Kalbimiz onlarla...

Avrupa’da futbol dünyasının en önemli organizasyonu’na bir gün kala Türk Milli Takımı’nın başarılı olması hepimizin tek ve ortak arzusudur..
Şampiyonanın ilk gününde grubun favorisi Portekiz ile oynayacağımız maç bir anlamda bizim bu turnuvadaki kaderimizi belirleyecek. Bütün Türkiye bu maçı kazanarak, Fatih Terim’in final hedefine ulaşmasını bütün kalbiyle istiyor ve
destekliyor..
Ancak, Terim’in aksine Avrupa futbol adamlarının takımımıza şans vermemesi de moralimi bozuyor, aklımı karıştırıyor..Ve bu konuda ileri sürülen neden olarak da; defansımızın çok hata yapması ve gol yollarında etkisiz kalmamız gösteriliyor. Gerçekten bu yorumların doğruluk derecesi işte bu ilk maçta ortaya çıkacak. Bu arada takımdan gönderilen üç futbolcunun yanlış seçim olduğu düşünceleri de takımımız için yapılan eleştirilerin bir diğer odak noktası..
Şimdi bu ilk maçın arifesinde böyle konuların konuşulması gerçekten yersiz diyenler olacaktır. Evet bu saatten sonra bunların konuşulmasının bir anlamı kalmamıştır. Zaten Avrupalı futbol adamları haklı çıkar, takımımız başarısız olursa bunları yazacak ve söyleyecek binlerce kişi bulacaksınız..
Ancak İmparator’un yaptığı bu üç yanlış başarısızlığa neden olursa millet olarak çok üzüleceğimiz de bir gerçektir..
Evet, Portekiz maçı öncesinde Milli takımızın ilk on biri belli oldu. Bu on bir son hazırlık maçında Finlandiya karşısına çıkan ilk on bir.
Şimdi şöyle bir düşünelim..Galatasaray’da mecburen sağbek olan Sabri’nin hemen hemen alternatifsiz olduğu bölgede İbrahim Kaş’ı göndermek ne kadar doğrudur ? Fatih hocanın çok güvendiği ve turnuvanın en iyi orta üçlüsü dediği Hamit, Aurelio ve Emre üçlüsü’nün yanında Almanya Ligi’nin en iyi beş futbolcusu arasına girmiş bir Yıldıray’ın olması bize güç katmaz mıydı? Üstelik hocanın çok güvendiği Emre’nin kondisyon yetersizliği son hazırlık maçında görülmesine rağmen.Üstelik, Avrupa liglerinin bizim ligimizden daha kaliteli ve ileride olduğunu söyleyen Terim’in Almanya’da en iyi sezonunu geçiren Yıldırım’ı kadro dışı bırakması kendini inkar etmesi değil midir?
Gol yollarında henüz golüne şahit olmadığımız Mevlüt, Alex olmadan gol fırsatı bulamayan Semih ve pivot bir santrfor olmaksızın çok rahat olamayan Nihat’ın zorlanacağı düşünülürken, Terim’in yine Almanya’da  iyi bir sezon geçiren Halil’i göndermesi, Ümit Karan, Gökhan Gönül ve Mehmet Yıldız gibi golcüleri kadroya almaması ne kadar doğrudur?
İşte bütün bu sorular yarın gece cevabını bulacaktır. Gönlümüz istiyor ki her şeye rağmen Türkiye finale kadar gitsin. Millet olarak tek isteğimiz ve arzumuz da bu. İnşallah İmparator yaptıklarında haklıdır ve Türkiye’ye hedeflediği büyük  mutluluğu yaşatır..

Yazarın Diğer Yazıları