Kaç bankacı daha ölmeli

Levent Turan evladını öpüp kokladıktan sonra Boğaz Köprüsü'ne gider ve gecenin karanlığında kendisini karanlık sulara bırakır...

Müge Eren iki çocuk annesi. O da yavrularını öpüp kokladıktan sonra kendini asarak yaşama veda eder.

Nurdan A. yan odada uyuyan çocuğunu öpüp sevdikten sonra salondaki avizenin çengeline ipi asar ve boynuna geçirir. Ancak yavrusunun sabah kendisini o halde görüp korkmasından ve dahası büyük bir travma yaşamasından çekindiği için vazgeçer.

Bu üç olay sadece bilinen ve kayıtlara geçen intihar olayları.

Üçünün de ortak noktası bankacı olmaları.

Bankacıların yaşadığı sorunları son 5 yıldır buradan yazıp anlatıyorum. Yüzlerce değil binlerce örnek verdim.

Hedefe dayalı performans sistemi tam bir psikolojik tacize dönüşmüş durumda. Daralan pazar bankaların daha da agresif hedefleri personellerine vermelerine neden oldu. Türkiye'nin yüzde 9 büyüdüğü dönemin kat kat üstü hedefler, neredeyse küçülme seviyesine gelmiş Türk ekonomisinde ne kadar gerçekçi ve iyi niyetli olabilir ki?

Ülke ekonomisi için en iyimser büyüme hedefi yüzde 3.5. Ama gelin görün ki bankaların 2016 yılı büyüme hedefi en düşük yüzde 30. Ülke yüzde 3-4 büyürken sen nasıl yüzde 30 büyürsün ki?

 Şube ve personel hedeflerini nasıl ülke ekonomisi gerçeğinden çok uzak verebilirsin?

Türkiye'de bankacılara adeta zülüm yapılıyor ve buna ne Çalışma Bakanlığı ne de başka bir kurum ses çıkartıyor.

Bankalarda çalışan 200 bin kişi adeta bankaların vicdanına terk edilmiş durumda. Bankalar ise vicdanını kâr hırsı ile çoktan kaybetmiş. Artık ülkede 10 yıl öncesinin bankacılığı yok.

Tür bankacılığında artık mobbing kavramı var. Yani psikolojik taciz.

Banka üst düzey yöneticilerinin yeni yöntemi bu. Psikolojik olarak hırpalamak.

Yüzlerce değil binlerce bankacı psikolojik destek alma noktasında.

Sadece tek bir bankaya karşı açılmış yüzlerce mobbing davası var. Bu yabancı sermayeli bankaya karşı ne Çalışma Bakanlığı ne de BDDK söz geçirebiliyor.

Aynı sorun Sağlık Bakanlığı'nda da. Son yıllarda psikolojik destek alan bankacı sayısındaki büyük artışı neden incelemiyor. Neden bu konuda bir çalışma yapmıyor.

Neredeyse her 5 bankacıdan biri ilaç kullanır hale geldi.

Çalışma Bakanlığı'nın harekete geçmesi için daha kaç bankacının intihar edip ölmesi lazım?

Daha kaç bankacı çocuğun öksüz kalması lazım?

Yoksa Türkiye bu bankaları yabancılara satarken çalışanlarını da mı "eti de kemiği de senin" diyerek sattı.

Çalışma Bakanlığı'na buradan sesleniyorum:

Bankacılık sektöründe hedefe dayalı performans sistemi binlerce bankacının psikolojisini bozmuş durumda. Bu sektörde insanlar saçma sapan puanlama sistemi ile kapının önüne konuluyor ve referans kirlenmesi nedeniyle bir daha asla iş bulamıyorlar.

Son dönemde bankalar personel çıkartmış görünmemek için istifaya zorluyorlar. Bunu yaparken de akıl almaz yöntemlere başvuruyorlar. Bu yöntemler bankacının hayatını karartıyor.

Bazılarının da intihara sürüklenmesine neden oluyor.

Artık bu ölümleri ve işten çıkartmaları inceleme zamanınız gelmedi mi?

Yoksa ölen bankacı sayısının birkaç değil de binlerce olması mı bekleniyor?

 

 

Yazarın Diğer Yazıları