Kanada ile ilişkiler

Son birkaç yıldan beri Türkiye’deki Arapçılar Türk dış politikasını Arap dünyasına esir etmiştir. Onların anlayışına göre yalan dünya Araplar ve Müslümanlardan ibarettir. Kendilerinin de ait olduğu bu Arap dünyasıyla dengeli bir ilişki de kuramamışlardır. Biz de Araplara benzedik, Orta Doğu’da klasik cinayet ve yıkımlara Türkiye de dahil oldu. Adeta arabesk bir film izliyoruz,  kan, gözyaşı, barut ve bunların getirdiği dramlar, sanki Müslüman halkların kaderi gibi bir türlü düzelmiyor: Neyse bu konuyu burada bırakıp asıl konumuza dönelim. Bu makalemizde kısaca Türk-Kanada ve Türk-Pakistan ilişkilerini ele almak istiyoruz. 13-14 Eylül’de Kanada Dışişleri Bakanı John Baird ve 15-17 Eylül’de de Pakistan Başbakanı Navaz Şerif, Türkiye’yi ziyaret etti. Bu iki önemli ziyaret Suriye olaylarının gölgesinde kaldı.
Kanada, dünyanın 14. büyük ekonomisi ve yüzölçümü olarak Rusya Federasyonu’ndan sonra dünyanın ikinci büyük ülkesidir. Sembolik de olsa halen bir İngiliz sömürgesidir. Demokratik monarşiyle idare edilir. İngiltere Kraliçesi’nin (II. Elisabet) atadığı bir guvernör ve Kanada halkının seçtiği bir hükümet vardır. İngilizce ve Fransızca konuşan iki halk ve iki devlet vardır. Ticaretinin %90’ını Anglosakson ülkeleriyle yapmaktadır. Yani Kanada ilginç bir ülkedir. Ekonomi ve politik olarak ABD ve İngiltere’nin etkisi altındadır. Kanada, NATO ve G-20 örgütü üyesidir, dolayısıyla Türkiye ile iki önemli güvenlik ve politik örgütte işbirliği ve dayanışma içerisindedir. İki ülkenin arasında doğrudan bir sorun yok, ancak Kanada’nın Ermenilere verdiği destek, özellikle 2004 yılında meclisinde Türkiye aleyhinde aldığı soykırım tanıma yasası, iki ülke ilişkilerini germiştir. Geçen yıl Kanada hükümeti ülkede şehit düşen Türk diplomatlarının anısına Eylül 2012 tarihinde Ottowa’da bir anıt dikilmesine izin vermiştir. Bu, iki ülke ilişkilerine olumlu bir etki yapacaktır ama düzeltmeye yetmeyecektir. Türkiye, Kanada ile serbest ticaret anlaşması yapmak istemektedir. Kanada bu anlaşmaya biraz mesafelidir. Zira bu tür stratejik anlaşmaları, ABD ve İngiltere ile istişare etmeden yapmaz. ABD, Türkiye ile serbest ticaret anlaşması yapmak istememektedir. Türkiye-Kanada ekonomik ilişkileri 2.5 milyar dolardır. Kanada’nın Türkiye’deki yatırımları çok küçüktür, yaklaşık 500 milyon dolar kadardır. Aralarında ilişkiyi engelleyecek doğrudan ciddi ve tarihi bir sorun yoktur. İki ülkenin kapasitesi çok daha yüksektir ama anlaşılan yeterli irade mevcut değildir. Oysa ki iki müttefik arasındaki iyi ilişkiler, uluslararası barışa ve iki ülke halkının refahına katkı sağlayacaktır.
Pakistan ile ilişkiler   
Ülkeler de insanlar gibidir, kötü ve iyi günde dostlara ihtiyacı vardır. Pakistan devleti ve halkı, Türk milletinin güvendiği bir ülkedir. Ancak AKP’nin gayrimilli ve ideolojik dış politikası, Pakistan ve Türk dünyası gibi sağlam dost ve kardeş ülkeleri ikinci plana itmiştir. Pakistan Başbakanı Navaz Şerif iki ülkenin ilişkilerinin ne kadar önemli olduğunu belirterek daha fazla ilişki talep etmiştir. Pakistan, Çin ve Hindistan gibi dünyanın en fazla nüfusuna sahip iki ülkeyle komşudur. Hindistan ile Keşmir probleminden dolayı ciddi sorunlar yaşamaktadır. Pakistan, kendi imkanlarıyla atom bombası yapma teknolojisine sahip tek Müslüman ülkedir. Bulunduğu Güney Asya bölgesi, henüz iç ve dış sorunlarını çözememiş sınır sorunlarına ilave olarak bu ülkelerde etnik, din ve mezhep kavgaları devam etmektedir. Bu nedenle bir denge unsuru olarak Çin ile yakın ilişkilere sahiptir. AKP’li Türkiye, ihmal ettiği eski dost ve kardeş Pakistan ve diğer bölge ülkeleriyle yeniden dengeli politik ve ekonomik ilişkilere bu ziyaretle tekrar başlayabilir. Dünyanın en fazla nüfusuna sahip olan Asya kıtasında Pakistan çok güzel bir partnerdir. Türkiye’nin bunu iyi değerlendirmesi gerekir.

Yazarın Diğer Yazıları