Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Serap BESİMOĞLU

Serap BESİMOĞLU

Jimi Hendrix efsanesi

Bir yıldan bu yana elektro gitar çalan oğlum, metal müzik hayranı ve iki önemli grup onun için çok şey ifade ediyor. “Iron Maiden” ve “Metallica”. Müzik sohbetlerimizin çoğunda bu iki grup üzerine konuşuyoruz. Daha doğrusu o konuşuyor, ben dinliyorum. Her ne kadar tarzlarımız ayrı olsa da müzik eğitimi almış bir anne olarak oğlumu ve onun gibi müzikle ilgilenen tüm gençleri tebrik etmek gerek. 
Geçtiğimiz günlerde okumam için farklı bir otobiyografi önerdi bana. “Hep bir adım uzağında kaldığın heavy metal seni sıkabilir ama hard rock’ta farklı bir otobiyografiyi belki benim için okursun. Hatta köşende de tanıtırsan çok mutlu olurum” dedi. Elime tutuşturduğu kitap ise efsane gitarist Johnny Allen “Jimi” Hendrix’in otobiyografisiydi. 
Gerçekten de çok farklı ve özel bir çalışma olmuş. Jimi Hendrix’in dostu ve bir dönem yapımcısı olan Alan Douglas, tek Hendrix belgeseli “Experience”ın da ekibinde yer alan Peter Neal ile kolları sıvayıp gerçekliği doğrulanabilecek tüm kaynakları tarayarak müthiş bir kitap oluşturmuşlar. Üstelik Hendrix’in yazdığı cümleler, notlar ve mektuplar da eklenince mükemmel bir otobiyografi ortaya çıkmış. 
“Domingo Yayınları”ndan çıkan kitabın güçlü çevirisi Avi Pardo’ya ait. Kitabın adı “Sıfırdan başlamak/ Benim Hikayem”. Çocukluğu daha çok babaannesi ve babasının yanında geçen Jimi, kitabın daha ilk başında kendisini “Çamaşır sepetine sığacak kadar küçük olduğum zaman” diyerek anlatıyor. 
Bir çok müzik dahisi gibi onun da şehri Seattle. Zenci müziğinin duayenleri nedense hep bu bölgeden çıkıyor. Jimi’nin okuldaki lakabı “Havalı fasulye sırığı” ve daha o günlerde şiir yazdığını ve sanata olan ilgisini öğreniyoruz. Müziği plaklardan dinleyerek öğreniyor Jimi Hendrix. İlk çaldığı enstrüman gitar değil ama 4 yaşında mızıka çalarak başlıyor müzik hayatına. Sonrasında keman ve piyano onun devam enstrümanları oluyor. Tabii ki gitara kadar. 
Muddy Waters dinliyor ve yanında her yere götüreceği gitarı onun tek yoldaşı oluyor. Dinleyerek öğrendiği müzik gibi gitarı da kendi kendine öğreniyor. Solak olması başlarda ciddi sıkıntı yaratsa da, hırsı ve azmi onu bugün bulunduğu noktaya taşıyor. İlk grubunu 17 yaşında kuruyor, ilk konserini bir burger parasına veriyor ama hiç yılmıyor. Kitapta kısa süreli cezaevi günleri, sıkıntılı askerlik yılları vs. mektuplarında değindiği en önemli hatıraları. 
Temmuz 1962’de terhis olunca evine dönmüyor. Güney’de blues şarkıcıları ve ünlü gitaristlerle tanışıyor. Little Richard ile karşılaşması ve çalmaya başlaması, King Kasuals’dan Joey Dee End The Straliters’a kadar bir çok ayrıntı var kitabı önemli kılan. En mühimi de iki efsanenin karşılaşması bence. Hendrix ve Bob Dylan.  “Onun müziğine ve yeteneğine çarpıldım”  diyerek anlatıyor hayranlığını Hendrix. Hatta not tutma alışkanlığını da Bob Dylan’dan almış ve tuttuğu notların çoğu kitabın içinde okuyucu ile buluşuyor. 
Üçüncü bölümde İngiltere macerası var. İlk albüm Stevie Winwood’tan Tom Jones’a kadar bir çok müzisyenle olan çalışmalarını anlatıyor. İlk Hendrix albümü “The Jimi Hendrix Experience”, 12 Mayıs 1967’de yayınlanır. Ölümünden yıllar sonra 2001’de gelmiş geçmiş en iyi beşinci albüm seçilir. 2003’te Rolling Stone dergisi tarafından yapılan 500’üncü albüm sıralamasında ise 15. sıraya yerleşir. Birçok albüm, başarı ve ödül. Jimi Hendrix bunların hepsini 27 yıla sığdırır. Efsane gitarist 18 Eylül 1970’te aramızdan ayrılır. Bir daha böyle bir efsane gelir mi bilinmez. Hem göz önünde hem de kapılar ardındaki Hendrix’in hayatına dahil olmak istiyorsanız bu biyografiyi okumalısınız. Canım oğluma teşekkür ediyorum.

Yazarın Diğer Yazıları