İYİ Parti: En düşük emekli maaşı asgari ücret düzeyinde olmalı

İYİ Parti: En düşük emekli maaşı asgari ücret düzeyinde olmalı
Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, en düşük emekli maaşının asgari ücret düzeyine, bayram ikramiyelerinin de en az 5.500 TL düzeyine taşınması gerektiğini belirtti.

İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu gündeme ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu. En düşük emekli maaşının asgari ücret düzeyine çekilmesi gerektiğini belirten Zorlu, "Bayram ikramiyeleri de en az 5.500 TL düzeyine taşınmalıdır." dedi.

Zorlu açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

"Zor ve ağır koşullar altında geçen 2022 yılını tamamlayarak 2023’e adım atıyoruz. Elimizdeki veriler ve karşı karşıya olduğumuz siyasi ve ekonomik gerçekler, mevcut siyasi iktidarın başta hayat pahalılığı olmak üzere birçok problemi çözemeyeceğini ortaya koymaktadır.

Çünkü giderek halktan kopan ve saray konforunda kendi gündemiyle yoğrulan bir siyasi anlayışın dertlere derman olması tarihte olduğu gibi bugün de imkânsızdır. 2023’ün; Aşık Veysel Yılı ilan edildiği böyle bir günde onun şu sözü ne kadar da anlamlı:

“Anlatamam derdimi dertsiz insana,

Dert çekmeyen dert kıymetini bilemez!”

Vatandaşın derdi, sıkıntısı artıyor. Ama gelin görün ki buna yüreğini ve algısı kapatmış bir anlayış ülkeyi yönetiyor. Geçmişte bir meşhur bakanın ifadesiyle son yıllarda herhangi bir ay bir önceki aydan daha iyi olmadı. Hatta 2020 için bazı AKP kurmayları; ‘’Kötü bir yıldı.’’ demişti. Ama iktisadi, sosyal ya da siyasal gelişmelere baktığımızda şunu görüyoruz. 2020 kötüydü, 2021 daha kötüydü, 2022 ise en kötüydü. Bu gidişle 2023’e kötü bir iklimde gireceğimizi söylemek zor değil.

Bakın, şimdi sizlerle 2022 yılının ödül almaya aday başarısızlıklarından bahsedelim…

Ancak onun öncesinde dün Emeklilikte Yaşa Takılanlarla (EYT) ilgili karara değinmek istiyorum.

Biz her zaman haktan ve haklıdan yana bir siyasi partiyiz. 2018’de EYT için verdiğimiz ilk kanun teklifinde de haktan yanaydık, bugün de öyleyiz. O günlerde bunu; “sırtımıza yük” diyerek reddeden siyasi iktidar şimdi aldığı kararı bir lütuf gibi milletimize sunmak istiyor. Alınan bu kararda Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener’in kararlı çağrıları ve çabaları en büyük pay sahibidir. Bu bağlamda dünkü düzenlemenin tüm EYT mağdurlarımıza hayırlı olmasını diliyoruz. Bununla birlikte EYT düzenlemesine hak kazanan tüm vatandaşlarımızın şartları tamamladıkları tarihte bu hakkı kazanabilmeleri ilgili kanuna konulmalıdır. Ancak bunun yeterli olmadığının; ülkenin temel sorununun üretim, istihdam ve verimlilik sorunu olduğunu vurgulamak isteriz. Yaklaşık 86 milyon nüfusa sahip bir ülkenin 34 milyon çalışanın %68’i asgari ücrete yakın bir ücret alıyor. Böyle bir tabloda ne istihdam artar ne de verimlilik olur. Burada ancak yeni adaletsizlikler olur. Biz İYİ Parti olarak emeklilik sistemini bütünüyle adil, tutarlı ve olabildiğince kendi kendine yeter bir seviyeye taşıyacağız.

Ve emeklilerimiz… Emekli aylıklarının insana yaraşır bir hayat sürdürmek için yeterli olmadığının farkındayız. Sosyal devlet olmanın gerekliliği çalışanın, emeklinin, gencin, yaşlının, tüm vatandaşların insanca yaşamasını garanti altına almaktır. Bu yüzden emekli aylıklarının iyileştirilmesi için sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Emekli maaşları ve emekli ikramiyeleri Ocak ayından geçerli olacak şekilde hemen düzenlenmelidir. İYİ Parti olarak en düşük emekli maaşını asgari ücret düzeyine, bayram ikramiyeleri de en az 5.500 TL düzeyine (2018’de asgari ücretin %62’siydi-şimdi %13) taşınmalıdır.

Hey gidi 2022… Neler çektin, ne krizlerle boğuştun!

Temmuz 1998’den beri en yüksek yıllık tüketici enflasyonu rekorunu bu sene kırdık, Cumhuriyet tarihinin en yüksek üretici enflasyonu rekorunu da. Konut fiyatları ve kiralarının artışında öyle bir rekor kırdık ki ciddi bir barınma krizi konuşur olduk ülkemizde. Bakın, burada size istatistik sunmak istiyorum. 105 m2 ortalama bir konutun ülke ortalamasındaki kirası 2020 sonunda 1.355 TL iken asgari ücretin %58’ine denk geliyordu. Bu sene Kasım ayında ortalama kira 7.035 TL oldu ki mevcut asgari ücretin %128’ine denk geliyor. İstanbul’da ise Kasım 2022 itibariyle 105 m2 konutun ortalama kirası 9.881 TL ve Cumhurbaşkanımız hamdolsun, asgari ücreti büyük gururla 8.506 TL açıkladı.

2022 aynı zamanda bir servet transferi yılıydı… Enflasyonun kendisi ama özellikle yoksul hanelerin tüketiminde daha yüksek ağırlığı olan gıda, konut gibi alanlardaki enflasyonun çok yüksek olması başlı başına servet transferine neden oldu. Zenginden çok, yoksuldan ise daha çok çaldı enflasyon. Bu nedenle yoksulla zengin arasındaki uçurumun büyüdüğü bir yıldı 2022. Bu yetmezmiş gibi kur korumalı mevduat çıktı bir de. Mart-Kasım döneminde vatandaşın vergilerinden gelen 91,6 milyar TL, sermayesi olana ya da basit tabirle zengine transfer edildi. Bu kur korumalı mevduat uygulaması bankaları da zengin etti elbette. Çok düşük faiz ödeyerek milyarlarca lira mevduat topladı bankalar ve karlılıkları geçen seneye kıyasla %400’den fazla arttı.

Enerji Bakanımız banyoya kum saati koymamızı, fırını kullandıktan sonra kapağını açık bırakıp evi ısıtmamızı; Turizm Bakanımız bütçemize uygun olur diye kışın gezmemizi tavsiye etti. Ama Cumhurbaşkanlığının 5,8 milyar TL’ye çıkan 2022 ödeneği hakkında bir şey demediler, diyemediler.

Evet, israf ve şatafat… Bu iki kavramın da vatandaşımızın belleğinde yeri yok. Ama muktedirlerin en doğal hakkı! Gıdaya ulaşmada bile sıkıntı yaşayan vatandaş için israf zaten sözlükten çıkmış, vatandaşa ancak tavsiye kalmıştı. İsraf edebilsinler diye vatandaştan muktedire servet akarken muktedirden vatandaşa tavsiye aktı 2022’de.

Bu israf için; ‘’İtibardan tasarruf olmaz.’’ diye bir kalkan kullanıldı ya hep. Bu sene o itibarın da pek kalmadığı bir yıldı. Mesela istatistik kurumunuzun yayınladığı veriler itibarınızın göstergesidir. Oysa bu sene hangi enflasyon sorusunu en fazla sorduğumuz yıldı da. Kasım tüketici enflasyonu ENAG’a göre %170,7, İTO’ya göre %105,5, TÜİK’e göre %84,4. Bakın, bu senenin Nisan-Kasım döneminde İTO enflasyonunun TÜİK enflasyonundan farkının ortalaması 18,4 puan. Oysa Ocak 1997’den Mart 2022’ye kadarki dönemde ortalama fark 0,35 puan. Sadece TÜİK miydi peki itibarsızlaşan? TCMB’nin yıl sonu enflasyon hedefi ile piyasanın enflasyon beklentisi arasındaki farka da itibar açığı denir. TCMB 2022 yıl sonu için Ocak’ta 23,2, Nisan’da 42,8, Temmuz’da 60,4, Ekim’de ise 65,2 açıkladı enflasyon tahminini. Ekim’deki hedefin tutmayacağı da aşikâr ya. Piyasalara yön veren değil, piyasaların savurduğu bir Merkez Bankamız olduğunu gördük hep beraber.

İtibarsızlık sadece ekonomi alanında da değildi elbette. Sağlıkta ve eğitimde ve birçok alanda vatandaşın aldığı hizmet hep geriye gitti. Kalite bir grup kesimin konforu hâline geldi. Açılan şehir hastanelerinde yer bulunamıyor, muayene sıraları uzuyor, ilaçlar bulunamıyor ya da bulduğunuz el yakıyor. Okula devam edemeyen kız çocuğu sayısı 866 bin, konteynerden anaokulları boş, her 100 kişiden 22’si öğrenme yoksulu.

2022 uzun süredir olduğu gibi bir kutuplaştırma yılıydı. Hakaretler ve yalanlar, siyasi davalarla vatandaşımız karanlık bir alt etme kültürüne mahkûm edildi. Son olarak geçtiğimiz AKP’li bir belediye meclis üyesinin ahlaksız ve insanlık dışı paylaşımı 2022’deki siyasi üslup yoksunluğunun bir sembolü gibiydi. Tabii, her zaman olduğu gibi AKP’den bir ses çıkmayacak ve âdeta ahlak yoksunları teşvik edilecek.

Ve elbette 2022 bir algı yönetimi yılıydı… Dezenformasyon yasasını hükûmet çıkardı. Ama dezenformasyonun ve eksik enformasyonun âlâsını onlar yaydı ve yaymaya devam ediyorlar. Türkiye’nin ekonomik büyüklük açısından dünya sıralamasına yönelik yanlış bilgi yaydılar. Dış ticaret mevzu bahis olduğunda hep ihracattan bahsettiler. Küresel ihracattan aldığımız pay geçen seneye kıyasla neredeyse sabit kalırken, küresel ithalattan aldığımız pay geçen sene %1,19’dan bu sene %1,42’ye çıktı. Ancak ne Ticaret Bakanı ne Cumhurbaşkanı ithalata değinmeye gerek duymadı. Sürekli bir doğal gaz müjdesi verildi. Bulunan rezervleri hep olumlu değerlendirdik. Ama bunu hep siyasi malzeme olarak sunmaları vatandaşa gına getirdi bu sene. Bulunan rezervin rantabl olup olmadığına yönelik bir fizibilite sonucu da paylaşılmadı bir türlü. Bulunan rezervden daha fazla rezerv haberi paylaşıldı belki de bu sene.

2022’de hükûmetin yaşattıklarını Nazım Hikmet yazsaydı elbette bu şiirin adı Çöküş Destanı olurdu.

“Onlar ki geçmişin mazlumu,

Şimdinin zalimi oldular;

Durdukları sessizlikten,

Üzerimize çöken onlardılar” derdi belki de.

Evet, 2022 her göstergenin kötüye gittiği, kutuplaşmanın arttığı, emeğin sömürüldüğü, itibarsızlığın zirve yaptığı ve tüm bu manzaranın aksi yönde algı yaratılmaya çalışılan bir yıldı.

Nihayet 2022’nin tek güzel tarafı neydi biliyor musunuz? Tüm bu kötü gidişatın ve AKP iktidarının son yılı olması. Vatandaşımızın hak ettiğini alacağı zamana çok az kaldı!"

İlgili Haberler