Kafdağı

Çocukları uyutmak için en önemli yöntem onlara masal okumaktır. Okunan masalların en meşhuru ise, “Bir varmış bir yokmuş” ile başlayıp, geçmişte bir Kafdağı’nın olduğundan bahisle burada yaşayan Zümrüdüanka kuşundan bahsedilenlerdir. O anlatım kulağa o kadar hoş gelir ki uykuya dalan çocuk Kafdağı ile ilgili rüyalar görmeye başlar. Uyanınca böyle bir dağı görebilmenin özlemiyle yanar tutuşur. Ta ki böyle bir dağın olmadığını öğreninceye kadar, o öğrenme ki çocuğun hayallerini alt üst eder.
Ülkemiz insanını uyutma adına öyle masallar anlatılıyor ki, çoğu defa kendimizi Himen olarak görüp çok güçlü olduğumuzu zannediyoruz. Gerçeklerle karşılaşınca da vurgun yemişçesine nasıl yaşarım telaşına kapılıyoruz.
Bizlere anlatılanlara bakıldığında, dünyanın en zengin yirmi ülkesinden biri olduğumuz. Kişi başına düşen milli gelirin on beş bin dolar olduğu. İhracatımızın yüz milyon doları aştığı. Böyle zenginlik sonucu sorunların çözüldüğünü dinlerken uyuya kalıyoruz. Ne de olsa zenginiz. Uykumuzu kaçıracak ne var ki şükür ne istesek oluyor.
O da ne uyanınca araştırma kuruluşlarının verilerini gazetelerden okuyup da televizyonlardan izleyince bayılmamak için kendimizi tokatlıyoruz.
Ne ekonomistim ne de strateji uzmanıyım. Buna rağmen ülkemin onca sorunu olduğunu biliyorum. Çok iyi bildiğim alan ise eğitimdir. Öyle ise eğitim alanındaki araştırmaları sizlerle paylaşıp. Kafdağı’nın arkasındaki ejderhayı birlikte görelim.
Dünyadaki ve ülkemizdeki araştırma kuruluşlarının verilerine bir göz atacak olursak; OECD üyesi 35 ülke arasında öğrencilerimizin bilgi düzeyi bakımından 34. olduğumuz. Eğitim çalışanlarına ödenen ücret itibarıyla sonuncu olduğumuz. Bu ülkelerdeki okullardaki sınıf mevcutları ortalama 24 kişi iken, bizde 35 ile 65 arasında değiştiği. GSMH’den de eğitime ayrılan 2.80’lik pay ile değil bu ülkelerin Afrika ülkeleri sıralamasında yer aldığımız.
Okullaşma oranlarında okul öncesinde yüzde 40, ilköğretimde yüzde 90, orta öğretimde yüzde 70 oranlarıyla en arkalarda yer aldığımız. Sosyal devlet olmamıza rağmen okullarda para verenin ısınıp, diğerlerini üşüttüğümüz. 125 bin çocuğumuzu okutamadığımız. Üniversitelerimizin dünya üniversiteler sıralamasında ilk yüze giremediği bir eğitim sistemi.
Sorun olmadığı düşüncesiyle bütçe görüşmelerinde ve önümüzdeki yapılacak seçimlerde masal anlatılmaya devam edilecektir. Halkın ise bu masalları dinleyerek uyuduğu zannedilecektir. Hâlbuki halk söylenenleri ezberlediği için uyumadığını gösterecektir.
Artık insanlar uyuyarak kâbus görmek istemediği için uyanık kalmayı tercih etmektedir. Modern okullardan bahsedilirken, ahırdan ve samanlıktan bozma okullar unutulmayacak. Borçlarından dolayı elektriği ve suyu kesilen okullar unutulmayacak. Bütün okulların bilgisayarlarla donatıldığı anlatılırken, kırılanların tamir masrafları ile elektrik giderleri sorgulanacaktır.kler.
Gerçekler haykırılınca, haykıranlar susturulamayacak. Artık insanlar gözü kapalı destek vermeyecektir. Dünyanın en pahalı girdilerinin kullanıldığı, alınan paraların yapılan harcamaların hesabı sorulmadığı günlerin geride kaldığı unutulmamalıdır.
Bugüne kadar yönetenler hep Kafdağı’nın ve arkasındaki Zümrüdüanka kuşunun güzelliğini anlatmış. Yönetilenler mışıl mışıl uyumuştur. Gördüğü kâbusları yorumlarken ise, “Önce Allah sonra büyüklerimiz bilir” demiştir.
Büyükler ise anlattıklarının masal olduğunu unutup, uykunun tatlılığına aldanıp tekrar uykuya dalmıştır. İşleri uyutmak olanların Kafdağı masalları anlatmaya devam ettiği, nakarat olarak da “Uyusun da uyanmasın nen nen nen...” söyledikleri kimilerince de bilinmektedir.

Yazarın Diğer Yazıları