Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sadi SOMUNCUOĞLU

Sadi SOMUNCUOĞLU

Kendine yer arayan CHP

CHP'nin 35. kurultayında  21 maddelik sonuç bildirgesini oybirliği ile kabul edildi. Bildirgenin; egemenliğimiz, millî - üniter devlet yapımız ile birlik ve bütünlüğümüzü ilgilendiren ifadeleri üzerinde durmak isteriz.

CHP Bildirgesinin Giriş bölümünde, CHP'nin; "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran" parti ve "Türkiye'yi, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün gösterdiği 'çağdaş uygarlık düzeyine taşıma' iddiasının siyasal örgütü" olduğu vurgulanıyor.  Sonra da, "farklı kimliklerin, barış ve kardeşlik ilkesine bağlı kalarak yaşamasını amaçlayan yeni bir geleceğe Türkiye'yi ulaştıracaktır." deniliyor.  Siz buna, CHP'nin farklı kimliklere dayalı "Yeni Türkiye'si" de diyebilirsiniz. Ama bu, çok yanlış ve yıkıcı bir kabul olur. Doğrusu, açık ve dürüst bir ifade ile; 1. "Kimlikleri ne olursa olsun, bütün vatandaşlar kanun önünde eşittir"; 'barış ve kardeşliğe' ancak böylece ulaşılabilir" denilmeliydi. 2. Bildirinin 11. Maddesinde, hem "Etnik köken ve inanç temelinde siyasete"  karşı çıkar, hem de aynı söylemde bulunursanız, çelişkiye düşersiniz. 3. CHP, Türkiye Cumhuriyetini kuran parti ise, unutmamalı ki, Atatürk egemenliği, Türk Milleti esasına göre tesis etmiştir. (1924 Anayasası 3 ve 4. Maddeler) Bunun için  Büyük Atatürk'ün, "Ne mutlu Türküm diyene" özdeyişine ve "Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye Halkına Türk Milleti denir" kurucu ilkesine sadık kalmak zorundasınız. Aksi halde, çelişkiye düşersiniz. 

CHP Bildirgesinin 6. Md. de: " … Yerel yönetimler güçlendirilmeli, bu doğrultuda ilk adım olarak Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı üzerindeki şerhler kaldırılmalıdır." denilmektedir. Bildirgenin bu cümlesinin, hayrettir  "İmralı Mutabakatı"nda aynen yer aldığını görüyoruz. Devam edelim: idam mahkumu, KCK Genel Başkanı, teröristbaşı Öcalan ile Başbakan Erdoğan'ın emrine uyan devlet görevlilerinin İmralı Cezaevinde  8 Ocak 2013'de yaptıkları  adına "Çözüm süreci" de denilen "İmralı Mutabakatı"nın, 3. Basmak 3. Md." sini aynen şöyledir:  " Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi. Bu arada Türkiye, Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler Özerklik Sözleşmesi'ne koyduğu şerhi kaldıracak." [http://www.radikal.com.tr/yazarlar/eyup-can/iste-yeni-imrali-mutabakati-1115830/]

Demek ki; AKP, CHP, PKK/KCK, Türkiye Cumhuriyetinin üniter ve milli devlet yapısını ortadan kaldırmak konusunda görüş birliği içindeler. Şimdi soralım; CHP, kurduk dediği Türkiye Cumhuriyetini ve egemenliğini etnisitelere göre dönüştürmek suretiyle mi "Türkiye'yi, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün gösterdiği 'çağdaş uygarlık düzeyine taşıyacaktır? Diğer ifadesiyle, rehberimiz, PKK/KCK mı olacaktır?

CHP Bildirgesinin 11. Md.de; "Kürt sorunu salt güvenlikçi politikalarla çözülemez… Kürt sorunu eşit yurttaşlık temelinde, milletin temsil edildiği TBMM zemininde toplumsal uzlaşma ve ortak akıl ekseninde çözülmelidir." İlk cümle, amacı gizleyen örtü olarak kullanılmıştır. Zira çok yönlü tedbirlerin, eş zamanlı olarak  alınması kastedilmemektedir. Yani; olağanüstü hal yönetimi, para kaynaklarının kurutulması, güçlü iç-dış istihbarat, eğitim, ideolojik mücadele, medya ve kamuoyu desteğinin sağlanması, diplomasi ile emperyal güçlerin etkisinin kurutulması gibi tedbirler düşünülmemektedir. İkinci cümle ile bu husus açıklığa kavuşmaktadır. Şöyle ki; "Kürt sorunu, eşit yurttaşlık temelinde, milletin temsil edildiği..." ifadesi ile kastedilen nedir? Anayasalarımızın tamamında, "eşit yurttaşlık" temelinde Türk Milleti temsil edilmektedir; bu bir temel ilkedir. Esasen, bu topraklarda bin yıldır egemenlik, bütün vatandaşları temsil eden Türk Milletine aittir.

Bildirinin bir çok yerinde bahsi geçen "eşit yurttaşlık temelinde milletin temsili"  söyleminin gerçek anlamı bilinirse, şifre çözülmüş olacaktır. Hemen söyleyelim; bu ifadeden, "etnik grupların eşitliği ve bu grupların TBMM'de temsil" edilmesi, yani egemen unsurlar olmaları kastedilmektedir. Türk adının anayasadan çıkarılması da aynı amaca dönüktür. Tamam da, insanlık hukuku, toplum gruplarının eşitliğine dair bir kriter bulamamıştır. Eşit olan birey/vatandaştır, böyle olunca da, zaten  bütün farklı gruplar da eşitlenmiş olmaktadır. CHP Bildirgesinin gereği yapılacak olursa, [AKP-PKK/KCK da bunu istiyor] sıra egemenliğin bölüşülmesine gelecektir. Çünkü gruplar eşit yapılırsa. Egemenlik de paylaşılacak,, devlet de bölüşülecek demektir. Tarih boyunca olduğu gibi iç savaş kaçınılmaz hale gelecektir.  Günümüzde; Libya, Irak, Suriye, Afganistan gibi ülkelerde yaşanan, sonu bir türlü gelmeyen  kanlı çatışmalar, egemenliğin paylaşılmaya kalkışılmasından kaynaklanmaktadır.

"Çözüm süreci" denilen İmralı Mutabakatı, 3. Basamak 1. Md.de anayasadan Türk adının çıkarılacağı açıkça yazılıdır.

CHP Bildirgesinin 17. Md.de: Yuvarlak, genel ve kimliksiz güzel sözlerden sonra, "Eğitim reformuyla,… evrensel değerlerle donatılmış bir eğitim sistemi kurulmalı" denilmektedir. Burada, tek başına ne demekse, "evrensel değerler" var, ama milli değerlere yer yok. 6 Ok bu muydu?  Atatürk, "Bilelim ki millî benliğini bilmeyen milletler başka milletlere yem olurlar." demiyor muydu?

Yerini şaşıran CHP'ye, bir avuç transfer mahsulü bölücü radikal, yön mü veriyor?

Yazarın Diğer Yazıları