Sevgili okuyucularım, bu sezon birbirinden güzel oyunların izleyenlerle buluştuğunu yazmıştım. Yine Devlet Tiyatroları Şinasi Sahnesinde geçen turdan devam eden başarılı bir eser 27-28-29-30 Kasım tarihlerinde seyircisiyle buluşuyor; “Kendime kıyamam” Eseri yazan, Almanların dünyaca tanınan başarılı yazarı Curth Flatow. Yazar özellikle komedi dalında 20’den fazla eser yazmış 50’den fazla tv dizisi, filmleri, denemeleri ve müzikal çalışması bulunuyor. Yazarın ürettikleriyle yaşadıkları arasında sıkı bir bağ var. Eser komedya-komik Yazar üslubu ve ustalığıyla komediye farklı bir boyut katmış eser güldüren - eğiten ve düşündüren temalarla dopdolu.
Tiyatro tarihi boyunca komedyanın geçirdiği evrimi belirten bir sıralama yapmamız gerekirse, antik komedya, (Eski komedya, Orta, Yeni evreleri ile) klasik, romantik, modern komedya kümelerinden bahsedebiliriz. Komedya amacı malzemesi yöntemi bakımlarından büyük bir yelpazeye sahip olan çeşitlemesi bol bir sahne sanatı, tüm bu türlerin ortak noktası ise gülmek, güldürmek üzerine düzenlenmiş olması günümüz komedyası seyircisini sadece düşündürmek ve onu farkında olmadan yaşadığı gerçekler konusunda uyarmak için soğukkanlı ve nesnel takdimlerle yetinmiyor. Onu sarsıyor, tedirgin ediyor.
Böylece seyircinin eskimiş düşünce kalıplarını kırıp daha gerçekçi ve akılcı değerlendirmeler yapabileceğini hedefliyor. Komedya’nın yenileyici işlevi sorular sorup, yaşanılan anın gerçeklerine uygun yanıtlar arıyor. Böylece kişinin yaşadığı çevreyle daha sağlıklı ilişkiler kurmamsını hedefliyor. Salt gülmenin çok ötesine geçip; şaşırtan, afallatan hatta korkutan öğelerle seyirciyi besliyor, düşündürüyor, komik olan, başka bir pencereden görmemizi sağlıyor. Komedya işlevinin farklı olmasına karşın, öteki dram türleri ile aynı yapıya sahiptir. En belirgin ayrım komedyanın sonunda işlerin tatlıya bağlanmasına karşın tragedyada ve öteki dram türlerinde oyunun bir yıkım, ya da mutlu olmayan bir sonla noktalanmasıdır. Komedya sanatının değeri, yaşamın en zor ikilemini irdelemeyi göze almış olmasından ileri geliyor. Çünkü komedya hem doğa’ya daha yakın, daha özgür, daha adil bir toplum yaratmayı amaçlıyor hem de yerleşik sağlam değerleri yaşatıp düzeni korumaya çalışıyor. Kısacası komedya hem devrimci demde tutucu özelliklere sahip. Günümüzde geleneksel komedya anlayışından uzaklaşıldığını kara komedya dediğimiz yaşamın daha çetin ikilemlerine el atan yeni bir türün geliştiğini de görüyoruz. Sıkıntı ve acının çoğunluklu olduğu dünyamız da, gülmeye de hakkımız var, kaygılardan biraz uzaklaşmalıyım diyorsanız, işte tüm bunlar “Kendime kıyamam” oyununda seyirciyle buluşuyor, güldürüyor, düşündürüyor. Eseri Devlet Tiyatrosunun usta yönetmenlerinden Ali Hürol sahneye koymuş. Birçok çalışmasını izlediğim özellikle “Bit Yeniği” isimli oyunda da rejisine hayran olduğum Ali Hürol bu çalışmasında da çok başarılı, eserin ruhuyla oyuncusunu çok ustaca buluşturup izleyenlere enfes bir gösterim sunuyor. Devlet Tiyatrosunun başarılı oyuncularının üstün performansı, güçlü bir metin, dekor, giysi, ışık tasarımı her şey harika. Böylesi komik bir hikâyede her izleyen kendi hikâyesini yaratacak bence kaçırmayın diyorum. İyi seyirler sevgili okuyucularım.
