Karşıdakine göre oy kullanacaksak eğer!

Kimin ne dediğine göre karar vereceğiz ya, onların duruşuna göre pozisyon almamız gerekiyor ya, o hâlde geçmiş referandumlara bir bakalım ve kim ne kadar tutarlıymış bir görelim…

2007'de referandum yapıldı…  "Cumhurbaşkanını halk seçsin mi?" ve "Genel seçimler 5 yılda bir değil de 4 yılda bir yapılsın mı?" soruları referandumun konusuydu…

Evet cephesi: AKP + O zamanki adıyla cemaat + Erkan Mumcu'nun ANAP'ı + Saadet Partisi + Demokrat Parti + BBP…

Hayır cephesi: CHP + Meclis'te 'evet' diyen MHP + Doğu Perinçek'in İşçi Partisi…

PKK'nın o dönemki sivil uzantısı DTP yine 'bulanık' davranmıştı ama sandık sonuçları çok netti… Seçimlere katılımın Türkiye ortalamasının üzerinde seyrettiği oylamada Siirt, Batman, Diyarbakır, Hakkari, Bitlis, Mardin ve Van gibi illerde 'evet' oyu ortalaması %90'ın üzerinde çıktı…

Türkiye genelinde ise katılım sadece yüzde 67'ydi ve sonuçta yüzde yüzde 69'luk 'evet' oyuyla anayasa değişikliği kabul edildi…

***

En önemli referandumlardan birisiydi 2010 referandumu… Ülkede hâkim olan sistem açısından büyük kırılma burada yaşanacaktı… Buradaki 'evet' ve 'hayır' cephelerine göz gezdirelim şimdi de…

Evet cephesi: Tabii olarak AKP + Adı henüz 'paralel yapı'ya dönüşmemiş' ve üstelik ölülere bile oy kullanma çağrısıyla âdeta kendisini paralayan cemaat  + "Yetmez ama evet" diyen liberaller ve kimi eski ülkücüler + Saadet Partisi + BBP…

Hayır cephesi: CHP + MHP + Doğu Perinçek'in henüz adı Vatan Partisi olmamış İşçi Partisi + DSP + Demokrat Parti +HEPAR +Türkiye Komünist Partisi + ÖDP ve bilumum marjinal sol partiler + DİSK…

Peki PKK'nın o bir sonraki sivil uzantısı BDP ne yaptı? Onlar seçimleri boykot ettiler… Böylece zaten avantajlı olan 'evet'in önünü biraz daha açmış oldular…

12 Eylül 2010 referandumunda da katılım nispeten düşük oldu ve yüzde 77'de kaldı… Geçerli oyların yüzde 58'ini alan 'evet'ler kazandı ve geriye yüzde 42 oyun hangi partiye ait olduğu, hangi partinin seçmenlerini ikna edemediği soruları üzerinden tartışmalar kaldı…

***

2014 cumhurbaşkanlığı seçimlerine geçelim… Kim kimi desteklemiş, kim kiminle ittifak yapmış?

Recep Tayyip Erdoğan cephesi: Tabii olarak AKP

Ekmeleddin İhsanoğlu cephesi: CHP + MHP + Doğu Perinçek'in İşçi Partisi + Artık adı 'paralel yapı'ya dönüşmüş cemaat + Saadet Partisi + BBP + Demokrat Parti + TSİP + Büyük Türkiye Partisi + Liberal Demokrat Parti…

Selahattin Demirtaş cephesi: Tabii olarak HPD + EMEP ve ESP gibi marjinal sol partiler…

Seçimlere katılım yüzde 74 oldu… Bu seçimde Ekmeleddin İhsanoğlu yüzde 38.44'te kalırken, Demirtaş yüzde 9.76 aldı… Cumhurbaşkanı seçilen Tayyip Erdoğan'ın oyu ise yüzde 51.79'du…

***

Şimdi yukarıdaki tablolara bakarak yığınla soru soralım… Kim karşıda? Kim beride? Karşıdakine bakarak oy kullanacaksak, karşıdakinin ne kadar ve ne zaman karşıda olduğunu, beridekinin de ne kadar beride olduğunu neye göre tespit edeceğiz? Fizik kurallarını alt üst eden bu tuhaflıklara göre pozisyon almak mecburiyetinde miyiz?

Dün tek yumurta ikizi gibi davrananlardan birisi o ikizini göstererek bizi korkutmaya çalışıyor… Bir bakıyorsunuz, ikizinin eli yine bunun cebinde… Kimisi çalıyı dolaşırken kimisi de durduğu noktaya meşruiyet zırhı giydirmek için komik duruma düşüyor…

İşte bunun için ne mutlu hür iradesini kullanana… Ne mutlu ona buna, lidere, başkana, abiye, imama, şefe, komutana vs. aklını ciro etmeden, kendi aklına saygı duyarak karar verene… Ne mutlu zekâsıyla dalga geçilirken hafızasını yitirmemiş olanlara…

***

Akılla ve hür iradeyle verilmiş 'evet' de 'hayır' da -bize uymasa bile- saygındır… Taassupla, kamplaşma hırsıyla, menfaat beklentisiyle veya kendinden olanı koruma ve kayırma duygusuyla 'evet' de kötüdür, 'hayır' da…

Toplam 10 yıla sığan yukarıdaki tablolar her şeyi özetliyor aslında…

Yazarın Diğer Yazıları