Savaş tehdidi ABD işgalindeki Irak’tan
Tantan, “Türkiye Kandil’i dağıtmadığı sürece bir şey yapamaz. Savaş tehdidi işgal altındaki Irak’tan geliyor. Ayrıca Doğu Akdeniz’deki Kıbrıs politikası da ABD ve Avrupa’nın dayatmaları yönünde değil Türkiye’nin geleceği doğrultusunda belirlenmeli” diye konuştu.
Ülke menfaatleri için partilere birlik çağrısı
Sİyasİ partiler ve sivil toplum örgütlerini ülke menfaatleri doğrultusunda birlikte hareket etmeye davet eden Tantan, “Parlamento içindeki AKP, CHP ve MHP birlikte hareket ederek tehditleri ortadan kaldırmaya yönelik gerekli yasal düzenlemeleri yapmalı” dedi.
Kandil ve diğer tüm kamplar yok edilmeli
Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan, Türkiye’nin Kuzey Irak kaynaklı savaş tehditi altında olduğunu belirterek bunun ortadan kaldırılması için başta Kandil olmak üzere PKK kamplarının yok edilmesi gerektiğini söyledi. Tüm siyasi partileri, sivil toplum örgütlerini ülke ve millet menfaatleri doğrultusunda birlikte hareket etmeye davet eden Tantan, “Parlamento içindeki AKP, CHP ve MHP birlikte hareket ederek tehditleri ortadan kaldırmaya yönelik gerekli yasal düzenlemeleri yapmalı” dedi. Tantan şöyle konuştu: “Şu anda Türkiye’de iç güvenlik bakımından özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki belli yerlerde PKK’nın alan hâkimiyetinden kaynaklanan, devletin kolluk güçlerinin mücadalesi kamuoyuna yansıdıkça halk nezdinde büyük bir tedirginlik, korku, panik ve güvensizlik hâkim oluyor. Dış politika açısından da Türkiye’nin giderek sıkıştığı, inisyatif yitirdiği ve hareket kabiliyetini kaybettiği görülüyor. Özellikle içte PKK, dışta da IŞİD’in tehdidi altında. Gerek Batı ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, gerekse bölge ülkeleri Rusya, Irak, İran, Suriye, İsrail nezdinde sıkıştırılmış bir vaziyette.”
Halk bilgilendirilmeli
Türkiye’nin hapsolduğu sıkışıklıktan bir an önce kultulmak zorunda olduğunu belirten Tantan, “Türkiye içteki ve dıştaki bu tehditleri ortadan kaldırabilecek güç ve kapasiteye sahiptir. Bunu süratle yerine getirmelidir. Birinci derecede yapılması gereken şey, halkı bilgilendirmektir. Halkın içteki ve dıştaki olaylar hakkında gerçek bilgilerle donatılması lazım. Sahte ve yönlendirici bilgiler ortadan kaldırılmalıdır. Vatandaşı bu konularda bilgilendirmek ve uyandırmak gerekiyor. Ülkeye sahiplenme duygusunu yükseltmek ve yüceltmek bu işin olmazsa olmazıdır. Burada siyasi parti farkı gözetmeksizin ülke ve milli menfaatlerde birleşmek lazım” dedi.
Kurumsal eksiklikler
Bu bakımdan Türkiye’de parlamentonun içindeki ve dışındaki bütün siyasi partilerin, sivil toplum örgütlerinin ve diğer unsurların bir araya gelmesi gerektiğini kaydeden Tantan şunları söyledi: “Birincisi bu mücadelenin halkla beraber yapılmasıdır. İkincisi devletin temel alt yapısındaki hukuki ve kurumsal eksiklikler süratle parlamentoda yapılacak yasal düzenlemelerle giderilmelidir. Üçüncüsü ise mücadelenin hukuk zemininde yapılabilmesi için belli bölgelerde kısa süreli olağanüstü hal ilan edilmelidir. Böylece mücadelenin hukuk zemininde yapılmasına olanak sağlanacaktır.” Tantan, bu mücadele yapılırken Türkiye’yi içten ve dıştan tehdit eden örgütlerin mal ve ekonomik varlıklarına el koymak için kurumsal ve örgütsel yapıların faaliyete geçirilmesi gerektiğini söyledi. Tantan, “İçten ve dıştan Türkiye’ye yönelik bu örgütlerin kullanımına yönelik her türlü araç, gereç ve insan varlığı sıkı takibe alınmalıdır. Örgütlerin hem insan kaynağı, hem para ve mal, silah kaynağını ortadan kaldıracak çalışmaları başlatmak lazım. Parlamentodaki üç siyasi parti AKP, CHP ve MHP ülke ve millet menfaatinde bu konularda bir araya gelmelidir” dedi.
Tehdit Irak’tan geliyor
Tantan, “Türkiye Kandil’deki o yuvayı dağıtmadığı sürece bir şey yapamaz. Türkiye kendi egemenliği ve güvenliği bakımından Kuzey Irak’taki sınırını belli güvenli alanlara çekebilir, çekmek mecburiyetindedir. Çünkü Türkiye savaş tehditi altındadır. Birinci savaş tehditi de maalesef ABD’nin işgal ettiği Irak’tan geliyor. Irak’tan geldiği için de Kandil, Türkiye için bir tehdit olduğuna göre bu sınırını aşağı çekebilir. Özellikle Doğu Akdeniz’deki hak ve menfaatlerinden dolayı Kıbrıs politikası da ABD’nin ve Avrupa’nın dayatmaları yönünde değil Türkiye’nin kendi geleceği doğrultusunda belirlenmelidir.”
