İştahsız çocuklar (1)

Yaz aylarında çocuklarda iştahsızlık probleminin daha fazla görülmeye başladığına tanık oluyoruz. Kışın okula giderken kahvaltı etmese bile bir şey atıştıran çocuklar, yaz ve tatil atmosferine girdiklerinde yemek yemelerinde de bir tatil hareketi göstermektedirler. Bu durumda ailenin ve de özellikle annenin baskısı iştahsızlığı arttırabilmektedir.
Çocuk ya boya gider ya da yaz atmosferinde yüzer veya koşturarak yediklerini hızla yakar, bu durumda aile çocuklarının ya hiç kilo almadığı ya da zayıfladığı saplantısına kapılacaktır. Çocuklar için de bulundukları yaşa ve psikolojik gelişim dönemlerine göre inatçılık davranışları gösterebilirler. Bizim gibi geleneksel toplumlarda aile özellikle annenin birincil ve tek görevi çocuğu olarak görüldüğü için anne bilinçli olmadan da çocuk üzerinde baskı kurabilir. Geleneksel toplumlarda çocukların sıhhatli oluş kriterlerinin içinde şişman ve toplu olmaları vardır. Bu durum toplumsal baskıyı oluşturabilir. Çocuklar yaz aylarında deniz, kum, oyun, arkadaşla oynama, ev ortamına çıkma gibi aktivitelerin içine girmektedirler. Yemek yemek onların durması, oturması anlamına gelir. Çocuklar durmak ve engellenmek istemezler. Çocuklardaki iştahsızlığın bir başka nedeni ise annenin rejim yapıyor olması olabilir. Çocuklar yakın çevrelerini özellikle annelerini taklit ederler. Annelerini taklit ederler. Annelerine şöyle söylerler ’Bana yediriyorsun ama sen yemiyorsun’derler. Bazen de evde fazla kilodan dolayı babanın bir sağlık sorunu yaşanmıştır. Bu durumda çocuğun kafasını karıştırabilir. Çocuklar ev içinde yaşanan sorunlardan dolayı kendilerini sorumlu veya suçlu hissedebilirler. Ya da evde yaşanan olumsuz olaylardan dolayı kendilerini suçlarlar ve kendilerini aç bırakarak cezalandırırlar.
Yine hiperaktif hareketli çocuklarda iştahsızlık davranışını görürüz. Bu çocuklar ya aileleriyle bir sen-ben tartışmasını yemek olayında da yaşatırlar. Ya da oyun, oyuncak, bilgisayar veya arkadaşa o kadar kendilerini kaptırırlar ki yemek yemek bu takıldıkları faaliyetlerinden kendilerini kopartacaktır. Bu kopma çok kısa süreli hatta birkaç dakika şeklinde olsa da bir türlü katlanamazlar. Yemeği ya elde yemek isterler ya da annelerini peşlerinden koştururlar, önce anne yemek için onları çağırmak, onları masaya oturtmak için koşar.
Daha sonra da yemeği bitirmek için koşar. Büyüdüklerinde de yemek yeme zamanını kaybedilmiş zaman olarak düşünürler.
Devam edecek

Yazarın Diğer Yazıları