Kahraman astsubay Kemal Vurgun darbecilere göğsünü siper etmiş

Kahraman astsubay Kemal Vurgun darbecilere göğsünü siper etmiş
15 Temmuz darbe girişimi gecesi Kuleli Askeri Lisesi'nde Kemul Vurgun isimli astsubayın darbecilere karşı göğsünü siper ettiği ve öğrencileri ikna etmeye çalıştığı ortaya çıktı.

Kuleli Askeri Lisesi’nde görevli erler mahkemede 15 Temmuz günü yaşananları anlattı. Bir er “Kemal astsubay bize, ‘Askerlerim, evlatlarım, bir oyun var, sizi kullanacaklar. Oyunlarına oyuncak olmayın, beni takip edin’ dedi. Sonra Samet yüzbaşı geldi, ‘dinlemeyin’ dedi. Sonra Kemal astsubay, ‘Samet sen karışma’ diyerek tartışmaya başladılar. Başka rütbeliler de geldi. Kemal astsubay, ‘Allah’ıma kitabıma hepinizi vururum, çocukları bırakın. Siz bir örgütün itliğini mi yapıyorsunuz?’ diye söyledi. "Kemal astsubay silahını çekince, arkasına geçtik ve biz de rütbelilere karşı silah doğrulttuk”…

Erlerden 36’sı tutuklandı. Astsubay Kemal Vurgun’a yardım edenlerin de aralarında bulunduğu 14’ü serbest kaldı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından sevk edildikleri nöbetçi İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği tarafından sorgulanan Kuleli Askeri Lisesi Lisesi Emniyet ve Muhafaza, Hizmet ve Ulaştırma Bölükleri’nde görevli erler, 15 Temmuz darbe gecesi, İstanbul’da olayların başladığı Çengelköy’de neler olup bittiğini yaşandığını anlattı.

Kemal astsubayla ilgili anlatılanlar ise mahkeme heyetinin gözlerini yaşarttı.

“KEMAL ASTSUBAY, YÜZBAŞIYA SİLAH DOĞRULTTU”

Mahkemede sorgulanan kısa dönem erlerden Nazım U. terhisi için saat saydığını ve kendisi gibi terhisine az kalan askerlerle birlikte zimmetlerini teslim ettikleri için aşağı inmeyip koğuşta kaldıklarını anlatarak, “Kuleli sınırları dışına hiç çıkmadım. Sonra haber gönderdiler, ‘herkes gelsin’ diye. Teslim etmemiz gereken kamuflajları giyip elime bir silah aldım. Aykut astsubay bizi nizamiyeye gönderdi. Silahım boştu. Öğrencilerden birkaç metre sağda oturduk bekledik. Hem askerler hem de polisler vardı. Ben halen tatbikat olarak düşünüyordum çünkü şarjörler boştu.” dedi.

Koğuşa su getirmeye giderken saat 23.00 sularında televizyona baktığını ve daha önce darbe olduğunu duyduğunu aktaran Usta, şunları söyledi:

“Ancak televizyondan bakınca olmadığını düşündüm. Sonra bize mühimmat verdiler, nizamiyeye geri döndük. Nizamiyede bizi mühimmat almaya gönderen bölük komutanı Samet yüzbaşına, Astsubay Kemal Vurgun, ‘Siz kimden emir alıyorsunuz, siz 3-5 vatan haini emir almışsınız, ben bu askerleri yem ettirmem’ dedi. Bölük komutanı da, ‘askerler emrediyorum, benimle gelin’ dedi. Ben haberlerde Genelkurmay ve 1. Ordu’nun onaylamadığını gördüm. Kemal Vurgun’un yanında 3 asker vardı. Bu askerler Kemal astsubay ile birlikte birlik içerisindeydiler. Aralarında çatışma çıktı ve silahlar çekildi. Kemal astsubayın silah doğrulttuğu kişi Samet yüzbaşıydı. Sonradan ismini bilmediğim bir yarbay gelmişti. Kemal astsubay, ‘benimle gelin’ deyince onunla gittik. ‘Dağılın’ diye bir ses geldi. Oradan uzaklaşmaya başladık. Birbirimizi kaybettik. Sabaha kadar er gazinosuna gelerek bekledik. Kapıları kilitledik.”

“ŞEREFSİZLER DARBE YAPIYOR”

Haberlerde darbe girişimi olduğunu gördüğünü ve Kemal astsubayın, ‘şerefsizler darbe yapıyor’ dediğini belirten bir başta asker ise Astsubay Kemal Vurgun ile birlikte darbeci üstlerine nasıl karşı geldiklerini de şu sözlerle dile getirdi:

“Kemal astsubay telefonda sivil bir memurla konuşuyordu. Ona, ‘Darbe yapılıyor, burada genç yaşta çocukları tatbikat diye dışarı çıkardılar, hiçbir askerin haberi yok’ şeklinde konuşuyordu. Kemal astsubay ile aramızda ne yapacağımızı konuştuk. İki eri orada olduğundan çağırdı. Eski asker olduklarından, askeri daha iyi tanıdıklarından onlardan, askerlere durumu anlatmalarını, haberdar etmelerini istedi. Biz de silahlarımız alıp indik. Mermimiz yoktu çocuklardan ne olur olmaz diye birer tane aldım. Kemal astsubay bir başçavuşu arayarak, ‘katılmayın onlara, destek vermeyin’ diye ısrar etti. Sonra nizamiye kısmına geldik 4 kişi.

Kemal astsubay ortaya gelerek Samet yüzbaşı ve bir rütbeliye, ‘şerefsizler darbe yapıyorlar, siz gençleri kullanıyorsunuz, gençler durmayın burada, çekilin’ dedi. Ben de, ‘durmayın kaçın’ dedim, askerler kaçtılar. Orada engel olma amaçlı bekletilen erler vardı nizamiyede. Sonra çıktık geldik saklandık. Kemal astsubay, ‘beni paket ederler’ diyerek saklanmamızı önerdi. O ateş etse ben de ateş edecektim, mevzimi almıştım. Daha sonra döndüğümde saat 01.30 sularıydı. Gidip saklandık, kimseye güvenemedik. Biz 4 kişi olaylara katılmadık.”

“EVLATLARIM BİR OYUN VAR”

Bir başka er ise “tatbikat var” dendiği için aşağı indiklerini, halı sahanın orada rütbelilerin olduğu yere gittiklerini belirterek, “Rütbelilerden Furkan Aydın, Kemal Vurgun, Aykut Satmaz ve Gökhan Ceren vardı. Bize, ‘helikopter için tenteleri sökmemiz’ söylendi. Helikopter gelince kim bindi kim indi görmedik.” diye konuştu.

Bölük çavuşu olduğu için Aykut Satmaz’ın kendisinden, ‘askerleri saat 22.00’den sonra Samet yüzbaşının yanına götürmesini’ istediğini ve yaklaşık 10 dakika sonra okul komutanı Mürsel Çıkrıkçı’nın bir polisi dövdüğünü gördüğünü anlatan Yarış, şöyle devam etti: “Bunu görüp şaşırdım, ‘nasıl tatbikat’ diye düşündüm. Samet yüzbaşıya soracaktım ama bulamadım. Birkaç asker gelerek, ‘Kemal astsubay bize darbe olacak dedi, Kemal astsubay ile mühimmat alıp geleceğiz, siz de yanımıza geçin’ dedi. 15 dakika kadar sonra 30 yaşlarında olan Kemal astsubay bize, ‘Askerlerim, evlatlarım, bir oyun var, sizi kullanacaklar. Oyunlarına oyuncak olmayın, beni takip edin’ dedi. Sonra Samet yüzbaşı geldi, ‘dinlemeyin’ dedi. Sonra Kemal astsubay, ‘Samet sen karışma’ diyerek tartışmaya başladılar. Başka rütbeliler de geldi. Kemal astsubay, ‘Allah’ıma kitabıma hepinizi vururum, çocukları bırakın. Siz bir örgütün itliğini mi yapıyorsunuz?’ diye söyledi. Kemal astsubay silahını çekince, arkasına geçtik ve biz de rütbelilere karşı silah doğrulttuk.”

Erlerden 36’sı tutuklandı. Astsubay Kemal Vurgun’a yardım edenlerin de aralarında bulunduğu 14’ü serbest kaldı.