Küresel Varlık Raporu’nda Türkiye’de son 5 yılda kişisel borçların yüzde 200 arttığına dikkat çekilerek bunun net ma
Küresel Varlık Raporu’nda Türkiye’de son 5 yılda kişisel borçların yüzde 200 arttığına dikkat çekilerek bunun net mali varlıkların yüzde 1 gerilemesine neden olduğu kaydedildi.
Raporda, Türkiye’nin ortalama kişi başına düşen 1610 euroluk mali varlıkla 2012’de düşük gelir grubunda yer aldığı ve en zengin ülkeler listesinde 45. sırada kaldığı belirtildi.
Allianz’ın yayımladığı Küresel Varlık Raporu’na göre dünya genelindeki mali varlıklar 111 trilyon euro ile rekor kırdı. Türkiye listede 45’inci sırada yer aldı.
Küresel Varlık Raporu’nda Türkiye’nin son 5 yılda kişisel borçların yüzde 200 arttığına dikkat çekilerek bu artışın net mali varlıkların da yüzde 1 gerilemesine neden olduğu kaydedildi. Raporda, Türkiye’nin borçlarının mali varlıklarının üstünde arttığına dikkat çekilerek şöyle denildi: Türkiye’de varlık gelişiminin, geçen yıl brüt mali varlıkların %9.0 oranında büyümesi sayesinde güçlü olduğu söylenebilir fakat bölgedeki diğer birçok ülkenin aksine kişisel borçlar, varlık büyümesini geniş bir marjla (2012’de +20.2%) geride bırakarak hızla büyümeye devam etti. Sonuç olarak net mali varlıklar %1 küçüldü ve Türkiye’nin gelişmesine ayrı bir hassasiyet kazandırdı. Türkiye’nin borç oranı (GSYMH baz alındı) nispeten düşük (%21.1) olmasına rağmen, son 5 yılda iki katına çıktı. “ Mali varlıkların geçen yılki hızlı büyümesinde borsadaki pozitif trendin de etkili olduğu belirtildi. Rapora göre, menkul değer- lerde tutulan varlıklar yüzde 10.4 oranında büyüdü.
Alt gelir grubundayız
Küresel kıyaslamada Türkiye, ortalama kişi başına düşen mali varlıklarda 1610 euro ile düşük gelirli ülkeler arasında olması nedeniyle 2012’de en zengin ülkeler listesinde 45. sırada kaldı.
Önceki yıllarda olduğu gibi ” Allianz Küresel Varlık Raporu “ bireyleri üç sınıfa ayırıyor. Sınıflandırma küresel olarak yapılıyor. Varlıklarının değeri 4 bin 900-29 bin 200 euro arası olan tüm bireyler ” orta sınıf “, net mali varlıkları 4,900 euronun altında olanlar ” düşük gelirli sınıf “ ve net mali varlıklarının değeri 29 bin 200 eurodan daha yüksek olanlar ise ” yüksek gelirli “ olarak sınıflandırılıyor. Kriz, gelişmiş ekonomilerde “düşük gelir grubunun “ genişlemesine neden olurken, yoksul ülkelerde eğilim orta sınıfın genişlemesi yönünde oldu.
Milenyuma girilmesiyle Doğu Avrupa ve Latin Amerika’da orta sınıfın genel nüfustaki payı ikiye, Asya’da (ör:Japonya) ise neredeyse 10’a katlandı. Görüyoruz ki orta sınıfın yüzü belirgin şekilde değişti; 2000 yılında orta sınıfın neredeyse %60’ı Kuzey Amerika veya Batı Avrupa’dandı. Bugün orta sınıfa mensup her iki kişiden biri Asyalı ve bu eğilimin devam edeceği öngörülüyor. Kuzey Amerika ve Batı Avrupa’nın payı %30’un altına düştü. Allianz Baş Ekonomisti Michael Heise, ” Doğu Avrupa’da mali kriz, yapılan tasarruflar sayesinde bugüne kadar iyi bir şekilde atlatıldı. Bu olağanüstü. Krizin vurduğu euro ile yakın ekonomik bağlarına rağmen Doğu Avrupa, çok daha iyi büyüme potansiyeli sunuyor. Bölgenin açığı yakalama hikayesini tamamlamak için henüz erken” dedi.
95 milyar dolar bulamazsak şirket iflasları artabilir
Financial Times, Türkiye’nin 164.5 milyar dolarlık kısa vadeli dış borç stokunu analiz etti. Gazete, Türkiye’nin kısa vadeli borcunun ödemeler dengesi açısından tehlike yaratıp yaratmayacağı sorusunun cevabını aradı.164.5 milyar dolar dış borcun 140,5 milyar dolarlık kısmı özel sektörden geliyor. Bankalar, borcun 93 milyar dolarını, finans-dışı özel sektör ise 63 milyar dolarını taşıyor. Kalan bakiyenin ise kamu kurumlarına ait olduğu görülüyor. Finans-dışı özel sektörün borcunun 33 milyar dolarının ticaretle bağıntılı, 7.5 milyar dolarının ise yabancı iştiraklarından kaynaklandığı gözleniyor. Geri kalan 23 milyar dolar ise riskli bulunuyor.Gazete, yabancıların Türkiye’ye kredileri riskli olarak algılaması halinde, şirketlerin iflas edebileceğini, ama ödemeler dengesinin tehdit altında olmadığını öne sürdü. Toplam 220 milyar doları bulan dış finansman gereksinimini korkutucu olarak nitelendiren Financial Times, 60 milyarı cari açık finansmanı olmak üzere 95 milyar dolarının teminin garanti olmadığını savundu.
