İYİ Parti İstanbul ve Ankara’da kendi adaylarını çıkaracak

İYİ Parti İstanbul ve Ankara’da kendi adaylarını çıkaracak
2019 yılında Ankara ve İstanbul'da CHP'nin adayını destekleyen İYİ Parti, 2024 yerel seçimlerinde kendi adaylarıyla yarışacaklarını açıkladı.

İYİ Parti Sözcüsü ve Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Kürşad Zorlu, bugün düzenlenen basın toplantısında 2024 yerel seçimleri ve Akşener'in 'ayrı ayrı aday çıkarma' çağrısıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Zorlu, 2024 yerel seçimlerinde İstanbul ve Ankara'da kendi adaylarını çıkaracaklarını söyledi.

"SAYIN ERDOĞAN'IN AÇIKLAMA YAPMASINI BEKLİYORUZ"

Devlet Bahçeli'nin, Akşener'in 'Ayrı ayrı seçime girme' çağrısına yönelik, "Bizim nazarımızda ciddiye alınacak bir tarafı yoktur" açıklamasına yanıt veren Zorlu, "Genel Başkanımızın bu çağrısı tüm siyasilere yapıldı. Bu konuyla ilgili başta Sayın Erdoğan’ın bir açıklama yapmasını bekliyoruz, çünkü bu çağrının özünde Türk milletinin yaşadığı sorunları aşabilmek gayesi var" dedi.

İYİ Parti'nin hafta sonu Afyon’da gerçekleştirdiği etkinlikle ilgili, "Kocatepe buluşmamız milletimizin umutlarını yeşertti. Siyasette yeniden güçlü bir başlangıcın fitilini ateşledi" değerlendirmesini yapan Zorlu, Meral Akşener'in "ayrı ayrı aday çıkarma" çağrısına yönelik tepkilere de yanıt verdi.

Zorlu, "Siyasi partilerin İstanbul ve Ankara'da bazı hedefleri olduğu için bu konuyu çokça köpürtüyorlar. Biz şu anda kendi adaylarımızı çıkaracağız. Bunun hazırlık ve çabası içerisindeyiz. Çok kısa bir sürede bu hazırlıkları tamamladığımızda milletimizle bilgisini paylaşacağız" dedi.

"DEVLETİN KAYNAKLARI HOYRATÇA KULLANILDI"

İttifak sistemi nedeniyle seçimlerde yaşananlara dikkat çeken Zorlu, "Ülkemizdeki kutuplaşma, kıskaç siyaseti; bir tarafın sürekli iktidar ve onun paydaşları üzerinden konuşlandırılan devletin kaynakları. Bu öylesine özümsendi ki siyasi partilerce devletimizin kaynakları hoyratça kullanıldı. Seçim döneminde birçok kez herkese yasak getirilirken kendilerini yasaklardan muaf tutan kararlara imza attılar" dedi.

Türk siyasetinin yorulduğunu belirten Zorlu, "Siyasi partiler kendi kimlikleriyle, öz bilinçleriyle, ortaya koydukları kuruluş felsefeleriyle hizmet edemez, rekabet edemez hale geldi. Bu bilinç dışılığı, normal dışılığı ortadan kaldırmak ve milleti merkezine alan bir anlayışla, onun daha iyi hizmet almasını esas alan bir düsturla Genel Başkanımız diyor ki tüm siyasi partilere 'gelin kendi kadrolarımızla yarışalım'" dedi.

"YEREL SEÇİMLERDE İTTİFAK HUKUKEN YOK"

Yerel seçimlerde ittifak diye bir şeyin hukuken olmadığını söyleyen Zorlu, "Yüzde 50+1 zorunluluğu da bulunmamaktadır. Hal böyleyken zorla sayısal çoğunluk üzerinden insanlarımızı yokluk – varlık ‘zillet’ gibi ifadelerle ölüm kalım mücadelesine götürüyorsunuz. Ne yapıyorsunuz? Demokrasi, çoğulculuk, kardeşlik hukuku diye bir şey var. İnsanları düşmanlaştırmaktan yorulmadınız mı hala. Bizim isyanımız bunadır. Bizim çağrımız bunu düzeltmeye yöneliktir" dedi.

İttifak sistemine başından beri karşı olduklarını kaydeden Zorlu, "Bir süre sonra apartman yönetimlerinde, kooperatiflerde, her yerde ittifak kurmak için çağrı oluşacak. Böyle bir siyaset olamaz. Buna artık bir dur demeliyiz. Biz başından beri bu sistemin getirdiği dayatmanın karşısında olduk. Bu tutarlılık içinde bu çağrıda bulunduk. Bu çağrıyı yerine getirme gayesi içerisinde olacağız. Başta Sayın Erdoğan olmak üzere diğer siyasi partilerden ne cevap gelecek hep birlikte göreceğiz" dedi.

"HER YERDE BİZ ANLAYIŞIYLA TÜRKİYE YÖNETİLEMEZ"

Akşener’in iş birliği kapısını açık bıraktığı hatırlatılan Zorlu, "Yerel seçimlerde ittifak olmayacaksa iş birliği nasıl yapılacak?" sorusunu şöyle yanıtladı: "Genel Başkanımızın ittifak yerine milletimizin isteği hasıl olduğunda ve her yörenin yerel koşulları dikkate alınarak iş birlikleri olabileceğine dair ifadesi de oldu.

Bizim için önemli olan yerelde hizmetin nasıl gerçekleşeceği. Maalesef Cumhur İttifakı’nın ortaya koyduğu ‘Merkezde biz, yerelde biz, her yerde biz, hepimiz Türkiye’yiz’ anlayışıyla Türkiye yönetilemez, böyle bir anlayış yok. Biz 85 milyon insanımızın zenginliğini ortaya koyacak bir yerel seçim atmosferi istiyoruz" ifadelerini kullandı.

"BİZ MİLLETİMİZE YÜZÜMÜZÜ DÖNDÜK"

Cumhur İttifakı’nın Altılı Masası’nın aynı anlayışla devam edecek gibi göründüğünü belirten Zorlu, "Biz milletimize yüzümüzü döndük. Milletimizin sesini ve iradesini görecek ve değerlendireceğiz" diye konuştu.

Yerel seçimlerde adayların çok önemli olduğunu hatırlatan Zorlu, "Sadece büyükşehirler ekseninde bakılmasın. Biz bu kararlılığımızı devam ettireceğiz. Her bir ilçede, ilde vatandaşlarımızın sesini dinlemeye başlayacağız. Eylül ayı ortasında, 15’i gibi Genel Başkanımız bütün illerimizde teşkilatlarımızda bir araya gelecek.

Onların görüşlerini, taleplerini dinleyecek. Vatandaşlarımızla da bir araya gelecek. Bu konuyla ilgili Genel İdare Kurulumuz bununla ilgili tavsiye kararı da aldı. Ayrıca 1 Ekim itibariyle belediye başkanlığına veya meclis üyeliğine aday olmak isteyen il ve ilçe başkanlarımızın görevlerinden ayrılmaları konusunda tavsiye kararı aldı. Bugün teşkilatlarımıza göndereceğiz" dedi.

"ANKARA VE İSTANBUL'DA KENDİ ADAYIMIZI ÇIKARACAĞIZ"

"İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanları Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın karşısına aday mı çıkaracaksınız?" sorusunu ise Zorlu, şöyle yanıtladı:

"2019 seçimlerindeki göreli başarının ortaya çıkışında İYİ Parti'nin büyük bir çabası oldu. Bu iş birliği zaten bizim teklifimizdi. Biz o zaman sorumluluktan, milletimizin talebinden kaçmadık ve bugünkü görüntü ortaya çıktı. Ancak bugün bazı siyasi partiler İstanbul ve Ankara’da bazı hedefleri olduğu için bu konuyu köpürtüyorlar, gündeme getirilmesini, gündemde kalmasını istiyorlar. Ama biz çok net bir şey koyduk ortaya; biz kendi adaylarımızı çıkaracağız. Bunun hazırlıkları içerisindeyiz."

‘AKŞENER ALTILI MASA’YI DAĞITMAK İÇİN PARA ALDI’ İDDİALARINA YANIT

Gazeteci Levent Gültekin’in gündeme getirdiği ‘Akşener Altılı Masa’yı dağıtmak için para aldı’ iddiası da sorulan Zorlu şunları kaydetti:

"Bu dedikodular üzerine Milletvekilimiz Sayın Uğur Poyraz Levent Gültekin’le görüşme yaptı. İddia ettiği mailin kendisinde olup olmadığını sordu. Sayın Gültekin bu mailin kendisinde olmadığını ifade etti. Biz de gerçekten bize böyle mailler geldi mi diye araştırdık.

Biri 25 Şubat’ta, biri 2 Mart’ta düşen spam mailler var, biz fark etmemişiz. O mailde iddia edilen Sayın Gültekin’in iddiası da aslında bir başka parti genel başkanıyla ilgili. Bizim Genel Başkanımızla bir fili bir durum söz konusu değil. Levent Gültekin de Sayın Poyraz’a durumu telafi edeceğini aktardı."

"AKŞENER'E BAŞLATILAN SORUŞTURMANIN ARKASINDA PKK'LI TANIK VAR"

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’le ilgili 7 yıl önce başlatılan soruşturmayla ilgili takipsizlik kararı verilmesine de değinen Zorlu, "Birileri kimi yayın organları gerçeği karartmak istese de bu sözde soruşturmanın PKK’lı olduğu anlaşıla bir gizli tanığın yalan ve iftiraları ile başlatıldığı ortaya çıktı.

Öyle ki bu kişi hakkında 6 Şubat 2016 tarihli bir terör suçu sebebiyle Cizre 2. Ağır Ceza Mahkemesince PKK üyeliğinden terör soruşturması başlatılıyor. Yağmur kod adlı bu şahıs Genel Başkanımızla ilgili ifade ve iddiaları ortaya koyduktan 28 gün sonra bırakılıyor ve yaklaşık 7 ay sonra da beraat ediyor" diye konuştu.

"KUMPASIN UCU PKK'LI TERÖRİSTİN İDDİALARI ÜZERİNE KURULMUŞ"

Tüm bu sürecin çok bilindik kumpasları hatırlattığını söyleyen Zorlu, "Meğer kumpasın ucu PKK’lı bir teröristin iddiaları üzerine kurulmuş" dedi ve şöyle devam etti:

"Buna rağmen her fırsatta sözde soruşturmayı kullanarak genel başkanımıza v ve İYİ Parti’ye olmadık iftiraları ve saldırıları yürütenler bahsettiğimiz bu gerçekleri gizlemeye, hafif bir şey gibi sunmaya çalışıyorlar. Elbette ustalaşmış bir yalancının ortaya koyacağı bir yalan ne denli geniş çaplı olursa olsun gerçekliğin ve gerçeğin ikamesi yoktur."

"ERDOĞAN'IN TALİMATI GERÇEKLEŞENE KADAR EMEKLİLER TAŞ MI YİYECEK?"

Ekonomik gelişmelere de değinen Zorlu, "Aylardır ‘Emeklilerimiz 7 bin 500 TL ile nasıl geçinecek?’ diye soruyoruz. Diyorlar ki şimdi ‘Sayın Erdoğan talimat verdi’. İyi de talimat verilene kadar, gerçekleşene kadar vatandaş taş mı yiyecek?" diye sordu.

"ERDOĞAN YÜZDE 25'TEN FAZLASINA MÜSAADE ETMEM DERSE NE OLACAK?"

Zorlu, Kur Korumalı Mevduat sistemine son verileceğine dair kamuoyuna yansıyan bilgilere de değindi. Zorlu, şunları kaydetti:

"Dengeyi ve kontrolü öyle kaybettiler ki yıkılanı kaldırmaları hiç kolay olmuyor. Kur Korumalı Mevduat deyince 3,4 trilyon TL mevduattan bahsediyoruz ve bankacılık sistemindeki toplam mevduatın yüzde 27’sine yaklaşıyor bu değer.

Peki, boşa çıkacak bu para nereye gidecek. Öyle bir güvensizlik öyle bir belirsizlik ortamı inşa edildi ki sadece politika faizini artırarak bu paranın TL cinsinden enstrümanlara yönelmeyeceği ortada. Bu para yabancı para cinsinden enstrümanlara yönelirse ne olacak. ‘Bugüne kadar sessiz kaldım ama yüzde 25’ten fazlasına müsaade etmem’ derse Erdoğan ne olacak?"

İlgili Haberler