Gürel Yurttaş / YENİÇAĞ

Jesus gitti. Fenerbahçeli yöneticilere veya başkan Ali Koç'a bırakmadan kendisi ayrıldığını söyledi.
Beklenen sondu zaten.
Gelişinde dilim döndüğünce yanlış tercih olduğunu yazmıştım defalarca.
Neyse ki bir kupa kazandı.
Şampiyonluktan uzak kaldı ama Türkiye Kupası'nı aldı.
Fenerbahçelilere ne kadar yeter bilmiyorum ama bu da bir başarı.
Kariyerinde büyük bir lig yok Jesus'un. İngiltere, İtalya, Fransa, Almanya gibi ülkeler kartvizitinde bulunmuyor.
Portekiz'de, Brezilya'da çalışmış.
Buna rağmen bizim ligi küçük gördü hep. Gereksiz çıkışlar yaptı. Ve aylar öncesinden bugünün planlamasını yaptı.
Ali Koç ne zaman "Gelecek sezon için de görüşelim" demesini, "Önce lig bitsin" diyerek karşıladı ya. Oysa o taaa o zamandan ayrılığı kafasına koymuştu.
Başakşehir maçından sonraki basın toplantısında diyor ki;
"Bugünden itibaren Fenerbahçe'nin teknik direktör değilim. Bunu başkanımıza birkaç hafta önce söylemiştim. Yeni bir arayış içine girebilmesi için kendisine bilgi vermiştim. Bugünden itibaren Fenerbahçe'nin teknik direktör değilim. Bunu başkanımıza birkaç hafta önce söylemiştim. Yeni bir arayış içine girebilmesi için kendisine bilgi vermiştim. Şimdi Portekiz'e gideceğim. Henüz geleceğimle ilgili bir karar vermedim, beklemek istiyorum. Hayallerimden birini gerçekleştirebilecek miyim, bunu göreceğim. Bunun için şu anda bekleyeceğim."
Hayallerinden biri ne size göre?
Ben biliyorum. O hayal için aylar öncesinden girişimlerde bulunduğunu öğrendim. Bir teknik adamın bir takımın başındayken sezonun ortasından itibaren hayalini gerçekleştirmek için çalışması doğru mudur; kararı size bırakıyorum.
Yalnız şunu belirteyim; Jesus hiçbir şey katmadı Fenerbahçe'ye.
Sezon başında da dediğim gibi İsmail Kartal'ın kalması daha doğruydu.
Gidişi kayıp değil, kazançtır bana göre.
Bir sezon daha gitti. Geçmiş olsun Fenerbahçe!