Kara Karga Âşıkları ve Kargasiyatri

Kara Karga Âşıkları Derneği'ni duydunuz mu? Duymamışsınızdır? Valilikler dernek masalarında da böyle bir dernek kayıtlı değil zaten. Ama var, neredeyse örgütlüler her il ve ilçede, kargaların olduğu her yerde.

Bu derneğin kurucu ve yöneticileri durmadan karga gakları okurlar, kargalara özenirler, ünlü ve ödüllü kargaların yazdığı ya da kargalara yazılan övgülü şiirleri okurlar karga sesiyle...

Arif Damar'ı ise şu şiirinden dolayı hiç sevmez lanetlerler:

"Aptalın teki bu karga//Bağırır bağırmaz/Art arda üç kez.../Sessizlik tuz buz oldu/Erkenden//Kara/Bir de kara ki/Uçuyor denize doğru/Martıların peşinden/Bak şimdi//Aptal bu//Aptalın teki"

Ne aptalı? Karga ile büyülenmişlerdir, kargadan başka kuşlara dudak büker, burun kıvırırlar.

Ölmüş kargaları da unutmazlar ha! Anarlar, yanarlar, anılarına banarlar. "Kargalara kalan dünya"dır bunların nostaljileri.

"Fırçalasan da siyah karga beyazlaşmaz" diyemezsiniz yanlarında, hakaret sayarlar, "Kılavuzu karga olanın burnu pislikten çıkmaz", "Besle kargayı oysun gözünü" derseniz, savaş sebebi sayarlar anında.

Kargaların Allah dediğini yayarlar Youtube'de. Yutarsan, yersen... Tam kargalar sabah kakalarını yediğinde ise günlük tapınmalarını yaparlar topluca. Şu deyişi okurlar bu tapınmada:

"Gelin dostlar bir araya/Merhem koyun bu yaraya/Delik dönmüş mağaraya/Gene derler karga delmiş"

Kargalar en savaşçı ve militan kuşmuşlar öyle diyorlar, bu kara kargalara baka baka kararacak militanlaşacaklarmış. Hatta tarihçilikleri bile varmış. Zaman zaman Can Yücel de bunlardan mıdır diye kuşkulanmışımdır işte şu dizeler yüzünden: "Kargalar sürekli bir tarihtir/Dal ve dam uçlarına tüneyen/Selim-i Salis'e/Ve Yeniçeri Sındığına dek/Satırı yiyince can korkusuyla/O allıdallı ve posbıyıklı papahanlar/Simsiyah kesilmişler/Ve vak'a nüvis olmuşlar Osmanlı tarihine//Ve 27 Mayıs'dan beri de/Darbelere tarihçi/Yaşasın kargalar!...//Hep de böyle tebdiller/Üniformalı ve fraklı..."

Radyo ve televizyonlarda da mebzul miktarda yandaşları vardır bunların, özellikle de spikerler; karga seslileri, karga gözlüleri pek makbuldürler.

Kargacık burgacıktır yazıları, mantık ve yaklaşımları da öyle.

Kargaların göçmemesi, saplantı ve takıntı olarak yansımıştır bunlara. Aynı yerlere takılır, aynı işleri yaparlar, değişmeye, arayışa dayancaları yoktur.

Rozetleri karga, flamaları karga, favori renkleri karga karasıdır.

Yumurtası alaca, o kıç onda iken de hep alaca yumurtlayacak, asla başka renk olamayacak, bunu da karga hanesine yazarlar olumluluk olarak. Gülünç ve garip ama gerçek işte.

Kargaların üçe kadar sayıları bildikleri ve sayabildikleri söylenir ya, işte bu kara karga âşıkları da 3'ü uğurlu sayarlar, üç derken ellerini göğüslerine koyar, "selam olsun kara kargamıza" derler.

Ketumluğuna da âşıkmışlar karganın... Karga ketum mudur? Bilmiyorum, bunlardan duydum ilk kez. Ketumluğa âşık olunur mu? Bence hayır ama gel de anlat bunlara...

Kargaların dişisi erkeği ancak DNA testi ile anlaşılır öyle bakarak anlaşılmaz, işte bundan dolayıdır ki, bu derneğin bağlıları kadın erkek aynı giysileri giyer, hepsi saçlarını aynı ölçüde uzatır, aynı biçimde tarar ve örerler.

Bunların düştüğü bu durumun adı ve tanısı "kargasiyatri" hastalığıdır ki çaresi henüz bulunamamıştır.

Yazarın Diğer Yazıları