İzmir'de Kazak Vadisi

15 yıl önce 1994 yılında şanslı bir Türk milliyetçisi olarak, yaşadığım bir günün hikâyesini, bugün sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bildiğiniz gibi, Türk dünyasının kaynaklarını yıllarca sömüren Sovyetler Birliği, 1990’lı yılların başında kan dökmeden dağılmış ve beş kardeş Türk cumhuriyetimiz azatlıklarına kavuşmuşlar, bizler de bayram etmiştik. Türk milliyetçi düşünce sistemini siyasi platformda temsil eden kuruluşumuz, rahmetli Alparslan Türkeş’in liderliğinde, Türk Devlet ve Toplulukları Dostluk, Kardeşlik ve İşbirliği Vakfı’nı (TÜDEV) kurarak 1993 yılında başlamak üzere tertiplediği, Türk Dünyası Kurultayları ile, her yıl Türk kültürümüze ve Türk birliğimize, en büyük hizmeti yapmıştır.
1994 yılındaki İkinci Türk Dünyası Kurultayımız, güzel İzmir’imizde tertiplenmişti. Bizler de delege olarak Kurultay’a katılmıştık. Rahmetli Türkeş beğ bir gün bana,  “Yarın bir yere gitme, öğlene doğru seni otelden alacağım” demişti. Güzel bir sonbahar günü beraberce İzmir’imizin Kemalpaşa ilçesinin Çinili köyündeki  “Kazak Vadisi” denilen güzel bir ormanlık arazide kurulmuş “Alaş Kımız Çiftliği” ne ulaştık. Her taraf pırıl pırıl Türk kokuyordu.
1950-54’lü yıllarda Doğu Türkistan’dan göçmen olarak gelen Kazak Türklerinden Becerikli Şirzat Doğru’nun aile reisi olduğu güzel bir yuvanın konuğu olduk.  “Alaş Kımız Çiftliği” ni ben, Kazak Türkleri’nin kültür ve medeniyeti ile Türk Dünyası değerlerini mutfak kültürü ile birleştirme becerisinin ürünü olarak gördüm. Ata içeceğimiz kımızımızın en güvenilir becerili ellerin temiz ürünü olarak üretildiğini, etli pilav tavalarının da itina ile hazırlanmış Türkmen örneklerinden olduğundan emin olarak, içtik ve doya doya yedik. Şirzat Beğ bana ancak yemek kalktıktan sonra yediğimiz etin tay eti olduğunu söylemişti.
Altay Dağları’ndaki bir otağdan dünyaya dağılan Türklerin kültüründe otağın önemi büyük, çiftliğin içinde betonarme bir otağ inşa edilmiş. Otağın dekorasyonu da, Doğu Türkistan’dan gelen bir Kazak Türkü tarafından dizayn edilmiş. Otağın içindeki resimlerde, Kazak Türk boylarının çeşitli oyunlarından örnekler bulunuyor.
Altay Dağları’nın yayla görüntüleri tasvir edilmiş. Bu otağ, Türklerin bütün boylarının hem birliğinin, hem de çoğalışının ve dağılışının sembolü. Bina altı köşeli kubbeli çatıdan oluşmuş. Kubbelerin her biri bir Türk boyunu temsil ediyor. Kazak-Kırgız-Uygur-Türkmen-Tatar-Özbek. Özetlersek,  “Alaş Kımız Çiftliği” nde, küçük tarihi bir Türk yurdu yaratılmış. Şirzat Doğru Beğ, dini, milli ve ilmi düşünce sahibi olarak çalışmış bir Kazak Türk’ü işadamı. Bizim eski yıllar dostumuz olan,  “Hürriyet Uğruna Kazak Türkleri”  eserinin yazarı sağlam Türkçü Hasan Oraltay kardeşimiz de, Şirzat Beğ’in amca oğlu. İzmir’de eğitime gelen Türk boylarının gençleri, hafta sonlarını  “Ata evi”  kabul ettikleri çiftlikte geçiriyorlar.
Bir yıl sonraki, 1995 yılı üçüncü Türk Dünyası Kurultayı da, yine güzel İzmir’imizde tertiplenmişti. Ben yine soluğu  “Alaş Kımız Çiftliği” nde aldım. O yıl otağda daha çok ülkücü dostlarla beraberliğimiz oldu; Sadi Somuncuoğlu-Turan Yazgan-Yücel Hacaloğlu-Galip Erdem-Şaban Karataş-Refet Körüklü-Erk Yurtsever-Reha Oğuz Türkkan-Yağmur Atsız. Hepimiz Şirzat Beğ’in konuğu olduk ve dermansızlığın doğal ilacı olan kımızımızı içip, tayımızın etini yedik.
Sayın okurlarım, 14-15 yıl önceleri İzmir’imizde tertiplenen  “Türk Dünyası Kurultayları”  nedeniyle yaşadığımız güzel Turan günlerini sizlere sunmama vesile olan, sayın dostumuz Şirzat Doğru’nun son günlerde çıkardığı  “Türkistan’a Doğru”  adlı 320 sayfalık eserini, severek bitirdiğimi de teşekkürlerimle birlikte kendisine saygı ile sunarım.
Tanrı Türk’ü Korusun. 

Yazarın Diğer Yazıları