Kalp açlığı…

Cenap Şahabettin "Tiryaki Sözleri" adlı eserinde "Karnı açlardan ziyade kalbi açlara acırım" der. Açlık (karın açlığı) sınırının bilmem kaç liraya dayandığına dair haberleri sıkça televizyonlardan duyar, gazetelerde okuruz. Peki,  kalp açlığı ile ilgili her hangi bir haber veya yazı okudunuz mu?.. Oysa kalbi aç olanlar -şairin dediği gibi- yardıma daha çok muhtaçtır:

"Bakın; kiminin karnı, kiminin de kalbi aç//Kalbi aç olanlar yardıma daha çok muhtaç". (Li-müellifihi)

Karın açlığının ne olduğunu az-çok hepimiz biliriz, ya kalp açlığı? Yani kalp nasıl acıkır, onu nasıl doyuracağız?

Bir milletin sosyal yapısını en iyi anlatan şüphesiz ki atasözü ve deyimlerdir. Dolayısıyla, "kalp"le ilgili birkaç atasözü ve deyim zikrederek kalp açlığı ve onun nasıl doyurulacağı konusunu bu atasözü ve deyimler ışığında ele alacağız.

Fena kalpli: Başkaları için kötülük düşünen.

İyi kalpli: Herkes için iyilik düşünen, herkesin iyiliğini isteyen.

Açık kalpli: Düşündüğünü olduğu gibi söyleyen, gizli tarafı olmayan, içi temiz kişi.

Kalbinde alası bulunmamak: İçi tertemiz olmak…

Kalpten kalbe yol vardır: Başkası için iyilik düşünen, aynı şekilde iyilikle karşılaşır.

Kalbini pak tut da kırk yıl cünüp gez: Esas olan kalp temizliğidir, kalbin temizse gerisi peyderpey gelir.

Kalbin şahitliği yüz şahitten kuvvetlidir: Kalbinin ne dediğine bak, başkalarının söylediği seni bağlamaz…

Bu ifadeleri bir cümle ile özetlemek gerekirse diyebiliriz ki kalp bütün iyiliklerin merkezidir. İyiliklerden uzak bir kalp de tabii ki açtır… Nedir bu iyilikler derseniz, sevgidir, merhamettir, kardeşliktir, tevazudur, cömertliktir, haktır, adalettir, vefadır, diğerkâmlıktır… 

Şimdi oturup başımızı iki avucumuzun içine alarak düşünelim. Yukarıda bir kısmına işaret etmeye çalıştığımız iyilik ve güzellikler kalbimizde ne ölçüde yer etmiştir veya etmemiştir?. Vicdanımızla baş başayız, kendi kendimize soralım. Kalbimizde kin, haset, hırs, tamah, riya, kibir mi var, yoksa din, iman, sevgi, kanaat, ihlas, tevazu mu var? Varlığımıza kin, haset hırs, tamah, riya, kibir hâkimse kalbimiz açtır. Ve bu açlık maazallah bizi uçurumdan aşağı itebilir. Çünkü deveyi uçurumdan düşüren bir tutam yaprakmış.

Zararın neresinden dönülse kârdır. Bir an önce kalbimizi "sevgi, merhamet, kardeşlik, alçak gönüllülük, vefa, hak, hukuk, adalet"le beslemeliyiz. Aç kelp (köpek) fırın deler, derler. Aç kalbin bizi nereye savuracağı belli olmaz.

Bağdatlı Rûhî ne güzel söylemiş:

"Sanma ey hâce ki senden zer ü sîm isterler//Yevme lâ-yenfeuda kalb-i selîm isterler".

Yazarın Diğer Yazıları