Karlı havalar kar körlüğüne davetiye çıkarıyor

Karlı havalar kar körlüğüne davetiye çıkarıyor
Soğuk hava dalgasıyla birlikte Türkiye’yi etkisi altına alan kar, gözler için tehlike oluşturabiliyor.

Karlı havalarda, güneş gözlüğü takmadan dışarı çıkmak veya koruyucu gözlük olmadan kar sporları yapmak ‘kar körlüğüne’ zemin hazırlıyor.
Kar körlüğü, göz merceklerinin bir parçası olan korneada oluşan güneş yanığı olarak biliniyor. Özellikle karın ardından güneşin açması, önlem alınmazsa kar körlüğüne davetiye çıkarıyor. Bu durum genellikle kayak sporlarıyla uğraşanlar, karla kaplı alanlarda yürüyen ya da araç kullanan kişilerde ortaya çıkabiliyor. Deniz seviyesinden yükseldikçe ultraviyole etkisi arttığı için kayak merkezlerinde çok daha fazla dikkat etmek gerekiyor.
Kuru göz hastaları, yaşa bağlı veya kalıtımsal makula (sarı nokta) dejenerasyonu olan hastalar, göz alerjileri olanlar ve açık renk gözlü kişilerin kardan daha çok etkileniyor. Kar yağışının yoğun etki gösterdiği günlerde güneşten gelen ultraviyole ışınların kar ya da buzla kaplı alanlarda yansıyarak göze zarar vermesi sonucu kar körlüğünün oluşabilmektedir.
Kar körlüğünün ilk belirtileri gözde kurumadır ve gözde ışığa karşı 8-12 saat içerisinde hassaslaşma başlamaktadır. Zaman ilerledikçe kişinin gözünün içerisinde kum tanesi varmış hissinin meydana gelmektedir. Gözler ışığa karşı aşırı derecede hassaslaşıp gözlerden sürekli yaş gelmektedir. Kar körlüğünün etkisini birkaç gün içerisinde yitirmesine rağmen tedavi edilmediği takdirde gözde yarattığı ağrıların rahatsız edici boyutlara ulaşabilmekte.

Tedavi edilmesi gerek
“Öncelikle gözün mümkünse tuzlu suyla yıkanması ve yoğun gözyaşı tedavisi gerekiyor. Göz pansumanla kapatılabilir ya da göz kapaklarının üzerine soğuk kompres uygulanabilir. Ancak kesinlikle göz kapakları ovuşturulmamalıdır. Çünkü kuruluk sebebiyle göz kapağı ve gözün birbirine aşırı sürtünmesi sonucu hafiften ağıra doğru değişebilen tahriş bulguları ile kornea ve konjonktiva gibi yüzeysel dokularda hasar meydana gelebilir. Kar körlüğüne karşı alınacak en etkin önlemin ultraviyole gözlük kullanmaktır. Etkilenen kişilerin ise karanlık bir odada dinlenmesi gerekir. Antibiyotik merhemler, göz bantları ya da ağrıkesici ilaçlar gerekli olabilir. Yeterli dinlenme sonucu, sadece 24 saat içinde, herhangi bir hastalık etkisi kalmadan iyileşme sağlanır.”