Kadınlar günü!..

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ymüş. Duyunca şöyle bir tebessüm ettim. Demek ki dünya erkekleri yaptıkları pislikleri halının altına süpürerek, üstünü örtmek için kendilerince böylesine gerekçeler uyduruyorlar diye düşündüm. Bunu tüm dünya ile birlikte, uydum imama misali biz Türk erkekleri de yapıyoruz. Daha doğrusu biz erkekler, kendimizi affettirip bir daha böylesine hataları yapmama yerine hazırladığımız bu kılıflarla kurtulduğumuzu sanıyoruz.
Her türlü rezaleti yapıp, bunların hiç biri olmamışçasına o gün hamaset nutukları atarak veya eve giderken alacağımız bir hediye ile kadınımızın gününü kutluyoruz. Bununla da kendimizi affettirdiğimizi düşünüp, geriye kalan 365 günün vebalinden kurtulduğumuzu zannediyoruz. Hatta bazılarımız o gün bile, kadınları çıkarlarımıza alet ederek sokaklara döküp, sloganlar attırarak kullanmaktan geri kalmıyoruz.
Bu yazdıklarım belki de bazıları tarafından yadırganabilir. Hatta 21. Yüzyıl’da, hukuk devleti olan demokratik bir ülkede böyle şeylerin olmadığını düşünerek bıyık altından gülebilirler. Onlara tavsiyem gülüşlerini resmî ve araştırma kurumlarının verilerini gördükten sonra yapmalarıdır. Gülecek mi, yoksa yaptıklarımızdan utanarak yüzümüzü görmesinler diye kafamızı aşağı mı eğeceğiz?
 Bir acı gerçek de bu topraklar üzerinde yaşayan üç kadından birinin şiddete maruz kaldığı, kadın erkek eşitliğinde ise 134 ülke arasında 126. sırada bulunduğumuzdur. Son dönemlerde kadın cinayetlerinde yüzde bin dört yüz artış görülmekte ayrıca, yılda yaklaşık bine yakın kadın öldürülmektedir. İstatistiklere bakmaya devam edelim. Çocuk gelin sıralamasında benim ülkem, dünya ülkeleri arasında ilk ikiye girmektedir. Diğer bir deyimle, her üç kadından biri çocuk yaşta evlendiriliyor. O yaşlarda okula gidip kucağında kitap taşıması gereken bu insanlarımız, kocaya gidip kucağında çocuk taşımaktadır. Sizce bu doğru mudur?
Terör örgütü üyelerinin dörtte birini kadınlar oluşturmaktadır. Ruhları ana şefkati ile yoğrulmuş bu kadınlarımızın birer canavara dönüşmesi hangi eğitimin sonucudur? Ülke ekonomisine katkıda bulunmak ve aile ortamı içerisinde mutlu bir hayat sürmek varken, birer ölüm makinesi haline gelmeleri neyle ve nasıl izah edilmektedir?
Otuz yedi milyon kadınımızdan üç milyonuna okuma yazma bile öğretememişken, beş bin kadınımızı hapishanelere kapatmışız. Bu mu kadınlara verdiğimiz değer, ya da böyle mi olmalıydı? Ülkemde altmış bin kadın tecavüze uğrarken, af üstüne af çıkararak suçluları ödüllendiren ve tecavüzü suç olmaktan çıkarmak inanç değerlerimizin neresiyle bağdaşmaktadır?  Okulda olması gereken kız çocukları, sokaklarda dilendirilip veya mendil sattırılırken, adı Adalet ve Kalkınma Partisi olan partinizin başkanları ile belediye başkanlarının seçimlerde ya da cami çıkışlarında şov yaparak dağıttıkları oyuncaklarla bunları önlediğinizi mi sanıyorsunuz? Dün savaş meydanlarında eriyle birlikte kılıç sallayan, tarlasında çift süren, kağnısıyla cepheye, cephane taşıyan analara ne oldu da bugün bu haldeler, bunun hiç muhasebesi yapıldı mı?
Ey iktidar; bırakın artık şu hamaseti. Türklüğe ve töresine inanmadığınızı biliyoruz. Her ifadenizde İslamiyet’e vurgu yapıyorsunuz. Eğer İslamiyet konusunda samimiyseniz inançlarımızın gereğini yerine getirin. Bize de bak, zinayı serbest bırakanlardan neler de bekliyoruz. Bunlar bir çözüm getirmeyeceğine göre, ey halkım kadınına kızına sen sahip çık. Kadınım sen de bundan utanma. Çünkü bu duruma sen isteyerek düşmedin. Seni düşürdüler. Bugün de ise daha da kötüye nasıl götürürüz diye yaldızlı sözlerle seni kandırmaya çalışıyorlar. Söylemleri duy, ama inanma. Bugün de diğer günler gibi çıkar amaçlı uydurulmuş bir yerlerin oyunudur.

Yazarın Diğer Yazıları