Kandırılmak kurtarmaz

    HİMMET, Arapça'dan dilimize girmiş bir sözcük, çok anlamı var...

    Yerine göre yardım ve kayırma, yerine göre lütuf ve iyilik, yerine göre de emek ve gayret anlamına geliyor...

    Bu sözcük, iblisin dilinde soygun anlamında...

    Yaptığı ortada; insanları Allah ile korkutarak cemaatine para yağdırmayı sağlıyor...

    ...........................

    İmamları, bu yolla karun kadar zenginleşmiş... Asıl servet iblise ait ama üzerinde ne tek kuruş, ne de taşınmaz var; hepsi, güvendiği imamların yeddinde...

    ...........................

    Fethullah için "Çağdaş dilenci" demek daha doğru olur...

    Herif, parası olan kiminle ilişki kurduysa hemen himmeti devreye sokmuş ve muhatabını din diye sahiplendiği bâtıla bulaştırıp yardım talep etmiş...

    Alnı secdeye gelmeyenler de Allah tarafından affedilecekleri umuduyla iblisi paraya boğmuş...

    Himmet adı altında toplanan ve baldırı çıplak tipleri önce imam sonra karun yapan paraların kaynağı, işte bu inanç yoksulu insanlar...

    ...........................

    İblisin, futbolu sevdiği ve Galatasaray taraftarı olduğu çok geç ortaya çıktı...

    Çetebaşı olanların hepsi böyle midir; İmralı'da yatan ipten dönmüş cani de Galatasaray taraftarı...

    ..........................

    Bu güzide kulübümüze el atmaya kalktığı anlaşılıyor...    

    Bazı futbolcuları rahle-i tedrisine alması da yandaşlığından. Çocuklar, herifin iblis olduğunu görememişler; kulaklarına fısıldanan "Hocaefendi mehdidir" gibi saçmalığa da kanmış, "Yardım olsun, bir iyilik de biz yapalım" diyerek cemaate para yağdırmışlar.

    ..........................

    İblise himmet (!) edenler, bugün "Biz onun hain olduğunu bilmiyorduk" diyerek kendilerini savunuyorlar...

    Arada, "Kandırıldık" diyenler de çıkıyor...

    Eee, koskoca AKP iktidarını kandırmış bir din adamı bozuntusu, futbolcuları, iş adamlarını, garibim esnafı ve beyni basmayan tipleri kandıramayacak mı...

    Pekiyi, cemaate para verenlere ne yapılacak...

    Silahlı terör örgütüne mensup olmak ve yardım yapmak suçu mu isnat edilecek yoksa "Kandırılmışsın kardeşim" denilerek serbest mi bırakılacaklar...

    Suç isnat edilirse, AKP tüzel kişiliğine de, iblisle görüşmüş olan siyasetçilere de, hatta "Sana hasret kaldık, dön artık ülkene" çağrısı yapan yetkili ağızlara da yaptırım uygulanacak mı, yoksa hiçbirine dokunulmayacak mı!?

     Çözümüne ulaşamadığım çok bilinmeyenli denklem bu...

     ............................

     Hukuksa herkes için hukuk...

     Yasaysa herkes için yasa...

     Adaletse herkes için adalet...

     Ayrı gayrı uygulamaya artık paydos!

Cemaatçilik de, çıkar çeteciliği

-----------------------------------------------

      UMMADIĞIN taş baş yarar derler ya...

      İnsanın aklına gelmeyecek isimler de FETÖ'cü çıkıyor...

      Eski Bursa Valisi içeride, eski İstanbul Valisi içeride, merkezde görevliyken gözaltına alınan vali ve kaymakamlar içeride...

      Şimdi de sıra eski İzmir ve Diyarbakır Valisi Cahit Kıraç'a geldi; o da gözaltında, her an tutuklanabilir...Valilik gibi önemli bir görevi üstlenen okumuş insanların meczup birinin peşine takılmasına aklım hiç ermiyor...

      Cemaatçilik demek ki bir tür çıkar çeteciliği...

      Bir başka okumuş, Emniyet Genel Müdürlüğü Dış İlişkiler Daire Başkanı Recep Gültekin de gözaltında. Teşkilâttan bakalım daha kimler paralel devletçi olarak çıkacak.

      ........................

      Halen gözaltın da olup da tutuklanmaları söz konusu olan iş adamları, 17-25 Aralık sürecinden hemen sonra Bank Asya'yı kurtarmak için oluk oluk para akıtmakla da suçlanıyorlar. Bankaya para takviyesi yapılması emrini iblisin verdiği de belirlendi...

      Herif, ihanete ve insanları hain durumuna sokmaya doymuyor!

      ........................

      Bir başka husus daha ortaya çıktı; iletişim araçlarıyla haberleşmenin dinlenip takip edileceğini düşünen iblis talimatlarını, imamlarının aracılığıyla vermiş. O nedenle yakın zamandaki yönlendirmeleri bilinmiyor, bunlar ancak imamlar yakalandıkça ortaya çıkacak.

Kovboylar kafayı mı yedi

-------------------------------------

      CERABLUS'tan Azez'e kadar 40 kilometre derinliğindeki bölge, IŞİD ve PYD ile yandaşı çetelerden tamamen temizlendiğinde uzun bir güvenlik koridoru oluşturulmış olacak...

      IŞİD, silahlı kuvvetlerimizin harekâtı sonucu Cerablus'tan kaçmak zorunda kaldı ama PKK'nın Suriye'deki uzantısı çeteler, Fırat'ın doğusuna çekilmedi...

      Oysa PYD'ye arka çıkan Amerika Birleşik Devletleri bunu sağlayacağına söz vermişti. Demek ki besleyip büyüttüğü ve BOP sürecinde kullanmaya kalktığı bölücü terör örgütüne söz geçiremez duruma düştü...

      Silahlı kuvvetlerimiz, önünde sonunda PYD ve YPG gibi diğer bölücü oluşumları, bulundukları noktalarda boğarak güvenlik koridorunu temizleyecek...

      Bunda kararlıyız, nitekim harekâta katılan birliklerimize "Vur" emri verildi; PYD YPG Fırat'ın doğusuna çekilmezse kesinkes vurulacaklar!

      ...........................

      Amerikan Yönetimi'nin her sözüne güvenmemek lâzım...

      Ya bize yalan söylüyorlar ya da oyalama taktiği uyguluyorlar...

      Üçüncü ihtimal de şu; arka çıktıkları terör çetesine artık söz geçiremiyorlar...

      Çarnâçar güvenliğimizi bir başımıza sağlayacağız...

      ...........................

      New York Times gazetesinin kullandığı başlık Washington'un görüşü olarak lanse etmiş... Gazete, sınırdışı harekâtımızı "İstila" diye nitelemiş, halt etmiş...

      Bizden baskı gelince de ağız değiştirmiş, istila yerine  operasyon demiş...

      Oysa, sınır bölgemizde güvenliğimizi tehdit eden terörist girişimlere karşı yaptığımız harekât, uluslar arası hukuktan kaynaklanan hakkımız...

      BM sözleşmesinin 51'inci maddesinde yer alan ve bize "Meşru Müdafaa Hakkı" tanıyan karara dayalı olarak hareket ediyor, operasyonu Birleşmiş Milletler'in IŞİD ile mücadeleye yönelik almış olduğu kararlar çerçevesinde sürdürüyoruz.

      Bu mu istila!

      Kovboylar iyice sapıttı, pekiyi hepsi mi kafayı yedi!

Kurunun yanında yanan yaşlar

------------------------------------------

      ÖVÜNMEK için söylemiyorum; 15 Temmuz kalkışmasının hemen akabinde yakalamalar başlayınca "Aman ha, kurunun yanında yaş da yanmasın, buna çok dikkat edelim" diye ilk ben yazdım...

      Ardından herkes aynı endişeyi dile getirdi...

      Bugün görüyoruz ki, gözaltı ve tutuklamalarda bu ince noktaya dikkat eden, titizlik gösteren pek az insan var...

      Dikkat edilmediğini Artvin'de saldırıya uğrayan CHP Lideri Kılıçdaroğlu anlattı:

      -Adapazarı'nda FETÖ'den gözaltına alınan bir öğretmen var. Gözaltında ölüyor. Cenazesini belediye vatan hainlerini kabul etmiyoruz diyerek reddediyor. Bu insan suçsuz çıkabilirdi. Böyle kararlar doğru değil. Bir yüzbaşı çıktı, vatan haini ilan edildi; ancak sonradan darbeciler tarafından öldürüldüğü ortaya çıktı. 15 Temmuz'da linç edilen erler var, onların günahı ne...Bu linci yapanların da yargılanması lâzım..

      ............................

      Kurunun yanında yaş yanmasın dememin yanlış bir uyarı olmadığı böylece ortaya çıktı...

      İnsanları yargılamadan damgalamak hakşinaslık değil; dikkat edelim, kurunun yanında yaşı da yakarak günaha girmeyelim!

RASTGELE

-----------------

      KILIÇDAROĞLU uğradığı saldırıdan sonra , sanatçıların, yazarların ve gazetecilerin hapiste olduğunu söyleyerek iktidara seslendi, "Bu koşulda darbeye karşıyız demenize insanları inandıramazsınız" uyarısında bulundu.

      FETÖ'cülükle suçlanarak İstanbul Şehir Tiyatroları'ndaki görevlerinden uzaklaştırılanlar da Kılıçdaroğlu'nun gündemindeydi. CHP lideri "Bu sanatçıların FETÖ'cü olmadığı ortaya çıktı, bu defa performans düşüklüğü bahane ediliyor" diyerek hepsinin geri alınmasını istedi...

      Vurguladığı son konu ise sendika kapatmaydı; Hükûmeti, "FETÖ soruşturmasında 12 Eylül dönemi dahil bu kadar tutuklama olmamıştı. DİSK ve Hak-iş 12 Eylül'de kapatılmadı, faaliyetleri durdurulmadı. Dava açıldı. Şimdi bir sendikayı kapatıyorsunuz. Hukuk size haklılık kazandıran bir ölçüttür" diye uyardı.

BİR SÖZ

-----------------------

DİBİNİ görmediğin suya balıklama atlama...

Yazarın Diğer Yazıları