Kayseri'nin golü olmasa!..

Trabzonspor seyircisinin gol kralları Şota için hiç durmaksızın yaptıkları 5 dakikalık tezahürat ahde vefanın müthiş bir örneği idi. Ki o Şota, kendini gol kralı yapan takımın başındaki Şenol Güneş’in bu kez yanında değil, karsısında idi.
Maçın, fauller ve buna bağlı kartlarla ilgili ilginç bir yönü vardı. İlk yarıda birbirine yok denecek kadar az, topa ise çok müdahale eden oyuncular, ikinci yarıda adeta bunun tersini yaptılar.
Maçın başlarında, ayağa iyi top yapan ve Trabzonspor defansında boşluklar bulan Kayserispor’un hızını Trabzonspor, ilk 20 dakikadan sonra kesmese, işi bayağı zor olacaktı. Çünkü, Şenol Güneş, yine ön liberosuz oynamayı tercih etmişti. Geçen hafta Manisa karşısında sahada gezinen onbirdekilerin yerine de Engin, Burak, Alanziho ve Cale’yi tercih etmesi hem doğru, hemde, kendini yıldız sananlara “aklınızı başınıza toplayın” uyarısı idi. Ama, görünen o ki. Alanziho, “Ne derseniz deyin. Benim aklım başımda değil” tavrından vazgeçmemişti. Şenol Hoca, haklı olarak ikinci yarıda ondan yine vazgeçti.
Özellikle Engin’in  hem kendine verilen şansı iyi değerlendirdiği, hem de Trabzonspor adına sahana en iyileri yapan oyuncu olduğunu söylemek gerek.
Ancak, mücadele gücü yüksek Kayserispor orta sahasının gücünü sindirmede Trabzonspor’un bu hattaki oyuncularından Selçuk, özellikle de Colman’ın yetersiz kalması sıkıntıların kaynağını teşkil etti. Ki bu nedenle çok mücadele ve müdahale etmek zorunda kalan Giray ikinci sıradan kırmızı kart bile gördü.
Hakem Büynamin Gezer için, 51’inci dakikada ne atan, ne de atmayanın ofsaytta olmadığı bir pozisyonda yan hakemin kararına uyarak Kayserispor’un “Buz gibi” golünü iptal etmesi maçın en kötü hareketi idi.
Bu haksızlığı saymaz isek, son dakikasına kadar büyük bir mücadele içinde geçen maçın normal sonucu zaten beraberlikti diyebiliriz.