İstifalar AKP anketlerini yükseltemedi...

Daha fazla ayrıntı verelim bugün... Geçtiğimiz Çarşamba günü, akşamın ilerleyen saatlerinde sarayda Başbakan Binali Yıldırım ve Erdoğan ailesinin ileri gelenleri ile yapılan toplantıdan... "Metal yorgunu" AKP'li belediye ve il başkanlarının durumunun ele alındığını ve gelen can sıkıcı anket sonuçları yüzünden erken seçim nihai kararının diğer toplantılara bırakıldığını ifade etmiştik. R.Erdoğan'ın sık sık sesinin çok yükseldiği gergin toplantının iri başlıklı detaylarına inelim;

Saraydan YSK'ya soruldu, "erken seçim için hazırlıklarınızı en kısa sürede ne kadarda tamamlayabilirsiniz" diye. Gönderilen cevap, "en erken 48 günde tamamlarız. Makul süre 60 gün" şeklinde oldu. Bu demek ki; eğer Erdoğan bir baskın seçim kararı alırsa seçim sisteminde bir değişiklik yapılamayacak, Doktor Devlet Bahçeli ve avanesinin de hayalleri suya düşecek!.. Ve o anketler... Sarayın tüm anketçilerinin son raporları masaya yatırıldı. AKP'nin oy oranı 38-41 aralığında çıktı. Genelde iktidar partisinin 7 Haziran 2015 sürecinin biraz altında olduğu görüldü. Saraydaki kaynağımın belirttiğine göre, R.Erdoğan "ben tek başıma Cumhurbaşkanlığı seçimini alırım" dedi ama genel seçimler sonucu AKP'nin parlamentoda düşeceği durum gözleri korkuttu. Aynı kaynak, "Erdoğan sürekli anket yaptırdığımız şirketlerin de dışına çıktı. Sizin saray anketçileri dediklerinizin dışında başka özel şirketlere de anketler yaptırıyor. Yaptırılan anketlerin sayıları da sıklığı da çoğaltıldı" dedi.

Genel anketlerin dışında "metal yorgunluğu" hamlesi sonucunda sahada yaptırılan çok özel anketlerin de sonuçları masaya yatırıldı. "Belediyelerden kaynaklanan nedenlerle düşüş yaşanmıyor. İstifalar hâlâ AKP'nin oylarını yükseltmiyor" tespiti R.Erdoğan'ın daha da çok canını sıktı. Saray kaynaklarımdan edindiğim bilgiler çerçevesinde yapılan tespitleri şöyle sıralayabilirim;

"Referandum sonrasında başlatılan metal yorgunluğu hamlesi ve temizlik operasyonu istenen etkiyi göstermedi. Seçmen tercihlerinde değişikliğe sebep olmadı.

AKP tabanında oy düşüşü farklı hadiselere bağlı.

Değişim bekleniyor.

Referandumdan sonra MKYK'da ve Bakanlar Kurulu'nda yapılan değişiklikler tatmin edici olmadı. Belediyelerle ilgili süreç iyi idare edilmedi. 'Niye istifa ettiriliyorlar' sorusunun cevabını kamuoyu bilmiyor.

Oy düşüşünde belediye başkanları birinci faktör değil. Belediyeler ancak üçüncü unsur olabilir.

Ankara özelinde oy düşüşünde Melih Gökçek birinci faktör değil.

İstanbul'daki oy düşünde de Kadir Topbaş birinci faktör değil.

Genel oy düşüşünde birinci unsur, temizlik operasyonları seçmen tabanı tarafından inandırıcı bulunmuyor. Metal yorgunluğu ve gerekçeleri yeterince izah edilemedi. Söz konusu belediye başkanlarının FETÖ iltisakı ile ilgili ne gibi bilgiler var?.. Kamuoyu bunu merak ediyor ve tatmin edici kanıtlar bekliyor. Seçmende, ülkede hapishanelerde yüz binlerce insan yatarken gerçek FETÖ'cüler ortada dolaşıyor ve büyük mağduriyetler yaşanıyor algısı var. Oy düşüşünün ilk sebebi kamuoyunda hâkim olan adaletsizlik duygusu. Adalet tablosu vahim.

İkinci unsur, Hükümet heyecan verici yeni işler yapmıyor. Sosyal alanlarda yetersiz kalıyoruz. Gençlere umut veremiyoruz. Eğitim alanında yapılan son hamlelerde verim sağlanamadı. TEOG'un bir anda değişmesi yanlış.

Ortada, genel seçimlerin sonuçlarını etkileyecek önemli oranda asabı bozuk seçmen kitlesi var. Yani flu alanda duran seçmen kitlesi en az yüzde 15 oranında.

Bu tabloda yeni kurulacak parti, çok farklı ve istemediğimiz bir sonuca ulaşabilir."

AKP çevreleri, anketler sonucu ulaştıkları bugünkü seçmen eğilimleri tablosunu 2002 yılında ülke genelinde yaşanan "sendrom"a benzetiyor. AKP'nin millî görüş oylarının üstüne koyduğu rakamlarla ve Genç Parti'nin ulaştığı sonuçla durum değerlendirmesi yapıyorlar. "2002 yılındaki seçmen tepkisi bu sefer bizim aleyhimize cereyan edebilir" korkusu içindeler.

Erdoğan bir hamle daha yapar, kıyısından köşesinden de olsa azledilen Başbakan Ahmet Davutoğlu ile kavga eden Doktor Devlet Bahçeli'nin MHP'sini iktidara katar mı?.. Burası Ankara!. Her türlü sürprize gebe günlerden geçiyoruz. Her an her şey olabilir. Hiçbir zaman hiçbir şey de olmayabilir...

Burada bir ayraç koyarak yazının sonunu getirelim;

Melih Gökçek, "onurlu istifa" için saraydan son bir talepte bulunmuş. "Bari büyük hayalim olan, çok büyük yatırımlar yaptığım Ankapark'ı bitireyim. 23 Nisan'da açılışını yaptıktan sonra o gün orada istifa edeyim" demiş. R.Erdoğan yine reddetmiş...

Yazarın Diğer Yazıları