İsrail’in tarihi katliamlarla dolu

İsrail’in tarihi katliamlarla dolu
14 Mayıs 1948’te kurulan İsrail’in tarihi katliamlarla dolu... Bölge barışı için en büyük tehdit olan İsrail, Orta Doğu’da bir haydut devlet gibi davranıyor. Filistinlileri katlediyor, komşu ülkelere havadan, karadan askeri saldırılar düzenliyor...

Orta Doğu’nun haydut devleti İsrail durmuyor

Haber: Salim Yavaşoğlu

Kurulduğu 1948 yılından beri topraklarını yaklaşık 2 misli genişleten İsrail, başta ABD olmak üzere Batı’nın göz yummasıyla Orta Doğu’da terör estirmeye devam ediyor. Kendini savunma yalanıyla onbinlerce Filistinliyi öldüren, milyonlarcasını toprağından koparıp mülteci yapan İsrail, saldırganlığını çevre ülkelere yönelik olarak da pervasızca devam ettiriyor.
Nazilerin milyonlarca insanını kaltettiği İsrail, bu mazlum geçmişini unutarak şimdi  kuruluşundan bu yana OrtaDoğu’da bir haydut devlet gibi davranıyor. Filistinlileri katlediyor, komşu ülkelere havadan, karadan korsan askeri saldırılar düzenliyor. Son olarak Suriye’de gerçekleştirdiği hava saldırısında 7 kişi hayatını kaybetti. İsrail ordusuna ait bir helikopter 18 Ocak Pazar günü Golan Tepeleri’ndeki Kuneytra kentinde Hizbullah’a ait 3 araçlık bir konvoyu hedef aldı. Saldırıda Devrim Muhafızları Komutan İranlı General Muhammed Ali Allahdadi de öldürüldü. Devrim Muhafızları’nın internet sitesinde yayımlanan açıklamada, saldırıda aralarında İsrail tarafından 2008 yılında öldürülen Hizbullah Lideri İmad Muğniye’nin oğlu Cihad Muğniye’nin de olduğu 6 Hizbullah üyesinin de bulunduğu belirtildi. Açıklamada, Allahdadi’nin “Suriye hükümetine Selefi teröristlerle mücadelesinde danışmanlık yaptığı” iddia edildi.

Balıkçıları vuruyor
İsrail, balıkçılara bile terör estiriyor. Geçtiğimiz gün Gazze Şeridi açıklarında İsrail hücum botlarından açılan ateş sonucu, bir Filistinli balıkçı yaralandı. Filistin Balıkçılar Sendikası Başkanı Nizar Ayaş, Gazze’nin kuzeyindeki Es-Sudaniyye bölgesi açıklarında, İsrail hücum botlarından açılan yoğun ateş sonucu Atıf Bekr (19) adında birFilistinli balıkçının ayağından yaralandığını söyledi. Ayaş, İsrail askerlerinin Filistinli balıkçılara, balık avlamak için kendilerine tanınan 6 deniz millik sınırı aştıkları gerekçesiyle ateş açtığını belirtti. Filistinli yetkililer, İsrail ordu güçlerinin hemen her gün Filistinli balıkçıların teknelerine ateş açmasını, varılan “ateşkes anlaşmasının açık ihlali” olarak değerlendiriyor. İsrail’in Gazze’ye 7 Temmuz’da başlattığı, 51 gün süren saldırılarda 2 binden fazla kişi hayatını kaybetmiş, 11 binden fazla kişi de yaralanmıştı. İsrail ile Filistinli direniş grupları arasında 26 Ağustos’ta varılan ateşkes anlaşmasına göre, avlanma sınırı 6 mil olarak belirlenmişti.

Balfour Deklarasyonu
Yahudilerin Filistin’e yerleşmesi, dönemin İngiliz Dışişleri Bakanı’nın ismine atfen 2 Kasım.1917’de imzalanan “Balfour Deklarasyonu” na dayanıyor. Bu bildiride İngilizler, Yahudilerin Filistin’i işgal etmeleri ve orada bir devlet kurmaları için yardım etmeyi taahhüt ediyorlardı. Bu taahhüdün ardından dönemin süper gücü olan İngiltere, dünyanın değişik bölgelerinden Yahudilerin Filistin’e göç etmelerini sağlamaya başladı. Onları eğitti ve silahlandırdı. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Birleşmiş Milletler (BM) kuruldu. BM Genel Kurulu’nun çıkarmış olduğu 29 Ekim 1947 Tarihli ve “181 Sayılı Taksim Kararı” yayınlandı. Bu karar uyarınca; yerli Filistin halkıyla, Filistin’i işgal edenler (Yahudiler) arasındaki toprak paylaşımı gerçekleşti. Kısacası bu karar Filistin’i bölüşme kararıdır. Bu kararla birlikte bütün altyapılar oluşturulmuş ve artık sıra “İşgalci Yahudileri” devlet haline getirmeye gelmiştir. Sonuçta bu senaryo da kusursuz bir şekilde işletilmiş ve bu senaryo kapsamında İngiltere, kendi ajanlarının yönetimindeki 7 Arap Devleti’ni güya Filistin’de devlet kurmasın diye Yahudilere saldırtmış ve göstermelik bir savaş çıkartmıştır. Bu savaş, Yahudilerin bu 7 devleti püskürtmesiyle, bir başka ifadeyle İngiliz ajanı yöneticilerin geri çekilerek Filistin’i Yahudilere hibe etmeleriyle son bulmuştur. Yahudilerin “Bağımsızlık Savaşı” dedikleri bu savaşın sonuçları sayesinde Yahudi Devleti’nin kuruluşu ilan edilmiştir.
İsrail devleti 14 Mayıs 1948’te kuruldu. Kuruluşundan bu yana da İsrail tarihi adeta katliamlar tarihi olarak yazıldı. İsrail devleti kurulmuş ama bölgede herkesi savaş beklentisi sarmıştı. İngiliz mandası altındaki toprakların Yahudiler ile Araplar arasında paylaştırılmasını öngören 1947 tarihli Birleşmiş Milletler kararı Arap devletleri tarafından reddedilmişti. Karara göre Filistin topraklarının yarıdan fazlası İsrail’in olacaktı. Bölge 500 bin Yahudi ile 440 bin Arap arasında paylaşılacaktı. Ben Gurion, nüfus yapısını Yahudiler lehine çevirmek için bir milyon Filistinliyi topraklarından sürmeye karar vermişti. Sürgün çerçevesinde Filistinlilerin yaşadığı 11 kent ve 530 köy yerle bir edilmiş, nüfusun yüzde 80’ini oluşturan 750 bin Filistinli toprağını terk edip Arap devletlerine sığınmış, kısmen de İsrail’in hâkimiyetinde olmayan Batı Şeria ve Gazze’ye göç etmişti.

Yayılmacı politika
1967 yılındaki 6 Gün savaşında İsrail yeni topraklar ele geçirdi. Suriye, Ürdün ve Mısır ordularını yenen İsrail; Batı Şeria, Gazze ve Golan Tepeleri’ni işgal etti. Askeri başarı İsraillilerin milli ve dini coşkusunu arttırdı. Mukaddes yerlerin bulunduğu Doğu Kudüs’te de artık İsrail bayrağı dalgalanıyordu. İşgal altındaki topraklarda Yahudi yerleşimlerin kurulması hükümet tarafından da teşvik ediliyordu. Askeri önemi de olan yerleşim birimlerinin yardımıyla bu topraklarda özerk yapılanmaların önüne geçilmesi planlanıyordu.


Batı Şeria’yı silahlandıracağız
İran Savunma Bakanı Hüseyin Dehkan, İsrail’e karşı Filistin’in Batı Şeria bölgesini silahlandıracaklarını belirterek, “Batı Şeria’yı silahlandırmak İran’ın genel askeri politikası ve biz bu yolda tüm kapasitemizi kullanacağız” dedi. Fars Haber Ajansı’nın haberine göre, başkent Tahran’da düzenlenen, İsrail saldırısında hayatını kaybeden Hizbullah üyelerini anma merasiminde konuşan Dehkan, İsrail’in saldırısına uygun zaman ve mekanda misillemede bulunacaklarını söyleyerek, “Siyonistlerin saldırısı yanıtsız kalmayacak” diye konuştu. Dehkan, Filistin’in Batı Şeria kentinde İsrail’e karşı savaşan grupları silahlandıracaklarını kaydederek, “Batı Şeria’yı silahlandırmak, İran’ın genel askeri politikası ve biz bu yolda tüm kapasitemizi kullanacağız” ifadesini kullandı. İran Savunma Bakanı Dehkan, ülkesine karşı askeri saldırı tehditlerinin sorulması üzerine, “Eğer Amerikalıların cesareti varsa saldırsınlar” cevabını verdi. İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney de Kasım ayında yaptığı bir konuşmada, “İsrail’e karşı Batı Şeria da Gazze gibi silahlandırılmalı ve savunmaya hazır olmalıdır” diyerek, Batı Şeria’nın silahlandırılması gerektiğinin işaretini vermişti.

Büyük İsrail’in acımasız planı
İsrail’in ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nde de yer alan “Büyük İsrail” peşinde koşan İsrail’in ütopyasında Nil’den Fırat’a kadar olan toprakların tamamı (bu topraklar içinde Türkiye’nin Güneydoğusu ve Doğusu’nun tamamı vardır) da yer alıyor. İsrail, Tevrat’ta bir bab da bu şöyle ifade ediliyor: “Mısır ırmağından büyük ırmağa, Fırat nehrine kadar... bu diyarı senin zürriyetine verdim.” (Tekvin 16/18). 1967 yılındaki 6 Gün savaşında İsrail yeni topraklar ele geçirdi. Suriye, Ürdün ve Mısır ordularını yenen İsrail; Batı Şeria, Gazze ve Golan Tepeleri’ni işgal etti. Askeri başarı İsraillilerin milli ve dini coşkusunu arttırdı. Mukaddes yerlerin bulunduğu Doğu Kudüs’te de artık İsrail bayrağı dalgalanıyordu. İşgal altındaki topraklarda Yahudi yerleşimlerin kurulması hükümet tarafından da teşvik ediliyordu. Askeri önemi de olan yerleşim birimlerinin yardımıyla bu topraklarda özerk yapılanmaların önüne geçilmesi planlanıyordu. 2005 yılında Gazze Şeridi’nin boşaltılması kararlaştırıldı. Ama Yahudilerin Filistin’de yerleşim politikasını sona ermedi. Doğu Kudüs ve Batı Şeria’da yarım milyon yerleşimci yaşıyor.

Yahudileri topluyor
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz günlerde yazılı bir açıklama yaparak Avrupa’da yaşayan Yahudilere İsrail’e göç etme çağrısında bulundu. Yaşadıkları ülkeleri çeşitli nedenlerle terk ederek İsrail’e göç eden Yahudilerin sayısı 2014’te son 10 yılın rekorunu kırarak, 26 bin 500 yüze ulaştı. İsrail’e en fazla göç edenlerse Fransız Yahudileri oldu. İsrail Yahudi Ajansı ile İsrail Göçmen Bakanlığının 2014’ün son gününde yaptıkları yazılı açıklamaya göre, İsrail’e olan toplu göçlerde son 10 yılın rekoruna ulaşıldı. En fazla göçmenin geldiği Fransa’dan 2015 yılında yine 10 bin civarında yeni Fransız Yahudisinin İsrail’e göç etmesi beklenirken, önceki yıllarda İsrail’e yılda ortalama 20 bin Yahudi göç ediyordu. Yayınlanan rapora göre, Ukrayna ve Rusya arasında yaşanan kriz nedeniyle Ukrayna’dan İsrail’e göç eden Yahudilerin sayısı bir önceki yıla göre üçe katlanıp 5 bin 840’a ulaştı.