İşgal günlerinden beter

İşgal günlerinden beter
Meral Akşener’in Sultanahmet Meydanı’nda yapacağı programın son anda engellenmesi, Halide Edip Adıvar’ın İstanbul işgal altındayken yaptığı mitingi yeniden gündeme getirdi.

Fatma GÜL / Yeniçağ

Cumhurbaşkanı adayı ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, Sultanahmet Meydanı’nda yapacağı televizyon programının, son anda alınan bir kararla iptal edilmesi tartışılmaya devam ediyor.

Akşener, Halk TV’de Uğur Dündar’ın yönettiği “Halk Arenası” programını Sultanahmet Meydanı’ndaki Mehmet Akif Ersoy parkında yapmak için tüm izinler alınmıştı.

Ramazan ayı boyunca hükümete yakınlığıyla bilinen ATV’de yayınlanan Nihat Hatipoğlu’nun program yaptığı Mehmet Akif Ersoy Parkı’nın İYİ Parti’ye kapatılması tartışmaları da beraberinde getirdi.

AKŞENER’DEN, HALİDE EDİP HATIRLATMASI

Sultanahmet’te yapılacak programın engellenmesi üzerine Büyükçekmece’ye alınan televizyon programına il yoğun oldu. Vatandaşların yer bulamadığı için ayakta izlediği programın açılışında Akşener’den ‘Halide Edip’ hatırlatması geldi.

Yapılan engellemeye tepki gösteren Akşener, “Halide Edip İstanbul işgal altındayken bile miting yapmıştı. Maalesef ülkemizi yönetenler o günkülerin müsade ettiği bir mitingin karşılığı olarak bir cumhurbaşkanı adayının programına son dakika müsade etmediler. Biz de bunun üzerine programımızı Büyükçekmece’ye aldık.” ifadelerini kullandı.

İŞGAL GÜNLERİNDE BİLE BÖYLESİ OLMAMIŞTI!

İstanbul’ın işgal edildiği günlerde Halide Edip Adıvar İstanbul Sultanahmet’te bir miting düzenlemişti. 15 Mayıs 1919 tarihinde gerçekleştirilen miting, işgal kuvvetlerine rağmen engellenmemişti.

Fransız ve İngiliz silahlarının gölgesinde yapılan miting Anadolu’da büyük bir uyanışı başlatmıştı.

Adıvar mitingde yaptığı konuşmanın etkisi her geçen gün büyümüştü.

Adıvar o mitingde şu tarihi konuşmayı yapmıştı:

“Kardeşlerim, evlatlarım! Ruhu göklerde olan yedi yüz senelik şanlı tarihimiz bu minarelerden bugün, Osmanlı tarihinin faciasını seyrediyor. Bu muazzam, bu tarihi meydanda, zafer alayları tertip eden ecdadımızın ruhu bizi seyrediyor. Dünyaların öbür ucuna at süren namaglup erlerin evlatları önünde baş eğiyor ve yemin ediyorum: Ben, Müslüman tarihinin bedbaht bir kızıyım. Bugün de dünkü kadar kahraman ve talihsiz Türk milletinin anasıyım. Millet namına. ecdadımızın bizi seyreden ruhlarına yemin ediyorum. Bugün, kolları kesilmiş olan Türk'ün kalbi, eski cesaret ve şecaatini kaybetmemiştir. Yemin ediyorum ki, Osmanlı sancağına, tarihine hıyanet etmeyeceğim. Allah'a, hakka, milletlerin ilahi hakkına dayanan Türk milleti, bütün Müslüman ve Türk dünyasına ilan ediyorum. Davamızı ilan ediyorum…

…Bu davamız da, Türklerin hak ve istiklalidir. Türkler, Türkiye'nin ebedi haklarına asla dokundurmayacaklar; yarın, Hakkın mahkeme-i kübrası önünde zalimlerin hepsi mahkemeye çekilecek; onlara, bizim kanlarımızı döktürdünüz, diyecekler. İşte kardeşlerim, işte evlatlarım, davanızdan kaçmayınız. O gün size hak verecekler. Bugün iki dostunuz vardır: Birisi, kalbi, mabedleri bizimle beraber olan Müslüman dünyası: diğeri, zalimleri yakasından sürükleyecek büyük milletlerdir.”