Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ

Özcan YENİÇERİ

Kandil'de PKK'nın ezilmesi

                Kandil'e operasyon iş işten geçmeden yapılmalı diye bundan tam on bir yıl önce yazmıştık. "Devlet erkini elinde bulunduranların terör ve cinayeti seyretmek gibi bir lüksleri yoktur ve olamaz. Bu bakımdan Kandil'e üslenerek örgütlenmiş terörist katillere yönelik olarak yapılacak tek şey vardır: Müdahale." Bu satırlar 2007 yılındaki o yazıya ait.

                PKK için Kandil gibi "güvenli bölgelere" sahip olmak oralarda "otorite kurmak" ontolojik (olmak ya da olmamak) sorundur. Kandil herhangi bir terör örgütü için tam bir güvenlikli bölgedir.

Kandil'i düşürmek PKK terörünü marjinalleştirmek ve sürdürülür olmaktan çıkarmak anlamına gelir.

Nitekim teröristler Gabar'da, Cudi'de vuruyor, Kandil'e sığınıyorlar. Orada kendilerini güvende hissediyorlar. Kandil'e müdahaleyi akla gelen ve gelmeyen onlarca neden söyleyerek "yapılmasın" diyenler gerçekte "teröristler hiç olmazsa orada güvencede olsun. Terör hiç bitmesin" diyenlerdir.

Bedeli ne olursa olsun Kandil'deki fitne daha o zaman söndürülmeli, orası TSK'nın kontrolü altına alınmalıydı.

                O günden bugüne sürekli olarak iktidarı Kandil'e müdahale etmesi konusunda uyardık. Biz "Kandil'e müdahale farz oldu" derken hükümet  "önce içerideki teröristler etkisizleştirilsin" görüşünü savunmuş, FETÖ ve ABD ile birlikte TSK'ya yönelik Ergenekon ve Balyoz operasyonlarını başlatmıştı.

Asker "Barzani teröristleri destekliyor, onunla görüşülmez" demesine rağmen iktidar yetkilileri "biz görüşürüz" demiş ve gereğini de yapmışlardı.

Kandil'e örgütün yerleşmesi 1992 Eylül'ünde gerçekleşti. TSK kuşatmasında PKK'yı imha olmaktan kurtaran Talabani, onları bugünkü Kandil'in olduğu bölgeye taşıdı.

Böylece Türkiye'de terör yapan eli kanlı terörist katiller her eylemlerinden sonra kaçarak Kandil'e sığınmakta Barzani, İran ve ABD'nin himayesine mazhar olmaktadır.

Terörle müzakerenin AKP'yi getirdiği yer!

AKP iktidarı on altı yıldır terörle mücadele edecek yerde müzakereyi seçti. "Yanlış dedik, teröristleri devletle muhatap etme ihanetini işliyorsunuz? Teröristle müzakere olmaz!" dedik, anlamamazlıktan geldiler.

Çözüm süreci adlı ihanet sırasında AKP'nin HDP'li ortakları Kandil'e teröristlere yönelik yapılacak sınır ötesi operasyon söz konusu olduğunda "dışarıda değil içerideki halkın tepkisi hesaba katılmalı... Türkiye, Irak topraklarına girdiği takdirde bu sınır ötesi operasyon değil, halkların savaşı olacaktır" diyorlardı.

Gerek Oslo'da gerekse İmralı'daki eli kanlı terörist başıyla yürütülen müzakereleri ne Öcalan ne de Kandil ciddiye almıştır. Kandil ve Öcalan "Çözüm Süreci"ni örgütlenme, silahlanma ve kent savaşları için hazırlık yapmak için fırsat olarak kullanarak AKP iktidarını aldatmıştır.

"Çözüm Süreci" sırasında ABD'li Brett McGurk, teröristbaşı Öcalan'dan çok sayıda mektup almıştır! Bu mektuplarında PKK'ya kurdurulacak korsan devlet için birçok öneride bulunan Öcalan, Kandil'deki teröristleri "ABD isterse bize 6 ayda ordu kurar" diyerek motive ettiği ortaya çıkmıştır.

Terörle pazarlık, Dolmabahçe ve Habur mahkemeleri skandalları AKP'yi bugün Kandil'e müdahale noktasına getirmiştir. Bu önemli bir gelişmedir. Türkiye için elzem olanı ve doğru olanı da budur. AKP iktidarının on altı yılda da olsa terörle mücadelede en doğru olan adımı atmaya hazırlanması ülkenin, barışın ve demokrasinin yararınadır.

Her ne kadar seçim sürecinde Kandil'e müdahale gündeme gelse de herkesin AKP'nin on altı yılda bulabildiği bu doğru ve elzem operasyona tam destek olması gerekir.

Ancak terörle mücadelede asıl problem; askerî hareketlerle dağdaki teröristin etkisiz kılınması değildir. Bu yapılmalıdır ve yapılacaktır.

Ancak esas tehlikeli olan Kandil değildir, Kandil'in deposuna yakıt sağlayanlardır. Dağla değil, dağa giden yolların kapatılmasına öncelik veren bir mücadeleyle PKK terörü ancak ezilebilir.

Terörle mücadele tavizsiz ve acımasız bir biçimde sürdürülmelidir.

Yazarın Diğer Yazıları