Kalli'nin iflası!

Daha önce müzesine götürdüğü UEFA Kupası’nı bir kez daha ülkesine getirme sözü veren Galatasaray, dün gece dibe vurdu. Aslan, İstanbul’da tek kale oynadığı ve sayısız gol fırsatını değerlendiremediği Leverkusen önündeki ikinci maçında, onbir dakika içinde yediği üç gol ve diğerleriyle bu rüyasına veda etti..
Ligdeki son maçlarına yabancı futbolculardan yoksun çıkarak başarılı olan ve Leverkusen karşısına da yabancısız bir kadro ile çıkan Alman hoca ne yazık ki bu düşüncesiyle dün gece iflas etti.  Uğur’un yokluğunu Barış’ı geriye çekerek gidermek isteyen Kalli, ne yazık ki böylece orta sahayı rakibine teslim etmişti. Rakip Leverkusen’de bu alanı çok iyi kullanarak maçın ilk 20.dakikasına sığdırdığı üç gol ile Galatasaray’ı on dakika içinde bitirdi. Afrika Kupası’nda final oynayan bir takımın kaptanı ve en iyi futbolcusu Song’u yanında oturtan, hazır olduğunu ve oynamak istediğini defalarca söyleyen Lincoln’u takıma koymayan, Nonda ve Barusso’yu kulübeye bağlayan Kalli, bu kararlarıyla bence kendi sonunu da hazırlamış oldu. Sanırım Alman hoca herhalde hazır gitmişken, memleketinde kalmayı planlamıştı.
“Yerli malı türkün malı” diye aldatılan ve maça yabancısız çıkan Kalli, herhalde rakibinin de bir türk takımı olduğunu sandı. Yetmiş yaşını devirmiş böyle tecrübeli bir hocanın Avrupa arenasında böyle hata yapması ne yazık ki kendisi gibi Galatasaray’ın da sonunu hazırladı. Halbuki, ilk maçta sayısız kurtarışlarıyla Galatasaray’a geçit vermeyen kaleci Adler de bu maçta yoktu. Ancak böyle bir maçta kaleyi koruyan ve heyecanlı olan yedek kalecinin kalesine sarı kırmızılar ancak 25.dakikada ilk şutlarını atmıştı. Ancak ne yazık ki  maç o sıralarda zaten 3-0’a da gelmişti. Bu sezonun en başarılı adamı Servet’in ilk iki golde yaptığı hatalar ise futbol adına tam bir cinayetti. Orkun’un 40 yaşındaki Barbares’den yediği üçüncü gol ise çaresizliğin belgesi gibiydi. Dün gece Almanya’da Alman hocanın ve Galatasaray’ın iflasına şahit olduk. Kalli’nin ikinci yarıda yaptığı değişiklikler ise çaresizliğin son çırpınışlarıydı. Bence maçtan sonra yapılacak en hayırlı şey, Alman hoca’ya maçtan sonra şimdiye kadar yaptıkları için teşekkür etmek ve kendisini memleketinde bırakmak olmalıydı. Böylece yönetim, tek hedefi kalan Galatasaray’ın bu hedefinden de uzaklaşmasını önlemiş olacaktı..

Yazarın Diğer Yazıları