Kara Tahsin Paşa

Beklediğim, sizlere  aktardığım gibi oldu. "YAŞ" çok yaş çıktı. Hele, Çarşamba günü saray zirvesinde  R. Erdoğan'ın dikte ettirdiği  kararların, 1 günlük Perşembe toplantısında  alınmış "YAŞ" kararları gibi saraya onaya götürülmesi seremonisi yok mu?.. Evlere şenlikti. Hiç,  "aynı karargahla aynen devam" analizlerine  dalıp vaktinizden boşa çalmayacağım. Halk arasında yaygın olarak kullanılan bir deyiş olabilir ama  Anayasa da  "Başkomutan" olarak tarif edilen  ismin "dere geçilirken at değiştirilmez"i  yakıştırdığı koca koca komutanlar bunu içine sindirebildiyse diyecek fazla bir şey kalmaz. Dere geçildikten sonra  neler olacağı da onların bileceği iştir!..

" TSK tasfiye ediliyor" diye avaz avaz bağırıyoruz. Sözde 1 günlük "YAŞ"ın ardından  Başbakan Yıldırım da çıkıp  "tankların çıkarıldığı, helikopterlerin kaldırıldığı bütün kışlaları kapatıyoruz" demez mi?.. Allah, darbeye girişip  bu millete, devlete hainlik edenlerin bin kez daha cezasını versin. Cinnet sürecinde bambaşka bir yere doğru  sürüklendiğimiz  ortada. Kışlaları kapatmak...  Atatürk'ün Gençliğe hitabesi hiç gözümün önünden gitmiyor...

Açık açık "güçler dağıtılacak" deniyor. Genelkurmay'ın, Kuvvet Komutanlıklarının dağıtılması gündemde. Askeri liselerin kapatılması, harp okullarının tasfiyesi.. Bir de bunlara eklenen demokrasi bayramı söylemleri, başkanlık sistemi yorumları yok mu?.. Çıldırmak içten bile değil!..

TSK'nın tasfiye sürecinde  "YAŞ" kararları ile nasıl  sinsi bir adım daha atılıyor farkında mısınız?.. TSK'nın beyni "kurmay"lık müessesesi hızara verildi!..  Balyoz, Ergenekon vs.. gibi süreçlerle başlayan kurmay kıyımı farklı versiyonu ile  devam ediyor...Benim gibi  sivil bir vatandaş yapmıyor bu tespiti sadece. Eski Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım, satır satır inceledi "YAŞ" kararlarını ve YENİÇAĞ'a şu açıklamaları yaptı:

 "Tuğgeneralliğe yükseltilen Albaylar listesine baktığımızda da liyakat sisteminin önemli derecede hasara uğratıldığı ve TSK'daki kurmay subayların tasfiye edildiği görülüyor. Günümüz muharebeleri birleşik ve müşterek harekât şeklinde cereyan etmektedir. Ayrıca, TSK kadrolarında yapılan görev tanımında, general rütbesine terfi ettirilecek subayların birleşik ve müşterek harekâtı sevk ve idare edecek yetenekte olması gerektiği yazılıdır. Birleşik harekât çok uluslu harekât olup İngilizce dilinin iyi derecede bilinmesi gerekir. Müşterek harekât ise kara, deniz ve hava kuvvetlerinin ortaklaşa yaptığı bir harekât olup, Silahlı Kuvvetler Akademisi eğitiminin alınmasını gerektirir. 2016 YAŞ kararlarında, Kara Kuvvetlerinde 24 Kurmay Albay ile birlikte Silahlı Kuvvetler Akademisi eğitimini almayan 30 Albayın tuğgeneralliğe yükseltildiği görülmektedir.Özellikle Kara Kuvvetlerindeki kurmay subayların tasfiye edildiği görülüyor. Kumpas davalarında da özellikle kurmay subaylar hedef alınmış ve TSK'dan kurmay subayların tasfiye edilmesi sağlanmıştı. Silahlı Kuvvetler Akademisi eğitimini almayan ve Tuğgeneralliğe yükseltilen Albayların değerli subaylar olduğu konusunda hiçbir şüphe yoktur. Ancak anılan subaylara verilen en yüksek eğitim KOMKARSU (Komutanlık ve Karargâh Subaylığı ) eğitimidir. Yetersiz eğitimle üst düzey görevlere atanan subayların bu görevlerde zorlanması kaçınılmazdır. Bu durum, pratisyen hekime, kalp ameliyatı yaptırılması ile eşdeğerdir. "

Kara Tahsin Paşa

"Balkan Savaşı sırasında yeteri kadar eğitimli olmayan paşaların Osmanlı Devletinin toprak kaybetmesine ve parçalanmasına neden olduğu bilinmektedir. Yanya Komutanı Esat Paşa, İşkodra Komutanı Rıza Paşa ve Edirne Komutanı Şükrü Paşa vatan topraklarını kahramanca savunurken Selanik Komutanı Tahsin Paşa (Kara Tahsin Paşa olarak anılır.Yunanlılar onu  milli kahraman da ilan etmiştir-aht-) hiçbir savunma yapmadan Selanik'i Yunan askerlerine teslim etmiştir. Tahsin Paşa, Harp Akademisi eğitimi almadığı için stratejik seviyede düşünememiş ve Selanik'i teslim etmek suretiyle Balkan cephesinin çökmesine neden olmuştur."

 Ümit Yalım, Şura kararlarında dikkat çeken önemli  diğer ayrıntıları ise şöyle sıralıyor;

" E-muhtıra döneminin Genelkurmay Genel Sekreteri Salih Zeki Çolak Kara Kuvvetleri Komutanlığı görevine devam ediyor. 28 Şubat döneminin Genelkurmay Genel Sekreteri Erol Özkasnak Tümgeneral rütbesinden emekliye sevk edilmişti. 28 Şubat dönemi Genel Sekreteri Tümgeneral rütbesinden emekliye sevk edilirken, e-muhtıra dönemi Genel Sekreteri'nin önce Korgeneral, daha sonra orgeneral rütbesine terfi ettirilmesi ve Kara Kuvvetleri Komutanlığına getirilmesi, Tayyip Erdoğan ve AKP Hükümetlerinin muhtıralar ve darbelerle mücadele konusunda samimi olmadığının somut bir göstergesidir. Orgeneral Çolak'ın 2016 YAŞ kararları ile Kara Kuvvetleri Komutanlığı görevine devam ettirilmesi de e-muhtıranın danışıklı dövüş olduğunu açıkça gösteriyor."

Terör Bölgesine Kimler Atanacak?

"Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un emriyle, TRT'de Kürtçe yayın yapılması için rapor hazırlayan ve raporu hükümete gönderen subayın, 2016 YAŞ kararları ile Korgeneral rütbesine terfi ettirilmesi de dikkat çeken önemli bir ayrıntı. Albay rütbesindeyken rapor yazan subay defalarca ödüllendirilerek Korgeneral rütbesine kadar yükseltildi. Atama listeleri henüz resmi gazetede yayımlanmadı. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesine atanacak generaller arasında Silahlı Kuvvetler Akademisi eğitimini almayan generallerin oranı ne olacak onu da hep birlikte göreceğiz."

Yazarın Diğer Yazıları