​İstediğini ihraç et; Yolcusun!

​İstediğini ihraç et; Yolcusun!
MHP Genel Başkan Yardımcısı (kerameti kendinden menkul) Semih Yalçın'ın şuursuzca bir bildiri yayınlayarak beni açıkça tehdit etmesi, okurlarımın büyük tepki göstermesine sebep oldu.

Gelen mesajlar (özellikle Devlet Bahçeli'nin yardımcısı Semih Yalçın hakkında) o kadar sert ki, yayınlamayı doğru bulmadım.

MHP Genel Merkezi, bu ilkel davranışıyla, eleştiriye hiç tahammülü olmadığını ve çağdaş demokrasiden çok uzakta olduğunu gözler önüne serdi.

Allah göstermesin, böyle kafalar kazara iktidara gelse, memleketin hali ne olur? Tam bir facia olur!

*  *  *

Şimdi MHP'de Genel Başkan Devlet Bahçeli'ye bayrak açan Meral Akşener dahil, muhaliflerin disiplin kuruluna verilip partiden ihraç edileceği konuşuluyor.

Eleştiriye ve muhalefete tahammül edemeyen bu antidemokratik adamlar, her şeyi yapabilirler. Meral Akşener'in de, diğer başkan adaylarının da partiden ihraç edilmesi sürpriz olmaz.

Peki bu, Devlet Bahçeli beyi ve onu yanlış yola sürükleyen kılavuzlarını yıkılmaktan kurtarabilir mi?

Asla böyle bir şey olmaz! Daha önce de dediğim gibi "Yolcudur Abbas, bağlasan durmaz!"

Doğanın yasasıdır. Coşkun akan seli, hiçbir set uzun süre durduramaz!

Rahmi Turan/ Sözcü

 

+++++

 

 

asas.jpg

Latif Demirci Hürriyet

 

++++++++++

 

 "Tatil"e gidebildiği vatanından neden kaçar insan?

----

Bu nasıl mültecilik anlayamadım

"Ramazan Bayramı'nı halen korkunç bir iç savaşın sürdüğü ülkelerinde, geride bıraktıkları yakınları ile geçirmek isteyen Suriyeliler, Hatay'ın Reyhanlı ilçesindeki Cilvegözü Sınır Kapısı'ndan çıkış yapmaya başladı."

Bu haber, bayramdan önce, 1 Temmuz tarihli Hürriyet'te yayımlandı. Demek ki Suriyeli göçmenlerin memleketlerine dönüşleri, 30 Haziran'dan itibaren başlamış. Habere göre çıkışlar, bayramın ilk günü olan 5 Temmuz'a kadar sürmüş. Sınır kapısından geçerek Suriye'ye dönen bir Suriyeli göçmen, DHA muhabirine, memleketinde 10 gün geçireceğini söylemiş.

Suriyeli göçmenlerin, iç savaş nedeniyle ülkelerinde barınamadıkları için Türkiye'ye geldiklerini biliyoruz. Teorik olarak geri dönebilecekleri bir yerleri de olmamalı. Ama görüyorsunuz, bayram nedeniyle memleketlerine gidip geri dönme olanağına sahip olanlar da var. Memleketine gidip en azından on gün geçirebilecek kadar rahat hareket edebiliyorsa, o zaman bu ülkede göçmen olarak işi ne?

 Cilvegözü Sınır Kapısı'nın Suriye'deki karşılığı Bab El Hava "İslami Cephe" adı verilen oluşumun elinde. Bu Selefi, cihatçı bir örgüt, sınır kapısını Özgür Suriye Ordusu'nun elinden aldı, IŞİD ile de savaşıyor, Esad rejimi ile de.

Sınırdan serbestçe geçerek ülkesine dönebilen bir Suriyelinin böyle bir örgüte en azından karşı olmaması lazım. Peki sempatizanı ya da militanı olmadığını kim biliyor? Bu işte bir tuhaflık yok mu? "Savaştan kaçıyorum" diye sığınmacı olan bir insanın, kaçtığı ülkeye bayramlaşmak için geri dönebiliyor olması, sığınma gerekçesini havada bırakmıyor mu?

Mehmet Y. Yılmaz/ Hürriyet

 

+++++

 

Bana arkadaşını söyle...

Suudi Arabistan kraliyet ailesinden Prens Nawaf Al Saud, iki oğlu ve Savunma Bakanı Prens Muhammet Bin Salman, Bodrum'da bikinili mankenlerle birlikte tatil yaparken fotoğraflandılar. Mankenler, çalan şarkılar eşliğinde yatta sık sık prens ve şeyhlerle dans ettiler.

(...)

Suudi Arabistan'da malumunuz kadınlar değil bikini giymek, tesettürsüz sokağa çıkamaz. Yanlarında erkek olmadan kapıdan dışarı adım atamaz.

Prens'in bu âlemi ülkesinde tepki  çekmez mi? Çekmez.. Çünkü bu tatili hiçbir gazete yazamaz...

Suudi Arabistan halkı olayı yabancı kaynaklardan öğrenirse ne mi olur? Bir şey olmaz. Çünkü halkın tepki gösterecek bir mecrası yoktur. Tepki gösteren de Kral  ailesine hakaretten kodesi boylar.

Suudi ailesini ayakta tutan da zaten halk değil ABD ve İngiltere'dir...

Suudi ailesi petrol ve hac gelirlerinin önemli bölümünü Batı'dan silah alımına harcar, tacı ve tahtını bu şekilde garanti eder.

Türkiye'nin bölgedeki en sevgili dostu da Suudi'lerdir. O kadar ki  Arapça okullarımızda ilkokul ikinci sınıfa kadar indirildi. Elimizde kanıt yoksa da... Eğitime Arapçanın bu kadar yoğun şekilde sokulması Suudi kral ailesini memnun etmek içindir diye düşünüyoruz.

Arkadaşını söyle bana kim olduğunu söyleyeyim sana, diye bir söz  vardır.. O misal... Dostumuz, rol modelimiz işte bunlar...

Melih Aşık/ Milliyet

 

+++++

 

Nitelikli Suriyelilere vatandaşlık verilecekmiş!

"Başbakan seçerken" düşük profilli,

"vatandaş seçerken" yüksek profilli olsun isteniyor...

Akif Kökçe/ Milliyet (Açık Pencere)

 

++++

 

Kayıtsız kalmamak vatan borcu

... Güneydoğu'nun birçok ilçesinde, köyünde PKK terör örgütü askerimize, polisimize, sivil halka  saldırıyor, her günümüz şehit, gazi haberlerine, şehit babalarını "asker selamıyla" ebediyete uğurlayan çocuklarına üzülerek geçiyor.

Terör örgütü ya "askerlerin, polislerin geçeceği yollara bomba döşüyor" veya askeri üslere, Emniyet müdürlüklerine saldırı uzun namlulu silahlarla saldırı yapıyor.

Bugüne kadar çoğumuz "PKK asker ve polisin geçeceği yolları bu kadar iyi bilir ve bomba döşerken, biz nasıl oluyor da önceden kontrol ederek, helikopterlerle gözleyerek bu alçak, arkadan vuran eylemleri önleyemiyoruz" diye merak ettik.

Dün "Mardin'de karakola yapılan PKK saldırısına "içerden, devlet görevlileri tarafından yapılan yardımlar" nedeniyle gözaltına alınanların haberi geldi.

***

Mardin Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Daire Başkanı'ndan, İlaçlama Şube Müdürü'ne, 3 ayrı Belediye çalışanına kadar 11 şüpheli gözaltına alınmış.

Güneydoğu'da bazı belediyelerin terör örgütüne destek verdiği biliniyor.

Diğer ülkelerden dış destek alan PKK'nın bir de içerde "istihbarat kurması" ile sonsuza kadar mücadele edilse baş etmek imkansızdır.

Gencecik şehitlerimizi, acılı ailelerini, evlatlarının asker selamlarını aklımızdan hiç çıkarmayarak devlet kurumlarını ve sınırlarımızı sıkı denetimde tutmak, sınır ötemizde olanlara da kayıtsız kalmamak vatan borcudur.

Güngör Mengi/ Vatan

 

+++++

 

Dünyaya rezil olduk

Milli futbolcuların primlerini, daha doğrusu prim kavgalarına düşüp milli formanın hakkını verememelerini çok tartıştık.

Her şey gibi o da unutuluyor ama bir bakıyorsunuz öyle bir şey oluyor ki yine gündeme geliyor.

İşte Avrupa Şampiyonası Portekiz'in zaferiyle bitti. Şampiyon takımın futbolcularına ödediği primler de açıklandı.

Zafere koşan Portekizli futbolcular 275'er bin Euro prim almışlar.

Bizim dökülen, prim kavgasına tutuşan, ilk turu bile geçemeyen millilerimiz ise 650'er bin Euro prim almışlar.

Bu medeni ülke ile şımarık Arap tipi ülke arasındaki farktır.

Türkiye'yi bu hale düşürenler, "büyük ülke böyle olur" diyerek görgüsüzlük ve kalitesizlik abidesi gibi olanlar utansın. Utanmaları var mıdır bilemem tabii.

Can Ataklı/ Korkusuz

 

++++

 

Keşke vicdan azabından olsa...

...Meseleye siyasi değil bütün iyi niyetimle baktığım zaman şöyle düşünüyorum: Acaba Suriyelilerin şu anki sığınmış, perişan durumlarının müsebbibi olduğunu düşündüğü için mi onlara böylesine kucak açıyor, vatandaşlık hakkından TOKİ'den konut vermeye kadar kendi vatandaşına bile tanımadığı imkanları sunuyor? Acaba vicdan muhasebesi mi yapıyor? Suriye'nin içişlerine karışarak milyonlarca insanı mülteci durumuna düşürdüğü, bir o kadarının öldüğü, ülkenin yarısının evsiz barksız kaldığı gerçeği mi rahatsız ediyor kendisini?

Yoksa, "Bu kadar insan bir biçimde geldi, kaldı; yıkık dökük bir ülkeye asla geri dönmez. Ülkede büyük sosyal çalkantılara yol açar, önceden önlem alıp onları asimile etmeliyiz" mi diyordur? Ah keşke böyle olsa! Ama hepimiz biliyoruz ki ülke yangın yerine de dönse başkanlık hedefine kilitlenmiş...

Yazgülü Aldoğan/ Post