Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Enes İSLAMOĞULLARI

Enes İSLAMOĞULLARI

Kaht-ı ricâl ülkesinden Bilge Kral Aliya’ya tâ’zîm...

Geçen hafta kaleme aldığım yazıda, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin nasıl bilge lider olduğunu, hangi merhalelerden geçerek bu sıfata lâyık görüldüğünü dile getirmiştim..
Bu vesileyle birini eleştirmek için belli bir yaş haddi olduğunu, eleştirilerimi MHP liderine değil de, iktidar partisi liderine yöneltmem gerektiğini, bilge lideri anlama kâbiliyetimizin bulunmadığını öğrenmiş bulundum..
Bir partinin, bir zümrenin, bir şahsın taraftarı olanlara hak vermemek elde değil! Onlar muhakkak ki lider gördüklerini baştan ayağa kutsamak için bir takım sıfatlar icat etmek ve buna da kendilerini inandırmak zorundalar..
Fakat onlar da hak vermeliler ki taraf olmak uğruna, adâletten değil de adâletin dağıtıcısından taraf olmak, mazlumdan değil de zâlimden taraf olmak, muhalefetten değil de iktidardan taraf olmak; vicdan sahiplerinin vicdanlarının karşı tarafına düşmesine sebepse eğer, kralın, kralların çıplak olduğunu haykırmak da en tabii vicdânî haktır..
Ve bu hak, güneşin batmaya en yakın olduğu vakitlerde, yedi ceddinin dünyalığını itmam edenlerin dünya lideri, siyaseti ve mücadeleyi abaküs seviyesine indirgeyenlerin bilge lider olduğu bir şerâitte bir hak olmaktan ziyâde bir vazife hâline dönüşür vicdan sahipleri için..

 


***

 


Birinin dünya lideri olduğunu iddia ediyorlar, birinin bilge lider olduğunu..
O zaman bu vesileyle örnekler üzerinden gidelim!
Söyle diyor Bilge Kral Aliya:
“Ben Avrupa’ya giderken kafam önümde eğik gitmiyorum. Çünkü çocuk, kadın ve ihtiyar öldürmedik. Çünkü hiçbir kutsal yere saldırmadık. Oysa onlar bunların tamamını yaptılar. Hem de Batı’nın gözü önünde; Batı medeniyeti adına.”
Bırakın Avrupa’yı, gidebilir mi dünya lideri Recep Tayyip Erdoğan Ali İsmail Korkmaz’ın evine, dövülerek öldürülen o mâsumun anne-babasının gözlerine bakabilir mi?

 


***

 


Bosna’da oluk oluk kanın aktığı günlerdir. Şehir bombardıman ve keskin nişancıların ateşleri altındadır. Aliya İzzetbegoviç, top mermilerinin düştüğü sokakta yürümektedir. Yerde yatmakta olan bir kadın, Aliya’nın sokakta yürüdüğünü ve bombardımandan kaçınmadığını görünce:
“Başkanım, top mermileri düşüyor ve siz hâlâ yürüyorsunuz, yere yatın!”  der.
Aliya’nın cevabı çok nettir:
“Bu üzerinde çok düşünülmüş ve planlanmış uzun bir yürüyüştür...”.
Nerede bilge lider, nerede haddini bilen Devlet Bahçeli?

 


***

 


 “İktidara gelirseniz, hal ve hareketlerinize dikkat edin. Kibirli olmayın, kendini beğenmişlik etmeyin. Size ait olmayan şeyleri almayın, güçsüzlere yardım edin ve ahlak kurallarına uyun. Unutmayın ki sonsuz iktidar yoktur. Her iktidar geçicidir ve herkes, er veya geç, önce milletin ve nihayet Allah’ın önüne hesap verecektir.”
Bu sözler de Aliya İzzetbegoviç’e ait!
Haberi var mı acaba babasını Recep Tayyip Erdoğan ile bir tutan, babası küçük bir hastane odasında ölmeyi tercih ederken Recep Tayyip Erdoğan’ın hanımının bile Türkiye’nin en büyük hastanelerinden birine ortak olduğundan Mahmut İzzetbegoviç’in?
Yoksa dünya liderleri hesap vermeyecek mi Allah’a?
“İlerlemiş yaşıma rağmen, ümit ediyorum ki, halkımın özgürlüğe ve kurtuluşa ulaştığını görecek kadar yaşayacağım. 70 yaşındayım ve önümüzde daha uzunca bir yol var. Kişiler ölür, halklar yaşar. Mücadelemiz bana bağlı değildir. Önemli olan da bu! Sancağı binlerce insan taşıyor...”
Devlet Bahçeli’yi MHP ve Ülkücü Hareket ile eş tutan, sözde dünya liderinin değirmenine su taşıyan Devlet Bahçeli’ye bilge liderlik sıfatını yakıştıranlar kavrayabilir mi Bilge Kral’ın bu sözlerini?
Yahut bilge lider Devlet Bahçeli aynı samimiyetle, aynı sözleri sarf ederek bunun gereğini yerine getirebilir mi?

 


***

 


Bizim hakkımız, bizim vazifemiz olmayanı söylemektir öyleyse! Olanı nasılsa tarih söylüyor!
Bilge Kral’ı vefatının onuncu yılında rahmetle yâd edelim..

Yazarın Diğer Yazıları