Herif diyor ki "16 Nisan'da 'evet' çıkacak. Bu konuda hadis-i şerif var"… Bu apaçık sapıklık karşısında şimdiye kadar Diyanet İşleri Başkanlığı "Kes sesini" anlamında tık edemedi…

İlahiyat fakültelerinden ve akademisyenlerden çıt çıkmadı… İstisna varsa duymadım, okumadım… Ayakta su içilmesiyle ilgili hassasiyet taşıyan ama kamu malı ayakta götürülürken ağzını açmayan sözde sivil toplum kuruluşu cemaatlerden ve onların önderlerinden "Ulan bu kadar da olmaz" diyene rastlamadım…

Demek ki 'İslâm'da hadis uydurmanın hükmü' bunları pek bağlamıyor!.. Makam hırsı, korku, çıkar, adam sendecilik, kafayı kuma gömme vs. her neyse daha baskın olmalı ki, Allah rasulüne atılan bir nevi iftiraya karşı kayıtsız kalınıyor…

***

Şevki Yılmaz, var olduğunu öne sürdüğü 'taze mahsul' hadisi neden hemen açıklamıyor da haftaya bırakıyor? Olgunlaşması için mi? Henüz tamamlanmadığı, kitaba uydurulamadığı için mi? Yoksa daha fazla magazin katmak için mi? Az sonra… Az sonra… Şok… Şok… Şok…

Sadece Hz. Peygamber'den haber vermiyor Şevki Yılmaz… O konuşmada (hâşâ) Allah'tan da haber getiriyor!.. Allah Türkiye'yi insanlığın anası adaylığına getirme kararı almış!.. Gelin görün ki "Seninle mi istişare etti? Kim haber getirdi? Niye başkalarına değil de bu karar sana bildirildi?" diye soran yok…

Referandumda 'hayır' diyecek olanlara 'terörist', 'terörist işbirlikçisi', 'sevdiğiniz teröristse siz de onlarla berabersiniz' türünden aşağılamaları, hakaretleri, yaftalamaları işitmiştik de, 'evet' diyecek olanların 'Ebabil kuşu' olduğunu,  bu durumda 'hayırcılar'ın otomatikman Kâbe'yi yıkmaya gelen  Ebrehe'nin fillerine dönüştüğünü ilk defa bu heriften öğrenmiş oluyoruz!..

Mekke'nin fethinde Peygamber efendimizin gurura kapıldığını, kendilerinin bunu yapmayacaklarını söyleyerek Allah rasulüne iftira atılırken kanat çırpmayan 'Ebabiller', referandumda 'evet' oyu vererek ilâhî bir vazife yapmış olacaklar öyle mi?

***

Bir buçuk aydan fazla zaman var ve bakalım daha neler göreceğiz, ne hakaretler duyacağız, İslâm'dan hangi referansların uydurulduğunu şahit olacağız? 'Evetçiler' Hz. Yusuf, 'hayırcılar' da onu kuyuya atan kardeşleri olabilir meselâ!..

Kafa yoldan çıktıktan sonra Hz. Musa kıssaları daha iyi uyabilir… 'Hayırcılar' Firavun'un askerleri olabilir!.. Daha da ileri gidersek, 'hayırcılar' Allah'ın gönderdiği 'kudret helvası' ve 'bıldırcın'ı daha sonra beğenmeyip yine de 'buzağı'ya tapan nankör İsrailoğulları olabilir!..

Göz dönsün yeter ki örnek mi yok? 'Evetçiler' Hz. İsa ve ona tâbi olanlar, 'hayırcılar' ise onu çarmıha germeye çalışanlar olabilir!.. 'Evetçiler' hak yolda iken 'hayırcılar' Süleyman mâbedini yıkan Roma İmparatoru Titus'un adamları olabilir!.. 'Evetçiler' Hz. İbrahim, 'hayırcılar' ise onu ateşe atmaya  Nemrut'un mancınıkçıları olabilir!..

Biraz ar damarı eksikliğiniz, biraz gözü dönmüşlüğünüz, biraz dinî bilginiz ve çokça siyasî hırsınız varsa, bunların hepsi maalesef mümkündür ve yaşayarak görüyoruz… Hele de 'hadis üretim teknolojisi'nde çağ atlamışsanız ve (yine hâşâ) Allah'la online iletişim imkânına sahipseniz sizi kimse tutamaz!..

***

Referandum yapıldı ve 'hayır' çıktı… Bu durumda 14 asır önceden 'evet' çıkacağını bildiren Hz. Peygamber'in hâli ne olacak? Bu nasıl bir sapkın anlayıştır ki, tamamen dünyevî olan, siyasete ve yönetme tekniğine dair referanduma referans için Peygamber efendimizi kendisine âlet etmeye çalışmaktadır?

Dine ve dindarlara baskı dönemlerini gördük ama inançların bu dönem kadar ucuzlatıldığını, manivela hâline getirildiğini, ihtiyaç anında kullanmak için arka cepte taşındığını görmedik… Dindarlığın bu dönemdeki kadar prestij kaybettiğine, siyasete bu denli malzeme edildikçe farklı görüşte olanların bu denli dinden soğuduğuna şahit olmadık…

Otoriteler bu tür sapkınlıklar karşısında sessizliğe büründükçe, olan biten 'din' zannediliyor ve özellikle gençlerle dindarlık arasındaki makas açılıyor… Allah'tan taze haber almış gibi davrananlar, Hz. Peygamber adına hadis uyduranlar var oldukça ve 'umera'dan/ 'ulema'dan tepki görmedikçe o makas maalesef daha da açılacak…