İşsizlik kader değil

1990-2001 yılları, panellerin çok sık yapıldığı bir dönemdir. Bu panellerde Türkiye'nin ekonomik ve sosyal sorunları tartışılırdı. Çözüm yolları aranırdı. Şimdiki televizyonlarda olduğu gibi temel hedef şov yapmak ve raiting yapmak değil, bilimsel ve uygulama altyapısı olan çözümler üretmekti.

Bu panellerden en fazla yapılanı, sendikalaşma, iş hukuku, istihdam, işsizliğin çözümü konularında idi. Benim konum maliye ve özellikle kamu ekonomisi olmasına rağmen, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Dekanı olarak bu panellerin çoğuna katılırdım.

Bu panellere 1999 yılına kadar SSK Genel Müdürü olan Kemal Kılıçdaoğlu, Türk-İş Başkanı olan Bayram Meral ve birçok sendika başkanı katılırdı.

Akademisyenlerden, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da yapan Nami Çağan, İktisat Fakültesinden Nevzat Yalçıntaş, Erdoğan Alkin, Nusret Ekin ve Metin Kutal katılırdı. Bu katılanlar farklı düşüncede olmakla birlikte, hiçbir zaman söz konusu farkı çalışmalara yansıtmazlardı. 

AKP ile birlikte önce sendikalar tasfiye edildi. Sonra toplumda ayrışma başladı. Şimdi ne muhalefet partileri, ne de bu tür toplantılarda kimse çözüm konuşuyor.

Dahası bugün de muhalefet olsun diye bazı sendikalar, rakamları çarpıtıyor ve zorluyor. Söz gelimi fiilî işsizlik oranını yüzde 18.2 olarak açıklayanlar oldu. Zorlama olduğu için bu sonuçlar inandırıcı olmuyor. Dahası çözüm için eksik tartışma altyapısı oluşturuyor. Gerçekte ise Temmuz 2018 fiilî işsizlik oranı yüzde 16.53' tür. (Aşağıdaki tablo.)

+++++++++++++++++++++++++

Gerçek-Genişletilmiş Veya Fiilî İşsiz Sayısı ve Oranı

                Temmuz

2017      Temmuz

2018

1) İlan Edilen İş Gücü (Bin)           32.200   32.796

2) İş Aramayıp Çalışmaya Hazır Olanlar   2.258     2.265

3) Fiilî İş Gücü   34.458   35.061

4) İlan Edilen İşsiz Sayısı 3.443     3.531

5) (2+4)Fiilî İşsiz Sayısı    5.701     5.796

6) Fiilî İşsizlik Oranı (5/3) (Yüzde)                     16,54            16,53

+++++++++++++++++++

Öte yandan siyasi iktidar bugüne kadar işsizliğin çözümü için elle tutulur bir çalışma yapmadı. Yaptıkları tek çalışma, Sayın Erdoğan'ın iş adamlarına ''her işletme bir işçi alırsa, işsizlik çözülür" şeklindeki önerisi oldu. Göstermelik olarak, iktidarla iş yapan birkaç firma işçi aldı. Ancak sonuç tam tersi oldu, işsizlik arttı.

Bu örnekte olduğu gibi, istihdam konusunda siyasi iktidarın bugüne kadar yaptığı bataklığı kurutmak değil, daha kolay bir yol olan  sivrisinekleri öldürmek olmuştur.

İşsizliğin çözülmesi tek başına istihdam politikası ile olmaz. Yapılması gereken makro planlama yaparak, tasarruf-tüketim, tasarruf-yatırım dengelerini kurmak, kaynakların daha etkin ve verimli kullanılmasını sağlamak, devlet-piyasa optimal dengesini ve sektörel dengeyi kurmaktır. Sonra bir istikrar programı yaparak, hukuki ve ekonomik altyapıyı güçlendirmektir.

Aynı kapsamda bazı önlemler alınabilir. Söz gelimi;

Devlet, bütçeden sosyal ödenek adı altında dağıttığı yardımların bir kısmı ile her ilin doğal ve kültürel imkânlarını değerlendirecek fabrikalar kurabilir. Bu fabrikalarda iş yaratabilir.

Bu fabrikalar devlet tarafından kurulduktan sonra fabrikada çalışanların maaşlarından bir miktar kesilip yerine hisse senedi verilmelidir. Zamanla fabrikaların sahibi de çalışanlar olacaktır. Böylece devlet de poşet dağıtan devlet değil, iş dağıtan devlet olacaktır.  

Böyle bir projeye iktidar ve muhalefet yanaşmıyor. Çünkü hepsi oy için popülizm yapıyor. Eğer halk daha bilinçli olur ve bugüne değil, yarına bakarsa, siyasi partiler ve özellikle iktidar partisi aynı popülizmi yapamaz.

İstihdamın artması için, emek yoğun yatırımlara ve içeride ara malı ve ham madde yatırımlarını teşvik etmeliyiz.

Türkiye'de istihdam üstündeki vergi ve prim yükü yüksektir. Avrupa Birliği ortalamasına düşürmeliyiz.

Türkiye'de kaçak çalışan bir milyon yabancı ve bir o kadar da Suriyeli var. Başkalarına insani destek diye vatandaşını işsiz ve aç bırakmayı insanlık olarak gören tek iktidar her halde bizim iktidardır.

Sendikalara bağımsız ve demokratik bir yapı kazandırmalıyız. Her ideolojinin ayrı bir işçi konfederasyonu var. Bunlar istihdam sorunu  ve işçi hakları için uğraşmıyorlar yalnızca siyaset yapıyorlar. Bunları tek bir çatı altında birleştirmeliyiz.

Çözüm için önce niyet etmek gerekir.

Yazarın Diğer Yazıları