Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’u jet hızıyla onayladı. Kanun Genel Kurul’dan sabah 6’da geçmişti; Meclis Başkanı Cemil Çiçek vakit kaybetmeden Çankaya’ya sevk etti. Gül de bu çok tartışmalı ve ileride devletin, ülkenin başına çok büyük sorunlar açacak bu kanunu anlaşılan fazla düşünmeden, 7 saat sonra adeta noter gibi, onayladı...

***

AKP iktidarının bu yangından mal kaçırırcasına hazırladığı kanunun alelacele geçmesini istemesi, asla tecviz edilemese de bir bakıma anlaşılır ama ya cumhurun, devletin başının acelesi ne idi. Geçen yıl Cumhurbaşkanı’na hitaben açık mektubumda Gül’ün mevkiinde, “tarafsız fakat halktan yana taraf” olması gerektiğini yazmıştım. Şimdi bu jet onayı, asıl kimden yana olduğunu bir defa daha gösterdi ve mevkiinin prestijine ağır bir darbe oldu.
MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin tanımı doğru: “Kişiyi hedef alan bir düzenlemenin anında imzalanması, Çankaya’nın noter işlevine ve siyasi saiklerle hareket ettiğine yeni bir ispat oldu. Sporda şiddet yasasını bu gerekçeyle iade eden Köşk, taban tabana zıt bir tutumla, adalet anlayışını inkar etti” .

***

Aslında bu jet onayı beklemek lazımdı. Demokrasilerde Cumhurbaşkanları bir parti kökeninden gelseler de bundan hemen sıyrılırlar. Milletin Cumhurbaşkanı olurlar... Bu, erkler arasındaki dengeyi sağlayan kontrol noktalarından en önemlisidir. Ama çoktandır belli ki Gül, AKP’den kurtulamadı. Muharrem İnce’nin dediği gibi; “Tarafsızlığını yitirmiş bir Meclis Başkanı ve Türkiye’de tüm kesimlerin Cumhurbaşkanı olamamış bir Cumhurbaşkanı...”
Damarlarında hâlâ AKP kanı dolaşıyor. Kan değiştirmek kolay olmuyor. Hele önümüzde Erdoğan ve Gül arasında Çankaya rekabeti varken, Gül hiç kan değiştirir mi?
Tarafsız savcıların PKK ve Apo ile müzakerelerden dolayı MİT Müsteşarı Fidan ve yardımcılarını sorgulamaya kalkmaları arı kovanına çomak soktu. PKK ve Apo’ya devlet adına verilen vaatler, akıllara zarar. Ama buna rağmen anlaşılıyor ki iktidar, MİT’in temaslarına yeşil ışık yakmakta ve bu temaslar yeni kanun değişikliğinden sonra dokunulmazlık ve sorumsuzluk zırhı arkasında yürütülecek. Ülkenin bütünlüğü ve devletin saygınlığı üzerinden ne ödünler verilecek, belli değil.

***

Fakat şurası muhakkak; eninde sonunda Erdoğan bu yüzden her faili meçhul olayda, her karanlık olayda, haklı haksız, töhmet altında kalmaktan kurtulamayacak. Şeriki ve şefiki
Gül de...
Allah’ın ve tarihin sopası büyük ve uzun!!