Kenarlar lebaleb

AKP panikleme sürecinde. Bir yandan kurulmakta olan yeni partiye katılmaları önlemek istiyorlar, bir yandan bunu sağlayacağını sandıkları organizasyonların peşine düşüyorlar...

      Bitmedi, bir yandan da hem fetö, hem Zarrab, hem Merkel gibi iktidarı iyice yıpratan konu başlıklarından kurtulmaya çalışıyorlar...

      O kadar panik halindeler ki Genel Başkanları, farkında olmadan Türkiye'yi neden ve nasıl bir iç ve dış politika anlayışıyla kaotik ülke haline getirdiğini ağzından kaçırıveriyor...

      * * *

      Şu konuşma Genel Başkan'a ait:

      -Yürüyüşümüze ayağını uyduramayan kim varsa, başta bakan arkadaşlarım olmak üzere, bunları kenara koymamız lazım. Bakanlarımızın bu konuda kararlılığı çok önemli. Ayak uyduramıyor mu, kenara koyacağız, affedersiniz yolsuzluğa bulaşan mı var, kenara koyacağız.

       Bu konuşmada ayak uyduramayanların ve yolsuzluklara bulaşanların varlığı, zımnen ikrar edilmiş oluyor...

       Kenara koyarız dediklerinin akıbetini gördük, atamadılar, akladılar, pakladılar, kenara koyarak dikkatlerden kaçırmaya kalktılar. O isimler hâlâ aralarında ama canlı cenaze gibi...

       * * *

       Bir dönem geride kaldı...

       Şimdi, ABD'yi dolandırmaktan suçlu bulunan ve içeride tutulan Reza Zarrab ile bağlantılı olanların avukatlığını yapmaya kalkıyorlar. Kenara koyarız dedikleri rüşvet yeme uzmanı eski bakanlardan biri, Zarrab davası sanığı olarak iddianamede yer alınca beyler onun da avukatlığını üstlenmiş oluyor.

       Nasrettin Hoca merhuma sormuşlar:

       -Hocam eski ay'ı ne yaparlar...

       Cevap vermiş:

       -Kırpar kırpar yıldız yaparlar...

       Bunlar da "Kenara koyarız " dedikleri ay parçalarını atamıyor, satamıyor, yıldız yapıyorlar. Geldikleri nokta bu!

       * * *

       Kenara koyarız diyorlar ama yer kalmadı ki, kenarlar çoktan doldu...

 

Umacılara laf eden yok ama...

---

       Hep soruyorum, ne olacak bu memleketin hali...

       Kimsenin yaşantısına karışılmayacak diyenlerin nasıl bir toplum düşündükleri çoktan ortaya çıktı. O anlayışı maalesef hızla yerleştirmeye çalışıyorlar. Merhum Şerif Mardin'in sosyolojik rezalet saydığı "Mahalle baskısı" saptaması sürüyor...

       Olayın mağduru, bir kadın yurttaşımız...

       Evinde şort giydiği için apartman yöneticisi tarafından uyarılmış, yönetici "Herkes sizden şikâyetçi" demiş. İngilizce öğretmeni olan yurttaşımız bu uyarıyı çağ dışı bulduğunu söyleyerek tepki koymuş...

       Gerisini onun ağzından dinleyelim:

       -Sokakta rahat yok, mekânda rahat yok, kendi evimizde bile bize karışma cür'etini nasıl gösteriyor bu adamlar? Nerede, nasıl yaşayacağız! Polis çağırıp tutanak mı tutturayım, mahallede olay mı çıkarayım, delirmek işten bile değil. Bıktım bu tavırlardan...

       İktidarın yeşerttiği toplum düşmanları dışında bu tür saldırılardan bıkmayan yok, herkes benzer şikâyeti yapıyor...

       Toplumu kutuplaştıranların Allah cezasını versin!

     

Bu Vali de AKP tarafından atandı

--------------------------------------------

       Eski Bitlis Valisi Veysel Yurdakul, soyadının aksine fetoya kulluk edince kendisini cezaevinde buldu.

       Yargılandı, 7.5 yıl hapis cezası aldı, içeri girdi...

       Yargılanırken ben fetöcü değilim demedi. Hainlerin bankasında hesabı olduğunu doğruladı, çocuklarını iblisin dershanesinde ve okulunda okuttuğunu açıkladı, cemaate arsa verdiğini, para yardımı yaptığını kabullendi...

       Şimdi nerede biliyor musunuz?

       Evinde...

       Hastalıklarını bahane edince adli kontrol kaydıyla serbest bırakıldı...

       Beri yanda Avea'nın liste oyununa kurban edilen devlet memurları, öğretmenler ya içeride, ya dışarıda aç ve işsiz...

       Bu reva mı, revani mi!

 

ANLAMLI SÖZLER

-----------------------------------------------------------------

      İnsanı en çok yıpratan şey iyi niyetidir. (Oscar WILDE)

Yazarın Diğer Yazıları