Kabul etmemelisiniz
Muhalif partiler, bütün muhalefet odakları, kendinize geliniz!
Hayır, kabul edemezsiniz, seçim sonuçlarını kabul edemezsiniz.
Her şey açıktır. Seçim, eşit şartlar altında yapılmamıştır. Bakanlar görevlerinden istifa etmeden seçimlere girmişlerdir. Devlet imkânları bir parti lehine kullanılmıştır. Devletin ekranı bir parti ve aday lehine kullanılmıştır. Böyle bir seçimin meşruiyetini sürekli olarak gündemde tutmalısınız.
Vatandaş ve dolayısıyla seçmen yapılanların sayısı, medyada dolaşan çeşitli seçim hileleri… Bunları araştırmak muhalefetin görevi değil mi? Bunları araştırmalı ve sonuçlarını kamuoyuyla paylaşmalısınız. Araştırmalarınızın sonuçları söylentileri doğruluyorsa yeri göğü inletmelisiniz.
Aslında hileler söz konusu olmasa bile devlet imkânlarının bir parti lehine kullanılmış olması, seçim sonuçlarını tartışmak için kâfidir. Âdil şartlarda girilmeyen seçimlerin meşruiyetini tartışmalı ve sürekli gündemde tutmalısınız.
Biz bunu beklerken siz birbirinize girdiniz. Yalnız siyasi partilere değil bütün muhalif odaklara sesleniyorum, birbirinizle uğraşmayı bırakınız. Siz birbirinizle uğraştıkça yandaşların ağızları kulaklarına varıyor. Birbirinizle uğraşacağınıza usulsüzlükleri, yolsuzlukları, hukuksuzlukları bir bir ortaya koymalısınız. Üzerinizde % 48’in vebali var; onların duygularını, düşüncelerini haykırmalısınız.
Ülkenin başında üç bela var: FETÖ, PKK, yabancı istilası. Üçünün de sebebi iktidardır. İlk ikisi iktidar tarafından azdırılmış, üçüncüsü doğrudan doğruya bu iktidarın politikaları sonucunda ortaya çıkmıştır. AKP iktidara geldiği zaman şehit sayısı sadece 6-7 civarına indirilmişti.
“Aynı menzile” gidildiği için FETÖ ile yapılan iş birlikleri, Fethullah Gülen’e yapılan güzellemeler ortadadır; bilgisayar başında olanların, ellerinde akıllı telefon bulunanların iki tık uzağındadır.
Öcalan güzellemeleri, Oslo, Nusaybin, Diyarbakır’da okutulan Apo mektupları, megri megriler de iki tık ötededir. Bütün bunlar devlet politikası, “Terörün sona erdirilmesi…” kanunu filan denilerek geçiştirilemez. “Açılım, çözüm” denilerek yürütülen bu politika binlerce şehide mal olmuştur. Sadece hendek operasyonlarında yüzlerce şehit verilmiştir.
Şimdi de üçüncü bela yüzünden ülkemiz neredeyse Türk ülkesi olmaktan çıkacaktır. Yabancı istilası bu iktidar zamanında başlamıştır ve devam etmektedir.
Bunların hiçbiri bağışlanamaz. Binlerce şehide mal olan, ülkemizi Türk ülkesi olmaktan çıkarma potansiyeli taşıyan bu politikaların hiçbiri bağışlanamaz. Bu politikaların sahipleriyle iş birliği yapanlar da bağışlanamaz. Muhalefet susmaya devam eder, sesini yeteri kadar yükseltmezse onlar da bağışlanamaz.
Önce parti değil önce ülke gelir. Mevcut iktidardan kurtulmak isteyenlerin oranı en az % 48’dir. “Şerefsiz, sürtük” diye aşağılananların neler söylediklerini buraya yazmam mümkün değil. Son haftalarda, günlük konuşmalarda en sık hangi kelimelerin kullanıldığını buraya yazmam mümkün değil.
Muhalif partiler, bütün muhalefet odakları, kendinize geliniz!