milletvekili görüşme yapmak için inşaat alanına geldi ise onu şirket yetkililerinin karşılaması ve iddialar hakkında görüşlerini açıklaması gerekmez mi?

İYİ Parti İstanbul Milletvekili ve Meclis İnsan Hakları Komisyonu üyesi Ümit Beyaz şirket ve işçi temsilcileri ile görüştükten sonra şunları söyledi:

"Sorunu Meclis gündemine taşıyarak işçi kardeşlerimizin iş ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi noktasında çözüm arayışlarımızı sürdürecek, onların makul ve insani taleplerini havalimanı inşaatının ilerlemesine zarar vermeden hayata geçirmek adına çaba göstereceğiz.

İşçi kardeşlerimizin haklı ve insani taleplerine kulak verilmesi gerektiğine inanıyor, işçi kardeşlerimize de taleplerini dillendirirken sağduyuyu elden bırakmamalarını tavsiye ediyorum."

Bakın ne kadar sorumlu ve duyarlı bir açıklama.

Ve bu açıklama da ortaya koyuyor ki işçilerin "haklı ve insani talepleri" var.

3. Havalimanı

Havalimanı ihalesinin püf noktalarına gelince en önemli ve birinci sıradaki sorun ihalenin Avro ile yapılması ve 25 yıl boyunca tüm finans işlemlerinde Avro kullanılacak olmasıdır.

"Yerli ve Millî" olduğunu iddia eden AKP'nin yaptığı sözleşme Avro ile ki Başkan Erdoğan da çıkardığı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile döviz ile kira ödemelerinin 30 gün içinde Türk Lirasına dönüştürülmesini istedi.

Haydi, bakalım Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan görev sizin...

İGA Havalimanı İşletmesi İcra Kurulu Başkanı Kadri Samsunlu'yu bakanlığa davet edin ve 12 yıl  sürecek "yolcu garantisi" içeren Avro ile yapılan sözleşmenin şu şartlarını Türk Lirasına çevirin.

Dış hat giden yolcu servis ücreti 20 Avro, dış hattan gelip dış hatta giden için 5 Avro. İç hat giden yolcu için 3 Avro.

Toplamda da 6,3 milyar Avro.

Eğer gelir, belirlenen tutarın altında kalırsa DHMİ şirkete, üstünde çıkarsa da İGA, DHMİ'ye farkı ödeyecek.

Şartnamede toplamı 6,3 milyar Avro'ya ulaşan yolcu gelir garantisinin yıllara göre dağılımı şöyle:

1.Yıl  316,351,370 €      7.Yıl   585,105,273 €

2.Yıl  333,847,140 €      8.Yıl   606,750,008 €

3.Yıl  350,793,880 €      9.Yıl   628,020,180 €

4.Yıl  367,279,855 €      10.Yıl  648,935,580 €

5.Yıl  540,582,936 €      11.Yıl  669,511,824 €

6.Yıl  563,060,583 €      12.Yıl  689,761,373 €

Ayrıca Sözleşmeye göre 23 gelir kaleminden elde edilecek gelirler de devlete değil İGA'ya gidecek...

Avrolarca kâr cebe atılacak, işçi hakları ise polis ve jandarma ile yok edilecek.

Bu da "Adalet ve Kalkınma" olacak öyle mi?

Yazarın Diğer Yazıları