Katar'ı bırak, Kıbrıs'a bak

Katar'ı bırak, Kıbrıs'a bak

Hazırlayan: Timuçin MERT

Şubatta Cenevre'de yapılan görüşmelerin çökmesinin nedeni, Türkiye'nin "garanti anlaşmasından vazgeçmeme" konusundaki direnciydi. Şubattan bu yana ne değişti de, şimdi yeniden görüşmeler başladı?

Değişen sadece Türkiye'deki AKP hükümetinin hem ABD, hem de bir zamanlar ölen kralı için millî yas ilan edilen Suudi Arabistan'ın ve onun yancılarının "hedefine" girmesi oldu.

Uluslararası ilişkilerin kuralıdır:

Siyaseten sıkışanlar, en kolay taviz verenlerdir. Türkiye'de 15 yıldır süren AKP iktidarı da, uluslararası alanda en sıkışık günlerini yaşıyor. Kıbrıs'a dikkat; her an her şey olabilir.

Zeynep Gürcanlı Sözcü

***

Yürüyen Kemal'e mektup

-----

Bir liderin, bir partinin, arkadaşları hapse atılmış milletvekillerinin ya da özgürce yazmak isteyen gazetecilerin yürüyüşü olmaktan çıktı, bütün Türkiye'nin çığlığı oldu. Arkası gelecektir.

Bir gün: Şehit anaları, şehit babaları.

Ertesi gün: İşçiler, memurlar.

İzleyen gün: Çiftçiler, esnaflar.

Avukatlar, hukukçular...

Doktorlar, hemşireler.

Üniversite hocaları.

Ev kadınları.

İşsizler, iş bekleyenler.

Tutuklu yakınları.

Darp edilmişler.

Tacize uğramışlar.

Çevreciler, doğa tutkunları. Derelerin sahipleri.  Bütün sivil toplum örgütleri.

 Yürüyen Kemal'e her geçtiği köyde, kasabada, beldede, şehirde bir sivil destek; sembolik olarak, bir süre söz gelimi 15 dakika, yarım saat yanında ağır ağır adım adım yürüyecektir.

1 Kemal'in yürüyüşü böylece bendini aşan sele dönüşecek, Türkiye'nin çığlığı olacaktır!

Necati Doğru Sözcü

***

Kim kimi tahrik ediyor?

---------

Yandaş yalaka takımın gazete başlıklarına, televizyon haberlerine bakıyorum; Adalet yürüyüşünü "tahrik yürüyüşü" yorumuyla yayınlıyorlar. Kim tahrik oluyor acaba?

Bu tayfanın nelerden tahrik olduğunu bildiğimiz için önce yürüyüşteki kişilerin kılık kıyafetine bakıyorum ister istemez. "Acaba" diyorum kendi kendime "yürüyüşe katılan bazı kadınların diz kapakları falan mı görünüyor da tahrik oluyorlar?"

 Şimdi ben de seviyeyi onların düzeyine çekmeyeyim. Adalet Yürüyüşünden kimse tahrik olmaz elbette ama aklını iktidara biat etmekle bozmuş kesimlerin tahrik edilmek istendiği kesin.

Bu görevi önce Devlet Bahçeli'ye verdiler. Herkesten önce çıktı bu büyük yürüyüşe karşı çıkarak "Ya İstanbul'dan da yürüyenler olursa ne yapacaksınız" gibi akla ziyan bir soru sordu.

Sanıyorum artık hiç kimse Bahçeli'yi ciddiye almadığı için bu kin ve nefret söylemi hiç yankı bulmadı, herkes gülüp geçti. Şimdi tahrik görevini yandaş yalaka kesimler üstlendi. "CHP tahrik ediyor" diyerek birilerini tahrik etmeye çabalıyorlar.

Sonuç alırlar mı?

Alamazlar aslında. Bu ülkenin insanlarının sağduyusu her zaman güçlü olmuştur, bu saçma sapan haberlere kapılarak tahrik falan olmaz.

Can Ataklı Korkusuz

***

Adalet için "bağımsız mahkeme" şart

---------

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun "adalet yürüyüşü"nü iktidarın eleştirmesi normal. Çünkü sokaklarında adalet yürüyüşü yapılması bir ülke için iyi bir görüntü değildir.

(...)

Bu tabloya Başbakan Binali Yıldırım'ın şu sözlerini de eklemek lazım:

"Adalet sokakta bulunmaz, adalet sokakta aranmaz. Adaletin olacağı yer mahkemelerdir."

Doğru fakat adaleti mahkemede bulmanın ön şartı, yargının bağımsız ve tarafsız olmasıdır.

Taha Akyol Hürriyet

***

Sayın Davutoğlu biraz geç oldu!

--------

Eski Başbakan Davutoğlu iftar konuşmasında 'büyük Türkiye'nin inşasından bahsedersek'  diye söze başlayıp sıralamış..

 - Önce ve mutlaka devlette vicdanı, adaleti, merhameti inşa etmeliyiz. 

 - Ehliyeti, liyakati bürokrasiye hakim kılacağız.

 - Yanlış bir şey yapıldığında susmayan ve cesaretle konuşan ilim adamlarını yetiştireceğiz..

***

Okuyunca içim fena oldu.. Yüreğim daraldı..

15 yıldır iktidarda olan bir partinin dışişleri bakanlığını yapan, başbakanlık koltuğuna oturan siyasetçisinin söylediklerine bakın..

***

Devlette vicdanı, adaleti, merhameti inşa etmeliyiz diyor..

Demek ki, yok..

Kılıçdaroğlu'nun 'adalet yürüyüşü' boşuna değil..

Yerinde..

***

Ehliyeti bürokrasiye hakim kılmaktan söz etmiş..

Demek ki, bugüne kadar hakim ideoloji kartvizitmiş...

Mehmet Tezkan Milliyet

***

İnternet siteleri bizi salak zannediyor

------

İnternetteki haber sitelerinin sizi aptal yerine koymasından sıkılmadınız mı?

Ben çok sıkıldım.

(...)

Bir başlık görüyorum.

Mesela "Bilmem kimden müthiş transfer".

Açıyorum. Aç ki, bulasın. Kırk sayfa geçiyor, başlıkta duyurulan kişi veya konu ortalıkta yok. Ya da bir ünlünün fotoğrafı ve altında "Öyle bir şey yaptı ki, hedef oldu" yazısı.

Ulan ne oldu diye açıyorsun.

Kırk yıllık bir arşiv derlemesi ve 150 sayfa.

"Bilmem kim 1969'da bilmem ne dedi ve hedef oldu" diye başlıyor ve sürüyor.

Tam bir "kerizleme" yeri.

Bunu yapmalarının nedeni daha fazla sayfa gösterip daha fazla reklam geliri elde etmek.

Hiçbir itirazım yok. Çok sayfa göstermek için çeşitli cinlikler bulabilirsiniz. Ama biraz yaratıcı olun.

Tek yaratıcılığınız okuru salak yerine koymak olmasın...

Fatih Altaylı Habertürk

***

Kılıçdaroğlu, yürümeyip de ne yapsaydı? Kendisini de almalarını mı bekleseydi?

Yazgülü Aldoğan Posta

***

GÜNÜN FIKRASI

-----

Ülkenin birinde, bir kaplumbağa görülmemiş bir hızla koşuyormuş. Tavşan, güçlükle peşinden koşup yetişmiş:

"Kaplumbağa kardeş, ne oldu sana? Niye böyle kaçıyorsun?"

 Kaplumbağa nefes nefese:

"Cunta geliyormuş..."

Tavşan şaşırmış:

"Canım, sana ne cuntadan?"

"Olur mu tavşan kardeş, ya beni fil sanıp asarlarsa!"

Tavşanın aklı iyice karışmış:

"Kaplumbağa kardeş, sen fil değilsin ki..."

"Fil olmasına fil değilim ama adaletin olmadığı yerde fil olmadığımı anlatıncaya kadar beni çoktan ipe çekerler!"

Rahmi Turan Sözcü

***

'İktidar Yürüyüşü' olabilir

--------

Yönetimin sinirliliği, yürüyüşün toplumdan destek bulmasıyla ilişkilidir, diyebiliriz. Yürüyüş, referandumun Hayırcı güçlerini canlandırdı. Daha doğrusu bu güçlerin canlı ve ayakta olduğunu anımsattı.

Kendiliğinden oluşan Hayır "cephesi"nin önümüzdeki seçimlere kadar uzun ince bir yolu var.

Adalet Yürüyüşü'nün bu bakışa sahip olması gerektiğini belirtmiştim.

Adalet Yürüyüşü'nün, bir "İktidar Yürüyüşü" kapsamında düşünülmesi gerekir. Bunun bir işaret fişeği.

Şunun şurasında yerel seçimlerin yapılacağı Mart 2019'a 20 ay kalmıştır.

Başarı ancak yoğun bir emek, müthiş bir çalışkanlık, çok iyi bir strateji ile kazanılablir.

Ağacın altına yatıp armudun ağzına düşmesini bekleyenlerin bulabileceği hiçbir şey yoktur.

Orhan Bursalı Cumhuriyet